Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Kadına şiddete karşı fayda sağlayacaksa biz Anayasa'yı bile değiştirmeye hazırız" dedi.
Kadına Yönelik Şiddet İzleme Komitesi toplantısı Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk'un katılımıyla Hakimevinde yapıldı.
Kadına yönelik şiddetin din, dil, ırk coğrafya ayırt etmeksizin dünyada yaygın karşılaşılan problem olarak durduğunu belirten Gül, "Toplumları derinden etkileyen kadına yönelik şiddet, aile ve çocuklar başta olmak üzere toplumdaki kadın, erkek bütün bireyler üzerinde olumsuz etkiler göstermektedir." dedi.
Şiddet olgusunun fiziksel, ekonomik, ruhsal etkilerinin yanı sıra toplumsal düzeni de bozduğunu belirten Gül, "Anayasa'mızın işaret ettiği gibi başta yaşam hakkının korunması olmak üzere kişilerin haklarının ve maddi, manevi varlığının korunması temel görevdir. Kadın, erkek ayırt etmeksizin insan onurunun, haklarının korunması ve geliştirilmesi, toplum düzeni ve hukuk sistemlerinin temel önceliğidir" diye konuştu.
"Kadına şiddet konusunda asla toleransımız yoktur"
Bakan Gül, kadına yönelik şiddeti insanlığa yapılan en önemli ihanet olarak nitelendirerek, şunları kaydetti:
"Şiddet mağduru kadınların çoğunluğunun aile içi şiddetten etkilendiği ortaya çıkmaktadır. Bu konudaki birçok çalışmaya karşın hala kadına yönelik şiddetle karşılaşmaktayız. Her nerede ve ne şekilde yaşanırsa yaşansın kadına şiddete karşı en güçlü şekilde mücadelemizi sürdüreceğiz. Kadına şiddet konusunda asla ama asla toleransımız yoktur, olamaz."
"Önleyici politikalarımızı geliştiriyoruz"
Kadına yönelik şiddete karşı önleyici politikalar geliştirdiklerini ve koruyucu tedbirleri almaya devam ettiklerini belirten Gül, gerek ceza, gerek hukuk mevzuatında yapılacak düzenlemenin kadının haklarında yeni mağduriyetlere sebebiyet vermemesi için her türlü çabayı göstereceklerinin altını çizdi.
Suç mağduru çocuklar ile şiddet mağduru kadınların ifadelerinin alınmasında adli görüşme odalarını kurduklarını hatırlatan Gül, şunları belirtti:
"Bunların yaygınlaştırılması için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Şu an 59 adli görüşme odasını bu yıl sonuna kadar 2 ilimizde daha yine kurarak faaliyete geçireceğiz. Bu ünitelerde 2 yılda yaklaşık 11 bin ifade alınmıştır ve sanık ile mağdur yüz yüze getirilmemiştir. Bu çok önemli bir usül düzenlemesidir. Daha çok çocuklar faydalansa da ikincil olarak da kadınların bu sistemden yaralandığını görmekteyiz. Yargı reformu strateji belgemiz ile güven veren ve erişilebilir bir adalet sistemini vizyon olarak benimsemiş bulunmaktayız. Belgemizde kadın haklarına ilişkin uygulamaların geliştirilmesi de bir hedef olarak belirlenmiştir."
Şiddet mağduru kadınların adalete erişimlerinin güçlendirilmesi konusunda çalıştıklarını vurgulayan Gül, "Bu kapsamda başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere adli süreçte destek vermek üzere yeni bir birim müdürlük ihdas edildi. Adli destek ve mağdur hizmetleri müdürlükleri 7 pilot ilde faaliyete geçirdik. 2020'nin ilk yarısında bu müdürlüklerin bütün ülke sathında yaygınlaştırılmasını hedefliyoruz." dedi.
Özellikle savcıların yargısal süreçlerinde bu merkezler ile irtibatında yasal bir boşluk olduğu için sorunlar yaşandığına işaret eden Gül, şöyle devam etti:
"Birinci yargı paketinde bu anlamda kadının ve çocuğun yanında olan bu düzenlemeler hayata geçirilmiştir. Yine aile ve çocuk mahkemelerinde hizmet veren uzman psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacılarımızın bütün mahkemelerde hizmet verecek şekilde de istihdamı sağlanmıştır."
Koruyucu ve önleyici tedbir kararları
Mahkemelerce kadına yönelik şiddet vakalarına yönelik koruyucu ve önleyici tedbir kararlarının verildiğini anlatan Gül, "2019 yılı verilerine baktığımızda, mahkemelerce 174 bin 958 kişi hakkında 509 bin 172 farklı tedbire hükmedildiğini görüyoruz." diye konuştu.
Gül, yeni dönemde vakaya özgü tedbir kararlarının belirlenmesi hususunda uzman desteği alınmasının sağlanacağını kaydetti.
Aile hakimi olarak deneyim kazanan kişilerin bundan sonraki görev yerlerinde de aile hakimi olarak çalışması konusunda bir düzenleme hazırladıklarını da ifade eden Gül, şu değerlendirmede bulundu:
"HSK çalışmayı başlatmıştır. Birden fazla aile mahkemesi bulunan adliyelerde de yine bir mahkemenin tedbir mahkemesi olarak belirlenmesi üzerinde çalışıyoruz. Aile mahkemesi bulunmayan adliyelerde de yine asliye hukuk mahkemesine tedbir dosyalarını takip ile görevlendirilmesi, çalışmalarımız içerisindedir. Böylece daha ihtisaslaşma ve daha az hatayla mümkün olursa sıfır hatayla yargısal sürecin değerlendirilmesi çok önem kazanmaktadır."
Hakim ve savcılara eğitim
Aile hukukundan kaynaklanan davalar ve 6284 Sayılı Kanun'un uygulanması konusunda bu yıl, 1911 hakim ve cumhuriyet savcısına meslek içi eğitimin verildiğini dile getiren Gül, "3 bin 996 hakim, savcı adayımıza da mesleğe başlamadan bu eğitimler verilmiştir. 2020 hedefimizde 3 bin 200 hakim ve cumhuriyet savcısı için meslek içi eğitim verilmesini hedefliyoruz. 1722 hakim savcı adayımıza da mesleğe başlamadan bu eğitimleri vereceğiz." diye konuştu.
Şiddetle karşılaşılmadan önce şiddetin önlenmesinin önemli olduğuna dikkati çeken Gül, "Aksi halde şiddet vakası akabinde verilecek tedbir kararları ve cezalandırma yoluyla bu suçların tam anlamıyla önüne geçebilmemiz mümkün değildir." değerlendirmesinde bulundu.
"Anayasayı bile değiştirmeye hazırız"
"Kadına şiddete karşı fayda sağlayacaksa biz Anayasa'yı bile değiştirmeye hazırız." ifadesini kullanan Gül, "Bu konuda hiçbir çalışmadan, hiçbir çabadan geri durmayacağımızı bir kez daha ifade etmek isterim. Ve sıfır tolerans politikası çerçevesinde Aile Bakanlığımıza her türlü desteği, sivil toplum olarak ve tüm insanlar olarak her türlü desteği vermek hepimizin boynunun borcudur. Şiddet kime karşı yapılırsa yapılsın insan onurunu zedelemektedir. Ve topyekün şiddete hayır diyebilmek insan olmanın da bir gereğidir." sözlerine yer verdi.