BM insan haklarının ihlali ile ilgili gerçekleştirdiği son oturumda, Çin hükümetinin bahsi geçen amaç için açtığı binlerce Nazi vari kampların kapatılması ve bu kamplarda işkence gören ve ölmekte olan Uygurların derhal serbest bırakılması hakkında Çin’i uyarmış, kalleş Çin hükümetinin bunu inkar etmesi üzerine ülkeye bir heyet göndererek yerinde durum tespiti yapması kararı almıştır. Düzenbaz Çin hükümeti, gerçeği dünyadan gizlemek için kamplardaki Uygurları Çin’in iç kesimine nakletme operasyonuna başlamıştır.
NASA’da mühendis olarak çalışan Uygur bilim adamı Erkin Sıdık’ın 09.01.2019 tarihinde husus ile ilgili yazısında şu bilgilere yer vermiştir:
Yurt dışında yaşayan insan hakları savunucusu bir grup Çinlinin kurduğu “Sert Kış” (Bitter Winter) adlı, Çince ve İngilizce yayın yapan bir sosyal medyası bulunmaktadır. Adı geçen grubun Çin’de çok sayıda fedai ajanları bulunuyor. Bu ajanlar, toplama kamplarına kapatılan Uygurlar için Çin’in iç kesimlerinde hazırlanmakta olan hapishanelerde görevli polis ve gardiyan gibilerle direkt temas edip hususla ilgili bilgileri temin etme imkanına sahip olup, bu bilgileri kendi medya ağlarında yayınlamaktadır.
Adı geçen grubun yakında ele geçirerek medyaya servis ettiği bir videoda operasyon hakkında teferruatlı bilgiler içermektedir:
Bahsi geçen videoyu çeken kişi kaybolmuş, “Sert Kış” için çalışan 40 kişi ise tutuklanmıştır.
Adı geçen medyanın Li Zayli adlı muhabirin geçen 17 Aralık 2017 tarihli “Kamplarda sayısı çok olan Uygurların tutukluluk halini gizlemek için hükümet, gizli ve organize bir şekilde Uygurları Çin’in iç kesimine naklediyor” adlı yazısında şu bilgiler içermektedir:
Yakında Çin hükümeti toplama kampındaki Uygurlardan 500 binden fazla kişiyi ülkenin iç kesimindeki hapishanelere nakletme kararı aldı. Bu bilgi, Hei Longjiang eyaletindeki emniyet görevlisi polisten temin edildi.
Kamplarda türlü işkence metodu ile insan “değiştiriliyor”. Bu bilgilerin en üst düzeyde gizli tutulması talimatı verildi;
Çin’in iç kesimindeki emniyet amirlerine öncelikle nakledilecek Uygurların tutulacağı yerleri hazırlamak görevi verildi;
Boşaltılan hapishaneler tam donatımlı olarak yenilendi;
Hapishanelere 4 aşamalı kapı, bu kapıların dışına ise insan öldürme gücüne sahip yüksek voltajlı elektrikli çelik kapı ile kırılmaz cam takıldı;
Hapishaneler çevredeki insanlardan en üst düzeyde gizli tutulmuş olup, içerde adam öldürmek gibi vakıaların duyulmasına imkan yoktur;
Onbinlerce polis Doğu Türkistan’a gönderilip oradaki polis ve emniyet görevlilerinden toplama kamplarındaki Uygurları idare etmek ve işlerini bitirmek taktikleri ile ilgili eğitim görmeleri sağlandı;
Eğitim müfredatına Uygurların Çinli Han milletine uyum sağlamaları için bunları “yeniden yapılandırıp değiştirmek” metodları da dahildir. Örneğin,;
Çin’in iç kesiminden gelip eğitim gören polis ve emniyet görevlileri ile gardiyanların öğrendikleri, mahkumları “Ben Çinli Han’ım” diyinceye kadar elektrikli işkenceye tabi tutmak;
Eskimiş elektrikli cop yerine görevliler elektrikli eldiven ile elektrikli sandalya kullanarak işkence yapmak;
Copların elektrik gücü insan derisinden içeriye kadar geçmez lakin elektrikli eldiven sinirlerine kadar ulaşabiliyor, elektrikli elbise ise adam öldürme gücündedir;
Bu yöntemlerle “değiştirilen” Uygurlar “Ben Çinli Han milletindenim, vatanımı severim, (komünist) parti iyi” diyecek hale geliyorlar;
Tutuklular arasında 70 yaşın üzerindekiler de bulunuyorlar;
Tutukluların el-ayakları 24 saat zincir ve kelepçeli tutulup, yıkandıklarında da bunlar çıkarılmaz;
Uygurca konuşmak tamamen yasak, Çince öğrenemeyenler şiddetli dayağa tabi tutulurlar;
Mahkumların otururken kımıldamaları yasak, onları denetleyen gardiyanlar var;
Bir Çinli Han polisi, hükümetin nihayi amacının Uygur soyunu yok etmek olduğunu itiraf etti. Onun ifadesine göre mahkumların tamamı öldürülürse de kimsenin haberi olmaz.
“Sert Kış” medyasının 27 Aralık 2017 tarihinde Çince ve İngilizce yayınladığı “Uygurları gizlice nakli ile ilgili yeni haber” adlı makalede aşağıdaki bilgilere yer verilmiştir:
Uygurların naklinin çapı ile karmaşıklığı korkutucu boyutta olup görev, ülkenin iç kesimlerdeki hapishane yetkililerince yürütülüyor;
Uygurların iç kesime nakledilip tayin edilen hapishanelere teslim edilmesi, üst düzey yetkililerce üstlenmiş, kalan görevleri ise yerli sorumlular devralıyor;
En son Uygurlar özel olarak hazırlanan nakil vasıtalarıyla götürülüyorlar; Bazıları özel olarak donatılmış trenlerle gece yarısı naklediliyorlar;
Gidecekleri yerleri bilmemeleri için mahkumların gözleri kapalı tutuluyor; Mahkumları götüren polislerin yolculuk esnasında kendi aralarında konuşmaları bile yasak;
Nakil görevini yapacak hapishane polisler (gardiyanlar) önceden özel eğitime tabi tutuluyorlar;
Uygurların nakledildikleri yer ve geçtikleri yolların gizli tutulması için güzergahlardaki tüm tabela, levha ve reklam panoları sökülür veya örtülür;
Uygurların nakli sırasında gizlilik 1. derecede tutulup, mahkumların ailelerine haber verilmez;
Hapishane görevlilerinin telefon kullanmaları kesinlikle yasak olup, mesai saatlerinde onların telefonları dolaplarda kilitli tutulur;
İki polis Uygurların nakli ile ilgili kendi aralarında yaptıkları konuşma yüzünden işten atıldılar;
Mahkumların hapishanedeki yaşam koşulları tarif edilemez derecede kötü;
Uygur mahkumlar, nakledildikleri hapishanelerde Çinli mahkumlardan ayrı tutulurlar. Çinli mahkumlar gündüz güneşlenmek için avluya çıkabilirlerken Uygurların çıkması yasak;
Uygur mahkumlar hücrelerinde küçük taburelerde kımıldamadan oturmak zorunda ve aralarında konuşmak veya işaretleşmek yasak olup sürekli gözetim altında tutulurlar;
Bir Uygur ölürse öncelikle ilgili yerel halk işleri idaresine haber verilir, idare mevtanın ailesine haber verip vermemek konusunda yetki sahibidir;
Toplama kamplardaki Uygurların tamamının Çin’in iç kesimine nakledilmesi muhtemel;
Yakında yaşları 60-70 arasında olan 200 bin Uygur mahkum, İç Moğolistan’ın Ordos Hapishanesine nakledildi;
Nakledilen bir Uygur ulaştıkları bir yerde çukur kazıldığını görünce kendilerinin diri olarak bu çukurlara gömüleceklerini düşünüp dehşete kapıldı. Çin’in iç kesimine götürülmek üzere tutuklanan Uygurların şu an maruz kaldıkları durum budur.
Geçen yıl 17 Eylül günü El Cezire TV’sinde Dr. Mehdi Hasan’ın sunuculuğunu yaptığı bir programa Uygur avukat Nuri Türkel ile birlikte konuk olan komünist Çin hükümetinin merkez Düşünce Kuruluşu (Think-tank) başkanı Victor Gao, şu anki Uygur nüfusunu 6-7 milyon olarak açıkladı. Komünist Çin’in en üst düzey yetkilisi bile bu tür önemli husus hakkında kişisel görüş beyan edemez. Bu açıklamadan, Çin hükümetinin Uygur nüfusunu 6-7 milyona düşürmeye kara kıldığı anlaşılıyor. Telaffuz edilen bu rakam içinde 15 yaş üzeri gençler ile topladıkları yetim sayısı 3-5 milyon olduğu alınan bilgiler arasında. Toplama kamplarındaki Uygurları Çin’in iç kesimlerine nakletmekle onları oralarda ölünceye kadar çalıştırıp sonunda yok etmesinin, Çin hükümetinin Doğu Türkistanlı Uygur nüfusunu 6-7 milyona düşürmek stratejilerinden biri olduğu muhtemel. Şu an hükümetin bu amaçla yürüttüğü başka stratejileri de vardır.
Çin’in Uygurları yok etme planı
İşgalci komünist Çin hükümetinin Doğu Türkistan’a tam hakim olmak amacıyla ülkenin gerçek sahibi olan Uygurların soyunu kurutmak için son iki buçuk yıldan beri hızlandırdığı stratejileri kanıtlarla dünyaya ifşa olmaktadır.
YORUM EKLE
1
Çapa müjdeyi verdi, son 4 imza!
2
İlk başkan adayı belli oldu!
3
Efsane kaleciden şaşırtan adaylık!
4
Kaldı 3 imza...
5
Yasa gereği destek veremiyoruz
6
Yolcu otobüsü devrildi, 2 ölü!
7
En fazla 10 dakika reklam olacak!
8
Nihat Hatipoğlu da rektörlüğe atandı
9
Paris'e Seyhan Kutu damgası!
10
Bakan açıkladı: Yüzde 50 arttı
ANKETTüm Anketler