CHP Sözcüsü Faik Öztrak, MYK sonrası CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Öztrak’ın konuşmasından satır başları şöyle:
İlk defa bir ABD Başkanı, 1915 yılında yaşanan trajediyle ilgili sözde ‘soykırım’ ifadesini kullanmıştır. Bu talihsiz açıklamayı hiçbir surette kabul etmiyoruz. Tarih yazmak, politikacıların görevi değildir. Hele hele bu topraklarda, emperyalistlerin tahrikleriyle yaşanan ortak acıları tahrif ederek, yeni bir tarih yazmak, buradan da sözde bir insanlık suçu isnat etmek, bir daha olmasın diye ders vermek, siyasetçilerin görevi de değildir, haddi de değildir. Bu müessif açıklama, Türkiye-ABD ilişkilerine zarar vermiştir. Güney Kafkasya'da, işgal altındaki Azerbaycan topraklarının kurtarıldığı, Türkiye, Azerbaycan ve Ermenistan halklarının, barış, huzur ve refah içinde, geleceğe bakma arayışında oldukları bir sırada, yapılan bu açıklama, manidardır. Bu talihsiz açıklamayı kınıyor ve reddediyoruz. Ülkeyi yönettiği iddiasında olan kişinin, bu süreçte tavşan uykusuna yatması ve açıklamanın sonrasındaki sessizliği, üzüntümüzü katlamaktadır. Üç gün geçmiştir ama Erdoğan’dan hala çıt çıkmamıştır. Anlaşılan, NATO zirvesinde, Biden’la görüşme randevusu uğruna, en önemli milli bayramımızda ülkemizin tarihine leke sürülmesine göz yumulmuştur.
Merkez Bankası’nın kasasındaki döviz rezervlerimiz, son iki yılda buharlaşmıştır. Buharlaşan 128 milyar dolar rezervin hesabı da TBMM’den kaçırılmaktadır. Milletimiz beytülmali Erdoğan’a, Erdoğan da aynı beytülmali damadına emanet etmiştir. Sonuçta, kasa tamtakır olmuştur… Rezervlerin eridiğini saklamak için de emanet dövizler kasaya konmuş, Merkez Bankası kendi kasasındaki dövizlerin emanetçisi yapılmıştır. Yani ev satılmış, aynı eve kiracı çıkılmıştır.
Saray ve şürekâsı, erittikleri 128 milyar dolar için bugüne kadar, 128 ayrı bahane üretti. En son çiçeği burnunda Merkez Bankası Başkanı, eski AKP vekili çıktı; ‘Pandemide tek bir kişinin burnu bile kanamadı’ dedi. O zaman biz de Erdoğan ve şürekâsına soruyoruz: Buharlaştırdığınız 128 milyar doları, yaşamına kıyan bu insanlarımız almadı. ‘Pandemide kimsenin burnu kanamadı’ diyerek milletin aklıyla artık daha fazla alay etmeyin. ‘Dövizleri millete sattık’ diyerek, kabahatinize milleti ortak etmeye çalışmayın. Hazine ve Maliye Bakanınızın tavsiyesine uyun. Gün gün, ne kadar dövizi, hangi kurdan sattınız, artık millete açıklayın.
Türkiye’de gün geçmiyor ki yeni bir skandal patlamasın. Gri pasaport skandalı çözüme kavuşmadan, bir bakanın kendi bakanlığına mal sattığı skandalı patlıyor. Daha bunu hazmetmemişken, sarayın trol ordusundan Erdoğan kabinesine devşirilen FETÖ sever yeni bakanın skandalları ardı ardına geliyor. Bu bakan devletin koruması altındaki bir çocuğumuzu ifşa ediyor. Bu da yetmez gibi el kadar çocuktan Ramazan gününde bir çikolata esirgeyerek, şahsi şovuna, mübarek Ramazan ayını alet ediyor. Yine aynı kişi, önce trol ağzıyla milletin vekillerine ağır hakaretler ediyor ardından dilindeki pespayeliği fark ederek paylaşımlarını siliyor. Normal bir ülkede üç beş yılda yaşanacak bu skandallar, Erdoğan şahsım hükümetinin yönettiği Türkiye’de, 10 güne sığıyor.
Şimdi de kripto para skandalı giderek büyüyor, yeni bir banker skandalına dönüşüyor. Hükümet alelacele, kimseye danışmadan bir düzenleme yaptı. Son birkaç günde, üç ayrı kripto para platformu battı. Maddi kayıpların milyarlarca dolar olduğu söyleniyor. Teknolojik gelişmeler fırsatlar kadar, beraberinde riskler de getirir. Basiretli bir hükümet, olayların ardından değil, önünden koşar, sorunları ön görerek tedbir alır. Kripto para kullanımında Avrupa birincisi, dünya dördüncüsü olduğumuz anlaşılıyor.
Faik Öztrak, açıklamasından sonra basın mensuplarının sorularına da yanıt verdi.
Eski Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın kendi bakanlığına kendi şirketinden dezenfektan alması ve devamındaki yolsuzluk iddiaları hakkında gelen soruya Öztrak, “Yapılanların hukukla, ahlakla bağdaşır hiçbir yanı yoktur. ‘Devleti şirket gibi yöneteceğiz’ diyenler işi ellerine yüzlerine bulaştırmıştır” yanıtı verdi.
Biden’ın “soykırım” tanımlamasından sonra Cumhurbaşkanı Sözcüsü İbrahim Kalın’ın “Farklı şekillerde yanıt verilecek” demesi hakkındaki soruya Öztrak, “Erdoğan şahsım hükümeti Türkiye’nin en haklı davalarına bile cevap veremez hale gelmiştir. Atı alan Üsküdar’ı geçmiş. 50 yıldır geçit verilmeyen tezler nasıl oldu da bugün rahatlıkla kabul görülür hale geldi” dedi.
HDP’nin 1915 olaylarına ilişkin yaptığı açıklamaya ilişkin gelen soruya Öztrak, “Değerlendirmelerim son derece nettir. Tarihi tarihçiler yazar, siyasetçiler yazmaz. Bizim tavrımız nettir. Burada sorulması gereken asıl soru, AK Parti trollerinin üstünü örtmeye çalıştığı husus, Erdoğan şahsım hükümetinin neden sessiz kaldığıdır” dedi.