İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İzmir'de bir otelde düzenlenen "Ege Bölgesi Göç, Güvenlik ve Sosyal Uyum Çalıştayı"na katıldı.
Burada konuşan Soylu, Almanya'ya göç eden Türk vatandaşlarını anımsatarak Almanya'nın 1961'de başlayan bu göç için en küçük bir göç politikasının bulunmadığını, göçün kendi dinamikleri olduğunu ifade etti.
Almanya'daki Türklerin yüzde 60'ının, Fransa'dakilerin ise yüzde 70'inin kendilerini Türk Avrupalı olarak tanımladığını kaydeden Soylu, uyum politikalarının birlikte yaşama kültürünü beraberinde getirdiğini hem yerleşik toplumlar hem de göçmenler için bunun geçerli olduğunu aktardı.
Suriye ile ilgili gelişmelere de değinen Soylu, "Türkiye bugün bir yandan göçü yönetmeye çalışıyorken bir yandan da bölgedeki istikrar ve huzur ortamının tesisi için çalışmaktadır." dedi.
"Biz sömürgeci bir millet değiliz. Hiçbir zaman olmadık, olmayacağız da"
Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatlarının olmaması halinde Türkiye'nin komşularının kimler olacağını soran Soylu, "Afrin'de adamlar kanton bölge kurmaya çalıştılar. Bunun farkında değil miyiz biz? Bir devlet kurmak istediler. İran, Türkiye, Irak ve Suriye. Kim yapmak istedi bunu. Bir terör örgütü. Buna müsaade mi etmeliyiz? Peki Kurtuluş Savaşı'nda mücadele edenler, dedelerimiz, kahramanlarımız bize nasıl bakar?" ifadelerini kullandı.
Geçen gün terör örgütüne yönelik operasyonda Cudi'de 2 ton hazır halde patlayıcı bulduklarını hatırlatan Soylu, şunları kaydetti:
"Biz neyle karşı karşıya kaldığımızı biliyoruz. Bu patlayıcıları veren müttefiklerimiz barış için verdiklerini söylüyorlar. Zaten dünyada kim ne halt yiyorsa barış için yiyor, kardeşlik için yiyor. Zeytin Dalı ve Fırat Kalkanı alanlarında şu anda 1,5 milyon insan yaşıyor. Kendileri yönetiyor, kendileri üretiyor. Biz sadece onlara danışmanlık yapıyoruz. 390 bin civarında insan oraya gitti.
Okullar çalışıyor, hastaneler çalışıyor, adalet çalışıyor, emniyet çalışıyor, su çalışıyor, elektrik çalışıyor. Bizim bakışımız ile batının sözde bakışı arasında çok ciddi bir fark vardır. Biz sömürgeci bir millet değiliz. Hiçbir zaman olmadık, olmayacağız da."
"11 Fransız vatandaşını Aralık ayının başında gönderiyoruz"
Türkiye'deki Suriyelilerin çocuklarının eğitim alma oranının yüzde 95'lere vardığını işaret eden Soylu, Türkiye'deki uyum sürecinin eğitimden sağlığa kadar her alanda gerçekleştirildiğini ifade etti.
Göçe kaynaklık eden ülkelerde huzur ve istikrarın sağlanmasının şart olduğunu vurgulayan Bakan Soylu, "PKK, PYD ve DEAŞ'ın etkinliklerini bitirmediğiniz sürece göçü durdurmak ve tersine çevirmek mümkün değildir. Türkiye bu anlamda göç yönetimde ciddidir. Çünkü terörle mücadelede ciddidir. Bugün DEAŞ'lıları ülkelerine iade etme sürecimiz de aynen devam ediyor. Mesela bu hafta cuma, cumartesi günleri Belçika ve İrlanda'ya iadelerimiz olacak. Yine 11 Fransız vatandaşı DEAŞ'lıyı aralık ayının hemen başında Fransa'ya gönderiyoruz." diye konuştu.
"Ülkelerine geri dönen Suriyelilerin sayısının 370 bin"
Şu an için ülkelerine geri dönen Suriyelilerin sayısının 370 bin olduğunu belirten Soylu, "Birileri yeterli bulmayabilir ama önemli olan, bu akışın bir şekilde vücut bulmuş olmasıdır. Öte yandan çok ciddi bir düzensiz göçmen baskısı altındayız ve bu durum giderek artıyor. 2016 ve 2017, 175 bin ve 176 bin, 2018'de 268 bin. Şu an ne kadar biliyor musunuz, geçen cuma rakamları 405 bin, şimdi 420 bin ile 430 bin arasında." şeklinde konuştu.
"O eve yapılan işareti kendi evime yapılmış olarak görüyorum"
Soylu, İzmir'de bir Alevi vatandaşın evinin işaretlenmesi ile ilgili de "O eve yapılan işareti, kendi evime yapılmış işaret olarak görüyorum. Arkadaşlarımız o kişiyi bulacaktır. İçişleri Bakanlığı olarak bizatihi tarafız bu olaya hukuken de tarafız. Adaletin önüne o kişi çıkacak ve bunun bedelini ödeyecek." ifadelerini kullandı.
Güncelleme Tarihi: 28 Kasım 2019, 13:36