CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu,  partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, toplantı öncesinde gazeteci yazar Bekir Coşkun'u sonsuzluğa uğurladıklarını ifade etti. 

Bekir Coşkun'un kalemini satmayan yiğit bir gazeteci olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Coşkun'un, "düşündüğünü şiir tadında yazan" bir gazeteci olduğunu söyledi. 

Kılıçdaroğlu, "Bekir Coşkun, belli çevreleri ürküten bir gazeteci. Adaletten, haktan, hukuktan yana olan bir gazeteci. Sadece insan haklarını değil, canlı olan herkesin hakkını ve hukukunu savunan bir gazeteci. Ağacın, kuşun, kedinin, köpeğin, her şeyin korunması gerektiğini söyleyen bir gazeteci. Urfa'dan İstanbul'a, Ankara'ya yolculuğu güzel bir yolculuktur aslında. Urfa'nın kültürünü asla unutmayan bir gazeteci. Son yazısında Urfa'nın hoyratına benzer bir dörtlüğü vardı. Şöyle diyordu: 'Yazarım yazı bilmem. Bu yaz böyle geçti, gelecek yazı bilmem.' Evet, bu yazı böyle geçirdi ama gelecek yazı bilemedi." diye konuştu. 

Coşkun'a Allah'tan rahmet, yakınlarına ve basın camiasına başsağlığı dileyen Kılıçdaroğlu, Coşkun'un bütün yazılarının miras kaldığını, onun beklentilerini yaşatmanın herkesin ortak görevi olduğunu dile getirdi.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde hafta sonu gerçekleşen seçimde cumhurbaşkanı seçilen Ersin Tatar'ı tebrik eden Kılıçdaroğlu, "Demokratik bir yarış gerçekleşti. Sayın Ersin Tatar cumhurbaşkanlığına seçildi. Kendisini hem Twitter üzerinden hem de doğrudan telefonla kutladım. Başarılarının sürekli olması hepimizin ortak arzusu. Umuyoruz ve diliyoruz, Kıbrıs'ın tanınması konusunda çok daha geniş, köklü bir çabayı hayata geçirir. Kıbrıs'a barışın ve demokrasinin gelemesini sağlayan kişi rahmetli Bülent Ecevit. Bu vesileyle Ecevit'i de saygıyla, sevgiyle, hürmetle anmak hepimizin ortak görevi." dedi. 

19 Ekim'in Muhtarlar Günü olduğunu anımsatan Kılıçdaroğlu, muhtarların hakkını ve hukukunu savunmanın CHP'nin görevi olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, 82 değişik kanunda 354 maddenin muhtarlarla ilgili olduğunu, hiçbir muhtarın bunları bilmediğini, kendisinin de hiçbir siyasinin de bunları bilmediğini ifade etti.

"Muhtarlar için neden tek, özgün bir kanun çıkarılmaz?" sorusunu yönelten CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmede bulundu:

"Biz bununla ilgili bir çalışma yaptık. Çalışmamız da hazır. Eğer diğer siyasi partiler de 'evet' derse muhtarların hakkını, hukukunu özel bir yasada düzenleyelim ve bu özel yasada yer alsın. Belediye başkanlarının, milletvekillerinin var da niye muhtarların yok. Üstelik muhtarlar gerçek anlamda demokrasiyi temsil eden kesim. Hiçbir siyasi partiye üye değil. Adıyla sanıyla çıkıyor, 'şunları yapacağım bana oy verin' diyor. Oyunu alıyor, geliyor koltuğuna oturuyor. Muhtarlık seçimleri birinci sınıf demokrasiyi andırır. Aynı zamanda muhtarlarla ilgili olarak bir bütçenin de olması gerekir. Bütün muhtar kardeşlerime söylüyorum: Gördüğün her siyasiye söyle, 'Neden bizim bütçemiz yok kardeşim'. Belediyenin bütçesi var, başkan seçimle geliyor. Hizmetse ben de hizmet ediyorum. En azından evinde yiyeceği olmayana ben yardım edeyim. Sosyal yardımlar politik olarak dağıtılacağına, sosyal yardımların muhtarların eliyle dağıtılması lazım. Bir mahallede, köyde kimin yoksul olup olmadığını, kimin ihtiyaç sahibi olup olmadığını en iyi muhtar bilir. Niye devre dışı tutuyorlar? Yine aynı şekilde muhtar tek başınadır. Bir yere gittiği zaman muhtarlığı kapatmak zorundadır. Oysa muhtar olmadığı zaman, bürokratik işleri yapabilmesi için bir kişinin görevlendirilmesi lazım. Bizim bazı belediyelerimiz bu görevlendirmeleri yapıyor. Bunun yasal anlamda gerçekleşmesi lazım."

Kılıçdaroğlu, Hatay'daki orman yangınlarına belediyenin de müdahale ettiğini belirterek Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş'a teşekkür etti. Bu yangınların söndürülmesinde katkı veren Mersin, Adana, Gaziantep, Osmaniye ve Kahramanmaraş belediye başkanlarına da teşekkür eden Kılıçdaroğlu, bunu söylerken siyasi parti ayrımı yapmadıklarına işaret etti. Kemal Kılıçdaroğlu, Hatay'da evleri yanan ailelere yardımda bulunulduğunu ve yangında zarar gören içme suyu isale hattının yapıldığını da anlattı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk gençliğinin fikri, vicdanı ve irfanı hür olmasını istediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, bu çerçevede genç kuşakların yetiştirildiğini, Nobel ödülleri alındığını, sanatın ve kültürün geliştirildiğini, bazı üniversitelerin de dünyada söz sahibi olabildiğini belirtti.

"Çağ açan bir proje"

Kemal Kılıçdaroğlu, MHP tarafından başlatılan "Askıda Ekmek Kampanyası"na ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu:

"Projeye bakın, ne proje ama. Çağ açan bir proje. Bizim fakirliğimizi, bu iktidarın 18 yıl sonunda bizi getirdiği rezilliği bundan daha iyi dünyaya anlatamazsınız. O nedenle Sayın Bahçeli'ye yürekten teşekkür ediyorum. Kuru soğana mahkum ettiniz. 21. yüzyıldan söz ediyorum. 83 milyon, bir avuç tefeciye hizmet eder hale geldik. Beyler tefecilere milyar dolarları yağdırırken, işinden olan adama 'Sana ayda 1168 lira vereceğim. Günde 39 lira. Krallar gibi yaşayacaksın.' diyor. Bunlarda vicdan var mı? Açlık sınırı 2448 lira. Açlık sınırının altında milyonlar var."

"Evlatlarımız geleceklerini yurt dışında arıyor"

Kemal Kılıçdaroğlu, genç kuşağın geleceği Türkiye'de değil yurt dışında aradığını savunarak yapılan bir anketi anlattı. Mayıs ayında gençlere yöneltilen "İmkanınız olsa yurt dışına yerleşip orada yaşamak ister misiniz?" sorusuna Türkiye genelinde yüzde 62,5'inin "evet" yanıtını verdiğini söyleyen Kılıçdaroğlu, "AK Partili gençlerin yüzde 47,3'ü de 'İmkanımız olsa yurt dışına giderdik.' diyor. Bu tablonun sorumlusu kim?" diye sordu.

Kılıçdaroğlu, eylülde yapılan gençlik araştırmasındaki "Size kalıcı olarak başka bir ülke vatandaşlığı verilirse Türkiye'yi terk edip o ülkeye yerleşmeyi düşünür müsünüz?" sorusuna yüzde 64'ün "Evet terkederim." karşılığını verdiğini belirterek, "Böyle bir gençlik yetiştirdiler. Beka sorunu, beka sorunu... Bundan daha büyük beka sorunu olur mu? Bizim yetiştirdiğimiz evlatlarımız geleceklerini yurt dışında arıyorlar. Erdoğan'ın ve beslemelerinin sayesinde arıyorlar." sözlerini sarf etti.