MHP Lideri Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, 31 Ağustos 2021 tarihi itibarıyla ABD'nin Afganistan'da konuşlandırdığı askeri unsurlarını çekme ve iş birlikçilerini tahliye işleminin büyük oranda tamamlandığını, geride birbirine girmiş, duygusal, fikri ve siyasi temelde bölünmüş bir ülke tablosu bırakıldığını bildirdi. Bahçeli, "ABD Başkanı'nın strateji değişikliği olarak açıkladığı askeri çekilmenin, gerçek mi yoksa göz boyama mı olduğu elbette yakında daha da netlik kazanmış olacaktır. Çünkü ABD politikalarının bir görünen ve gösterilen yüzü varken; bir de arka planda, sahne ve sütre gerisinde asıl maksat ve emelleri muhtevasına alan zalimane uygulamaları, sinsi ve gizli projeleri hakim ve havidir. Bunu görmek için dış politika duayeni olmaya gerek yoktur. Biden'in dünkü açıklamasında, 'terör neredeyse orada peşine düşeceğiz' sözleri dayanaksız, temelsiz, tutarsız ve gerçeklerle terstir" dedi.
'TÜRKİYE AFGANİSTAN'DA BULUNMALIDIR'
Bahçeli, MHP olarak 16 Ağustos 2021 tarihinde yaptıkları 5 maddelik teklifi de içeren 'Afganistan'daki Gelişmeler ve Düzensiz Göç' başlıklı yazılı basın açıklamasının sonuna kadar arkasında olduklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Bizim açıklama ve düşüncelerimizin hükümetin siyasi tasarrufuyla çeliştiğini, bu vesileyle Cumhur İttifakı'nda anlaşmazlık çıktığını iddia eden güdük ve sefil akıl sahipleri, değişen ve gittikçe ağırlaşan şartları dikkate almayan bir dış politika uygulamasının maceracı ve marazi sonuçlara kapı aralayacağını öngöremeyecek kadar gerçeklerden kopmuşlardır. CHP Genel Başkanı'nın bugün sabah bir televizyon kanalında 16 Ağustos 2021 tarihli yazılı basın açıklamamızdan bazı bölümleri aynısıyla okuması kendisi adına bir gelişme, ancak hatalı yorumu ve kasti çarpıtma hevesi de cehaletinin bir oyunudur. Hiç kuşkusuz Türkiye Afganistan'da bulunmalıdır. En azından düzensiz göç hareketliliği kaynağında engellenmelidir. Bunun yanında Afganistan'ın birliğine, dirliğine ve toplumsal dengesine azami ölçülerde destek vermelidir. Bunun ön şartının ise cari şekilde egemen olan yüksek risk ve tehditlerin yatışmasına ve yumuşamasına bağlı olduğu tartışmasızdır. Laçkalaşmış CHP sözcüsünün, 'Afganistan'da şu anda en bol olan terör ve uyuşturucudur. Türkiye'yi böyle bir coğrafyaya sokmak için bu ısrar neden?' sorusu kendi içinde tuhaflıklarla, tezatlarla ve tamiri imkansız yoz bakışlarla doludur. Bu sözcü müsveddesinin Afganistan'a bakınca uyuşturucu ve terör görmesi talihsiz ve telifi mümkün olmayan bir savrulma halidir. Bizim baktığımız yerde soydaşlarımız vardır, din kardeşlerimiz vardır, Milli Mücadele yıllarından bu yana kurulan dostluk ve kardeşlik köprüleri alenen görülmektedir."
'BAŞKA BİR DEĞERLENDİRMEYE DE GEREK KALMAMIŞTIR'
Bahçeli, 'seçim barajının yüzde 5 mi, yüzde 7 mi olsun' tartışmalarının lüzumsuz emek ziyanı olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Cumhur İttifakı'nın iki ana partisi kurulan bir komisyon marifetiyle, seçim sistemi ve barajın oranı hususunda samimi ve iyi niyetli şekilde görüşmeler yapmışlardır. Televizyon ekranlarında bilirkişilik taslayan kerameti kendinden menkul şahıslarla, gazete köşelerinde ahkâmlar kesen bazı kalem sahiplerinin seçim barajı etrafında anlamsız tartışmaları körüklemek istedikleri anlaşılmaktadır. Bu yolla da Cumhur İttifakı sanki bir görüş ayrılığı varmış gibi ima, ihsas ve hatta iddia içine gömülmüşlerdir. Sayın Cumhurbaşkanımız Bosna-Hersek ve Karadağ ziyaretinin ardından uçakta bulunan basın mensuplarına barajın yüzde 7 olacağını açıklamıştır. Nitekim baraj konusundaki arayış ve çalışmalar bu açıklamayla noktalanmış ve Cumhur İttifakı'nın baraj kararı yüzde 7 olarak tescillenmiştir. Artık başka bir değerlendirmeye de gerek kalmamıştır."
'DİYET ÖDEME KUYRUĞUNA GİRMİŞLERDİR'
Bahçeli, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu Fatih Sultan Mehmet Han'a benzetmesine tepki gösterdi. Bahçeli, "İP Başkanı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nı rahmetle andığımız kutlu hünkarımız Fatih'e benzetmesi, bu şahsı ikinci Fatih diye tarif etmesi, buna karşılık oy vermeyen milyonlarca vatandaşımızı Bizans ve haçlı diye yaftalaması korkunç ve kahredici bir seviyesizlik, duvarlara zulüm 1453'te başladı yazan soysuzlara ikramdır. Bir başka husus da şudur; İmamoğlu'ndan Fatih çıkarmak için kendini paralayan, tellere tutunduğu gibi bu şahsa da tutunan İP Başkanı, CHP Genel Başkanlığı koltuğuna esasen kimi layık gördüğünü de açık etmiştir. Bundan sonrası kuşkusuz Kılıçdaroğlu'nun meselesidir" ifadesini kullandı.
'GELECEĞİN ROTASINI CUMHUR İTTİFAKI ÇİZECEKTİR'
Bahçeli, Millet İttifakı'nda Cumhurbaşkanı adaylığı etrafında süren rekabetin gittikçe kızıştığını belirterek, şunları kaydetti:
"Zillet ittifakının ne yapacağı, kimi aday göstereceği ilgi ve merak sahamız dışındadır. Onlar birbirine çelme takmak için uğraşırken, eş anlı olarak Türkiye'yi de çelmelemek, önünü kesmek için mücadele halinde oldukları görülmektedir. Bilinmelidir ki, Türk milleti ucuz işporta siyaset taktiklerine, Türkiye düşmanlarına maşalık ve muhiplik yapan siyasi çürümüşlere müsaade etmeyecektir. Kılıçdaroğlu'nun FETÖ'den medet umması, KHK mağdurları üzerine politika inşası, PKK'nın dümen suyuna girmesi, İP'in bir nevi bölücülük açılımı olan vicdan kardeşliği safsatası sonuçsuz kalacak, bu siyaset bezirganlarının ademe mahkumiyetini hızlandıracaktır. Geleceğin rotasını Cumhur İttifakı çizecektir. Geleceğin süper gücü Türkiye olacaktır. Muzaffer geçmişimiz ümitlerle beslediğimiz aydınlık gelecek ülküleriyle eklemlenecek, hatta perçinlenecek; 2023'te bir Türk destanı yazılacak, Türkiye'yi hiç kimse tutamayacaktır. Bu kararlılık, bu duruş, bu inanç büyük Türk milletinin sözüdür, özüdür, özlemidir, yerine getirme görevi de Cumhur İttifakı'nın ve Milliyetçi Hareket Partisi'nin üzerinedir."