İyi Parti Genel Başkan Meral Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada Genel Kurulda kabul edilen 2021 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi'yle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
İyi Partili milletvekillerinin bütçe görüşmelerinde milletin hakkını savunmak için mücadele ettiğini vurgulayan Akşener, "Bu mücadeleyi normal şartlarda vermediniz. Bu mücadeleyi üç-beş atanmışın, darbecilerin şımarıklığını aratmayan tavırlarına karşı verdiniz. Bu mücadeleyi milletin vekillerini sarayın memurlarına ezdirmeye kalkan bir küstahlığa karşı verdiniz. Emin olun ki milletimiz, vekillerine dolayısıyla kendisine yapılan saygısızlıkları unutmayacak. Sandık günü geldiğinde bunun faturasını iktidarın önüne koyacak." diye konuştu.
Türkiye'nin çok zorlu bir yılı geride bırakmak üzere olduğunu anımsatan Akşener, toplumun geniş kesiminin 2020 yılını tasarrufla geçirdiğini söyledi.
Milletin tasarruf etmesine karşılık hükümetin tam tersi bir politika izlediğini savunan Meral Akşener, "83 milyon tasarruf ederken, hükümetin de 18 yıldır yaptıklarını yapmaktan, har vurup harman savurmaktan vazgeçeceğini ümit ettim. 83 milyondan utanacaklarını ümit ettim. Heyhat, olmadı, utanmadılar. Önümüze böyle bir bütçe koymaktan zerre sıkılmadılar." ifadelerini kullandı.
"Şirketlerimiz yıllardır giderlerini kısarak ayakta durmaya çalışıyor"
Akşener, 2021 yılı bütçesinin özetinin "kendilerine ballı börek, vatandaşa kuru ekmek" olduğunu ileri sürerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şirketlerimiz yıllardır giderlerini kısarak ayakta durmaya çalışıyor. Asgari ücretli çalışanlarımız, enflasyona karşı kemer sıkarak ayakta durmaya çalışıyor. Milletimiz, doğal gaz faturası vermemek için evde montla oturuyor, gece iki kat yorganla yatıyor. Ev kadınlarımız, et yerine nohut ve bulgur alıyor. Memlekette herkes bir şekilde masraflarını kısıyor ama bir tek devleti yönetenler masraflarını kısmıyor.
Saray mensupları lüks araç kiralamaktan vazgeçmiyorlar. Saray inşaatlarını, yazlık inşaatlarını, ballı yandaş ihalelerinin ödemelerini ertelemiyorlar. Bakanlarımız, Kıbrıs'a 7 ayrı özel uçakla gitmekten utanmıyorlar. Ama iş milletimize geldiğinde hep bir ağızdan 'acı reçete' diyorlar. Yandaşları zarar etti mi devlet bankalarından kredi veriyorlar.
Beş müteahhidin işleri ters gitti mi borçlarını ödüyorlar. İcap etti mi ihale arsızı adamların vergi borcunu bile siliyorlar. Ama iş milletimize geldiğinde, 'kapat dükkanını, ne halin varsa gör' diyorlar. Evine ekmek götüremeyen kardeşime alay eder gibi 'al keyif çayı iç' diyorlar."
"2021 bütçesinde tasarruf ve ciddiyet yok"
Meral Akşener, bu düzenin böyle süremeyeceğini, millet tasarruf ediyorsa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da tasarruf etmek zorunda olduğunu belirtti.
2021 yılı bütçesinde tasarruf tedbirleri ve ciddiyetin olmadığını ileri süren Akşener, "İktidarın hedeflediği bütçe açığı 245 milyar lira ama son 6 aydaki görev zararları 3,4 milyar lirayı bulan kamu bankalarından bütçeye 40 milyar liralık temettü geliri yazılmış. Arkadaşların öngörüsüne göre 2020'de milyarlarca lira görev zararı yazan bu bankalar 2021'de öyle büyüyecek, öyle bir kar edecekler ki devlete 40 milyar lira gelir sağlayacaklar. Öngörüye bakar mısınız? İşsizlik rekor seviyelere çıkmışken maaşlardan kesilen gelir vergisinde yüzde 21 artış bekliyorlar. Bir de utanmadan buna inanmamızı bekliyorlar. Güler misin ağlar mısın?" dedi.
Bütçe açığının esnafa, çiftçiye, işsize yapılan yardımlardan değil, tasarruf yapılmamasından kaynaklandığını savunan Akşener, "iktidarın sefa sürmekten bir adım geri atmadığını, millet yerine eşi dostu yandaşı düşündüğünü ve bütçe açığının bundan dolayı oluştuğunu" öne sürdü.
Akşener, 2021 yılı bütçesinin milletin derdine derman olmayacağını, tam tersine milletin sırtındaki yükü artıracağını iddia ederek, şöyle devam etti:
"Bu bütçe, vergi adaletsizliğini artırarak devam ettiren bir bütçedir. Bu bütçe, insanımıza kuru ekmeği reva gören bir bütçedir. Bu bütçe, yandaş müteahhitleri koruyan, milleti unutan bir bütçedir. Bu bütçe, faiz ödeneklerinin yüzde 31 artırıldığı, çiftçimize doğrudan desteğin ise yerinde saydığı bir bütçedir. Bu bütçe, çalışan yoksulları görmeyen vicdansız bir bütçedir. Bu bütçe, emeklilere sefaleti reva gören vefasız bir bütçedir. Bu bütçe, atanamayan öğretmenlerin, atanamayan sağlıkçıların, işsiz üniversite mezunlarının umutlarını yıkan, insafsız bir bütçedir.
Bu bütçe, annesinden babasından para istemekten utandığı için gündüz uyuyup gece uyumayan gençlerin onurlarını kıran düşüncesiz bir bütçedir. Bu bütçe, EYT'liye, 'mağduriyetin devam etsin' diyen fütursuz bir bütçedir. Bu bütçe, devlette saltanatın, şatafatın bütün haşmetiyle devam ettiği israf bütçesidir. Bu bütçe, bir borçlanma ve faiz bütçesidir. Bu bütçe, saray fedailerinin beş maaş aldığı bir yandaş bütçesidir. Bu bütçe, içinde millet olmayan, refah ve umut olmayan bir saray bütçesidir. Ez cümle bu bütçe, partili cumhurbaşkanlığı sisteminin iflasının bütçesidir."
"Devlet akıl ve liyakate dayalı bir anlayışla yönetilmeli"
Akşener, konuşmasının bir bölümünde Ankara İtfaiye Meydanı Esnaf Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği'nden Turgut Uslu'ya söz vererek, kürsüye çağırdı.
Uslu'nun ardından konuşmasına devam eden İyi Parti Genel Başkanı Akşener, devletin akıl ve liyakate dayalı bir anlayışla yönetilmesi durumunda büyük bir kalkınma hamlesinin yaşanacağını ifade etti.
Akşener, bu bütçeyi İyi Parti'nin yapması durumunda bambaşka bir Türkiye tablosunun ortaya çıkacağını ileri sürerek, "Bize 'bu 5 müteahhitten ne istiyorsunuz?' diye soruyorlar. Oysa asıl sorulması gereken, onların bizden ne istediğidir. Dünya Bankasının bir raporu var. 2002-2020 yılları arasında 137 ülkede 6 bin 400 kamu ihalesini incelemişler. Dünyada en fazla kamu ihalesi alan 10 şirketin 5'i Türkiye'den. İşte bu beşli, memleketin hala peşini bırakmayan o malum beşli. İşte bu beşli, 2021 yılında milletin hazinesinden en az 30 milyar lira ödenecek olan o utanmaz beşli." dedi.
"Bu paranın 24,5 milyar lirasıyla 10 milyon evladımıza tablet dağıtırdık"
Meral Akşener, Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projelerini eleştirerek, "Milletin parasını, Kamu Özel İşbirliği projeleriyle eşe dosta peşkeş çekmeyeceğimiz için bu şirketlere 30 milyar lira ödemek zorunda kalmazdık. Bu paranın 24,5 milyar lirasıyla 10 milyon evladımıza tablet dağıtır, eğitimden geri kalmasınlar diye internet imkanı sağlardık. Yani beş kodamanı değil, 10 milyon evladımızı düşünürdük. Kalan 5,5 milyar lirayla da çiftçimizin Tarım Kredi Kooperatifleri ve bankalardaki takibe düşmüş borcunu öderdik. Böylece hem eğitimdeki uçurumu biraz olsun azaltırdık hem de çiftçimize kısa dönemde biraz olsun nefes aldırırdık." diye konuştu.
Son açıklanan destek paketinde esnafa ayrılan yardımın 4 milyar lira civarında olduğunu dile getiren İyi Parti Genel Başkanı Akşener, bu paranın 2021'de devletin faiz harcamalarına ayırdığı paranın 40'ta biri kadar olduğunun altını çizdi.
Akşener, şunları söyledi:
"Biz olsaydık sarayın masraflarını dörtte bire indirip bu parayı esnafımıza dağıtırdık. Sayın Erdoğan da bu dönemde bir zahmet daha az israf edip daha az danışırdı ama esnafımız biraz olsun nefes alırdı. Doğru bir borçlanma stratejisi izleyeceğimiz için faize 180 milyar lira ödemek zorunda kalmazdık. Faiz harcamamız, partili cumhurbaşkanlığı sistemine geçtiğimiz 2018 yılındaki gibi en fazla 70 milyar lira olurdu. Böylece aradaki farkın 70 milyar lirası ile net 3 bin lira asgari ücret önerimizi gerçekleştirirdik. Hem çalışanlarımız daha çok kazanır hem de işverenin sırtındaki yük azalırdı. Kalan 40 milyar lirayla da çiftçilerimize yapılacak olan desteği iki kat artırır, bir milli güvenlik meselesi olarak gördüğümüz tarıma daha fazla destek verirdik."
"Milletin gerçeklerini anlatmaya devam edeceğiz"
Meral Akşener, tüm bunların pandemi şartlarında dahi mümkün olduğunu, Türkiye'nin bu potansiyel ve güce sahip olduğunu vurguladı.
Ahlak, adalet ve dürüstlüğün olmadığı yerde bereketin olmayacağına dikkati çeken Akşener, bu nedenle öncelikle ülkeyi yönetenlerin ahlaklı, adil ve dürüst olması gerektiğini dile getirdi.
Akşener, 'Türk milletinin, dişinden tırnağından artırıp Cumhuriyet boyunca yaptıklarını satan bir iktidarın, artık millete vereceği bir şey kalmadığını" savundu.
Hükümetin iktidarını sürdürme amacıyla hareket ettiğini belirten Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:
"(İktidarımız devam etsin de memlekete ne olursa olsun) diyorlar. 'Bizim sefamız sürsün de millete ne olursa olsun.' diyorlar. Milli iradeyi dillerine pelesenk edenler, seçimden söz edenlere dönüp utanmadan 'hayırdır, darbe mi yapacaksınız?' diyorlar. Milletin sözünü, milletin kararını bile darbe sayıyorlar. Elinizden geleni ardınıza koymayın muhteremler. Biz, milletimizi dinlemeye devam edeceğiz. Milletin gerçeklerini anlatmaya devam edeceğiz. Biz, 'önce millet, önce memleket' demeye devam edeceğiz.
Saray entrikalarınızı, sürdüğünüz sefayı teşhir etmeye devam edeceğiz. Siz ne kadar kötü olursanız olun biz iyi kalmaya, cesur olmaya devam edeceğiz. Hırslarınızı tatmin etmek uğruna milletimize musallat ettiğiniz bu ucube sistemi söküp atacak, millet iradesini yeniden hakim kılmak için iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistemi milletimizle el ele inşa edeceğiz. İşte o zaman milletimizin emeğini, yağma Hasan'ın böreği gibi yutan saray saltanatı bitecek."
Uzaktan eğitim sürecinde aksaklıkların yaşandığının altını çizen Akşener, internet kesintisi nedeniyle bazı öğrencilerin derslere katılamadığını kaydetti.