Yol ve Sürüş Güvenliği Uzmanı Ethem Genim, sürücülerin karlı havalarda uygulayabilecekleri sürüş tekniklerine ilişkin bilgi verdi.
Türkiye'nin dikdörtgen bir coğrafyaya sahip olduğunu dile getiren Genim, söz konusu alanda doğu-batı, kuzey-güney eksenlerinde ciddi iklim farklılıkları olduğunu söyledi.
Genim, İstanbul'dan yola çıkan bir yolcu otobüsünün 12 saatlik sürede çok farklı mevsimler ve zemin şartlarıyla karşılaşacağını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bu farklılıklar sadece zemin şartlarıyla alakalı değil. Görsel olarak da ciddi farklar var. Çok düşük bir yükseklikte sisle karşılaşabiliyor. Güneş varken bir anda tipi, buz hatta gizli buzlanma olabiliyor. Bölgesel olarak bakıldığında kışın doğu ve kuzey bölgeler ayrı bir sürüş tarzı gerektirebilir. Takip mesafesi, inişlerde viraj dönüş açısı gibi değişkenler sürücüleri zorlar. Yüksek kesimlerde aşağı inerken sürücüleri bekleyen en büyük tehlike, gündüz vakti güneşin erittiği kar, virajın içinden karşıdan karşıya geçer. O aradan su akar. Orada ısının aniden düşmesi 3-5 metre alanda gizli buzlanma, siyah buz dediğimiz bir alan oluşturur. Nem bile bu alanı oluşturabilir."
Sürücünün değişen şartlara ayak uydurmasının güvenli bir sürüş için elzem olduğuna vurgu yapan Genim, şu bilgileri verdi:
"Hızını muhakkak düşürmesi gerekiyor. Yorgun olmamalı. Özellikle şehirlerarası insan taşımacılığında firmalar ayakta kalmak için birtakım şeylerden kısmak durumunda kalıyor. İşte kısılan bu ihtiyaçlar hem taşınan insanların hem de karşıdan gelenlerin hayatını ilgilendiren sonuçlara neden olabiliyor. Örneğin lastik konusunda kaplama yapılıyor. Bunlar nerede ve ne şartlar yapılıyor? Kışın zemin soğuk olduğunda lastiğin hamurundaki kauçuk daha fazladır ki dönmeyle ortaya çıkan sürtünme katsayısında lastik ısınır. 60 veya 90 kilometre hızla giden lastiğin ısısı farklıdır. Lastik yumuşadıkça zemindeki pürüzler lastiğe batar. Bu da aracın tutunmasını olumlu etkiler. Şehirlerarası yük ve insan taşıyan araçlardaki en büyük eksiklik sadece tahrik tekerleklerinde kış lastiği mecburiyeti olmasıdır."
Genim, frenlemenin araçların kalkışından daha önemli olduğunu aktararak, sadece tahrik tekerlerinde değil frenlemeye maruz kalan tüm tekerlerde kış lastiğinin zorunlu olmasını gerektiğini söyledi.
Dört çeker araç kullananlarda söz konusu durumun yanlış anlaşıldığını ifade eden Genim, "Evet kalkarken bir avantajınız var ama frene bastığınızda her araç gibi 4 tekerle bunu yapacaksınız. Demek ki 4 çeker araçlarda da bir avantajdan bahsedemeyiz. Tırlarda o kadar dingil var sadece çekicinin tahrik tekerlerinde kış lastiği mecburiyeti var. Aracın fren yapan onlarca tekerleği var, hepsi yere temas ediyor." diye konuştu.
Yola çıkacak sürücülere tavsiyeler
Genim, şehirlerarası yola şahsi araçlarıyla çıkan kişilerin mutlaka yol planı yapması gerektiğini belirterek, 2 veya 2,5 saatte bir mola verilmesinin önemine değindi.
Yola çıkmadan önce hava şartlarının takip edilmesini öneren Genim, şu bilgileri verdi:
"Gidilecek bölgedeki şartların öğrenilmesi lazım. Araçlarda zincir veya kar paleti, çeki halatı, ilkyardım çantası gibi donanımların olması gerekir. Hatta fosforlu yelek de bulundurmalılar. Gece inip zincir takan sürücüler hayatını kaybediyor. Zor hava şartlarında gitmeye mecbursanız aracınızda battaniye dahi bulundurmanız gerekiyor. Yakıt depolarının dolu olması önemli. Bazı durumlarda aracınızda saatlerce mahsur kalabilirsiniz. Türkiye'de şehir içi ulaşımda Karayolları ve belediyelerin hizmetleri gerçekten çok iyi. Fransa örneğini verebilirim. Türkiye'de bu konuda sağlanan hizmetler bu ülkelerin katbekat üzerinde."
Genim, araçların her geçen gün yeni teknolojilerle donatıldığını anımsatarak, buna rağmen sürücülerin kullandıkları araçları tanıma becerilerinin beklenen seviyede olmadığını anlattı. Türkiye'de kış ve kar lastiği kavramlarının da karıştırıldığını belirten Genim, lastik konusunda ciddi bir bilinçlenmeye ihtiyaç olduğunu söyledi.
Genim, Türkiye'de şartlara göre araç kullanma yeteneğinin gelişmediğini dile getirerek, "Şu anda karsız yolda sürücüler nasıl gidiyorlarsa karlı yollarda da aynı hızlarla seyrediyorlar. 90-120 kilometre arası hız körlüğünün olduğu bir aralıktır. Sürücüler genellikle bu hızlar arasında kaza yapar. Bizde yüksek hız kazaları çok azdır. Türkiye'deki trafik kazalarının nedenlerinin başında sabırsızlıktan kaynaklanan acelecilik geliyor. Araçlarımızı biraz sabırlı kullansak hiçbir şey olmayacaktır." ifadelerini kullandı.