Konuşmasında Andımız kararıyla dikkatleri üzerine çeken Danıştay'a sert eleştiriler yönelten Erdoğan, "Danıştay Andımız ile ilgili karar veriyor, 5 yıldır neredeydiniz? Niye şimdi veriliyor? Şimdi mi aklınıza geldi? Biz alkışlanması gerektiği zaman alkışlarız, yanlış olduğu zaman söylemek durumundayız. Millet tokat atması gerektiği zaman bana atıyor, yuhlaması gerektiği zaman bizi yuhluyor, sizi değil. Biz de sizlerden gecikmeyen adil kararlar bekliyoruz" ifadelerini kullandı. Erdoğan'ın açıklamasından satırbaşları; "Bu sempozyum sadece Danıştayımızın 150'inci kuruluş yıldönümü kutladığımız bir dönemde gerçekleşmiyor. Tarihin en köklü reformlarına imza attığımız 24 Haziran sonrasına geliyor. Türkiye'de artık hiçbir şeyin eskisi gibi devam etmesi mümkün değildir. 24 Haziran seçimleri itibariyle ülkemiz parlamenter sistemi bırakarak yepyeni bir kulvara girmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Danıştay'ın bizzat şahitlik ettiği Türkiye'nin yönetim sistemi tartışmlarında hayata geçirdiği en önemli reformlardan birisidir. Türkiye uzun yıllar milli iradeyi esir alan vesayetçi yapıdan kurtulmuş, gerçek demokrasiye geçiş yolunda tarihi bir adım atmıştır.
"1 MİLYAR DOLARIN HESABINI KİM VERECEK?"
Yeni sistemin özelliği yürütmede çift başlılığı kaldırmıştır. Kuvvetler ayrılığını gerçek anlamda işletemeyen, millet iradesini antidemokratik kurum ve kuruluşlarla frenleyen çarpık anlayış düzeltilecek diyorum ama kendi kendime soruyorum; düzeltildi mi? Bazı uygulamalar görüyorum ki, çok başlılığa giden bir süreç var. Bazı kavramlarda da zorlanıyorum. Başlık çok çok güzel. Şura-yı Devlet, devletin danışması, danıştığı organ. Karar, icra bu kimin; bu da yerindelik anlamıyla iradenindir. İzmir Limanı'nın biz ihalesini yapıyoruz, Danıştay da İzmir Limanı ihalesi 2 yıl bekliyor, 2 yıl sonunda alacak kişi vazgeçiyor ve biz 1 milyar dolar kaybediyoruz. Bir bunu bana Danıştay nasıl izah edecek? Danıştay 1 milyar doların hesabını kim verecek? 1 milyar doları bu millete ödetmeye kimsenin hakkı yok. Danıştay böyle bir kararı geciktirmede, ağırdan aldığı zaman kim bunun hesabını soracak. Böyle bir merci yok.
"DEĞİŞİKLİĞE GİTTİK AMA BU HALA DANIŞTAY'A NÜFUZ ETMEMİŞ"
16 yıllık başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı döneminde bunları çoğu zaman yaşadım. Son anayasa değişikliğinde danışır noktasında değişikliğe gittik ama bu hala Danıştay'a nüfuz etmemiş. Halbuki bu değişiklik yapıldı. 16 Nisan halkoylamasıyla yargının bağımsızlığı yanında tarafsızlığının da anayasa çerçevesi içine alınması tarihidir. Bağımsızlık yargıya dış etkiden korurken, tarafsızlık da politik tutumlardan arınmış bir muhakemeyi ifade eder. Yargının hakemlik vasfını yerine getirebilmesi yargının bu iki çerçeveye sadık kalmasıyla mümkündür.
"FETÖ'DEN GELEN EMİRLERİ YERİNE GETİRENLER..."
17/25 Aralık ve 15 Temmuz'da yaşadığımız acı tecrbüler bunların ne kadar hayati öneme sahip olduğunu göstermiştir. Bağımsızlık ve tarafsızlık yerine FETÖ'den gelen emirleri yerine getirenler ülkemizi felakete sürüklemiştir. İstiklal Harbi'nde olduğu milletimiz ve devletimiz sırt sırta vererek işgal girişimini püskürtmüştür.
"YASA KOYUCU GİBİ HAREKET ETMEK DOĞRU DEĞİLDİR"
Hukuk devletinin mütemmim cüzü etkin ve hızlı işleyen, milletin vicdanını rahatlatan kararlara imza atan yargının mevcudiyetidir. Yargının bu görevi yerine getirebilmesi de objektif, adil şekilde çözmesine bağlıdır. Yargı organlarının kanuni çerçeveye sadık kalarak hareket etmesi kurum, kuruluşların tavrından çok daha önemlidir. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı demokrasinin olmazsa olmazıysa jürikdosi de büyük bir tehdittir. Yasayı uygulamak yerine, yasa koyucu gibi hareket etmek asla doğru değildir.
"BÖYLE BİR ŞEY OLMAZ"
Merak ediyorum, yerindelik görevi idareye mi ait yoksa yargıya mı ait? Bunun kavgasını 16 yıldır hep verdik, veriyoruz. O zaman yargı gelsin idare görevini de üstlensin. Bir taraftan kalkıp bunların ayrılığından bahsediyoruz, diğer taraftan yerindelik yetkisini de yargı kullanıyor. Böyle bir şey olamaz. Danıştay olarak bir istişari organ olarak diyorsak, istişari organ görevini ifa etmesi gerekir.
"YANIMDA BUNCA HUKUKÇU VAR"
Şu anda Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerini hazırlamadan önce, Danıştay'dan bunu soracak, izin alacaksak ben bu makamda durmayım, çekiyim gideyim. Kusura bakmayın yanımda bunca hukukçu var. Bunlara bu devlet niye bu maaşları ödüyor. Yan gelip yatın diye ödemiyor ki... Öyleyse kuvvetler ayrılığını tanımı içerisinde aynen uygulamamız gerekiyor.
"MİLLET TOKAT ATMASI GEREKTİĞİ ZAMAN BANA ATIYOR"
Danıştay And ile karar veriyor, 5 yıldır neredeydiniz? Niye şimdi veriliyor? Şimdi mi aklınıza geldi? Biz alkışlanması gerektiği zaman alkışlarız, yanlış olduğu zaman söylemek durumundayız. Millet tokat atması gerektiği zaman bana atıyor, yuhlaması gerektiği zaman bizi yuhluyor, sizi değil. Biz de sizlerden gecikmeyen adil kararlar bekliyoruz.
"ÇÖZÜME ULAŞACAĞINA İNANIYORUM"
Yassıada Mahkemelerinden 28 Şubat'a kadar yargının siyasallaşmasının bedelini yargı camiamız da ödemiştir. Vesayetçi zihniyetin tekrar hortlatılmasına göz yummamalıyız. Son günlerde yaşanan kimi tartışmaların hukuk içinde çözüme ulaşacağına inanıyorum."
Güncelleme Tarihi: 24 Ekim 2018, 12:52