Türk futbolunun tecrübeli teknik direktörlerinden Mustafa Reşit Akçay birbirinden önemli açıklamalarda bulundu. Dijital Futbol İçerik Platformu olan Futbol Anadolu'nun kanalında moderatör Akif Yer’in sorularını yanıtladı. Akçay, “Türk futbolunun bir reforma ihtiyacı var. Şenol Güneş, Türk futbolunun Futbol Direktörü neden olmasın.” dedi.
Mustafa Reşit Akçay programda şu ifadeleri kullandı;
“Sezon başı iki takımla görüştük. Ama olmadı. Bekliyoruz. Güzel bir teklif gelirse, oturup konuşuruz. Her şeyin hayırlısı. Alt liglerden çok teklif vardı. Çok güçlü bir proje olmadığı sürece alt ligleri düşünmüyorum. Önceliğim her zaman Süper Lig.
Göztepe ile bir görüşmem olmadı. Bir teklif gelmedi. 1997-1998 yolunda Göztepe’de çalışmıştım. Çok büyük, mazisi olan bir kulüp. Tutkulu bir taraftara sahipler. Doğruyu ve yanlışı ayırt edebilen entelektüel bir taraftar grubuna sahipler. Göztepe’den teklif gelirse çalışmak isterim.
Büyük camialarda çalışmak kolay değildir. Stres seviyesi daha yüksek oluyor. Akıl almaz eleştiriler yapılabiliyor. Çok başarılı olabilecek Teknik Direktörler bu eleştiriler yüzünden başarısız olup, kulüpten ayrılabiliyorlar. Genelde eleştirileri karşı daha dayanaklı olan isimler başarılı olmuştur. Ben şahsen büyük camialarda çalıştığım zaman sosyal medya kullanmamaya çalışıyorum.
Taraftarı olmayan takımlarda görev almak daha cesur kararlar almanızı sağlayabilir. Taktik ve teknik anlamda yeni geliştirdiğiniz formülleri daha kolay uygulayabiliyorsunuz. Camia takımlarında bu kararları uygulamak çok da kolay olmuyor. Türkiye’de oynanan futbolun gelişmemesindeki unsurlardan birisi de bu. Sonra biz maçlarımızı ticari anlamda yurt dışına neden pazarlayamıyoruz diye düşünüyoruz.
Konyaspor’da başarılı olduğumu düşünüyorum. Lider oyuncuyu kadro dışı bırakmıştım. Ben halen haklı olduğumu düşünüyorum. Yönetim ile bu konuda anlaşamadık. Ben inandığımdan ve duruşumdan vazgeçmedim. Kimsenin ekmeği ile oynamam. Bu konuda çok yalnız kaldım. Olayın dışında kalmayı tercih ettim. Sonucu ayrılık oldu.
Trabzon’u ve Trabzonspor’u seviyorum. İyi ki Trabzonspor’da çalışmışım. Bunun için bazı bedeller ödedik. Türkiye’de ben Trabzonsporluyum dediğim için bize saygı göstermeyen kulüpler oldu. Ama ben Fenerbahçeliyim dediği için o kulüplerde saygı görenleri de gördük. Hangisi doğru. Ben sahtekar mıyım. Fenerbahçeliler dürüst de, Trabzonsporlular sahtekar mıyım? Ben maç mı satarım?
Ankaragücü Teknik Direktörü iken ‘Trabzonspor’un şampiyon olmasını isterim’ dediğim için görevime son verildi. Ben Türk futbolunun gelişimi açısından bu demeci vermiştim. 35-40 bin taraftarın önünde futbol oynayan bir takımın şampiyon olmasını istemek yanlış mı? Trabzonspor uzun yıllardır şampiyon olamıyor. Bu sene de Trabzonspor şampiyon olsun dedim.
Çalıştığım bütün kulüplerden helalleşerek ayrıldım. Ama Ankaragücü’nün o zamanki yöneticilerine hakkımı helal etmiyorum. Bana, ‘sen maç satarsın, ihanet edersin’ demeye getiren davranışlar sergilediler. Bu tip insanlara kalkıp hakkınızı helal edin demek işime gelmedi. Öbür dünyada, Allah’ın huzurunda helalleşeceğiz. Ankaragücü camiasına karşı en ufak bir saygısızlık yapmadım. Onlar beni biliyor. Ben de onları biliyorum. Ayrıldıktan sonra bana çok güzel mesajlar gönderdiler. Allah Ankaragücü’ne zeval vermesin. Bu sezon işleri zor ama inşallah ligde kalırlar.
Gaziantep FK’da göreve gelsem şampiyon yaparım derim ama bunu basın önünde seslendirmem. O cesarete fazla sahip değilim. Bu hedefi başarabilecek özgüvene ve teknik bilgiye sahibim.
Şenol Güneş son 5 yılda vizyon açısından çok büyük gelişim gösterdi. Euro 2020’de A Milli Takımımızı gruptan çıkaracağını düşünüyorum. Şenol hoca bugün Türk futbolunun tepesindeki aklı durumunda. Türkiye Futbol Federasyonu bazı konularda Şenol Güneş’e daha fazla güvenmeli ve sorumluluklar vermeli. Şenol Güneş kimsenin bir kuruşu ile uğraşmaz. Şenol Güneş, Türk futbolunun Futbol Direktörü neden olmasın. Kulüplerimizin bu sezon Avrupa Kupalarında yaşadıkları sıkıntıları ortada. Türk futbolunun bir reforma ihtiyacı var.”
