Türkiye Cumhuriyeti Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, 3. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’nde kadının önemine dikkat çekti.
“KADIN AİLENİN LOKOMOTİFİDİR”
“Kadın ailenin hem ayrılmaz bir parçası hem de lokomotifidir. Aile, kadın ve erkeğin ortaklığında devam eden hayati bir meseledir. Öyle sanıldığı gibi geçim işlerinin erkeğe ev işlerinin kadınlara yüklenmesi söz konusu değildir.” diyen Başkan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“BİZİM KÜLTÜR KÖKLERİMİZDE CİNSİYET AYRIMCILIĞI YOKTUR”
“Kadına ayrımcılık yapmamız mümkün değildir. Fıtratın gereği yaratılanlara aynı gözle bakmaktır.
Bizim kültür köklerimizde de cinsiyet ayrımcılığı yoktur. Bizim inancımız da kültürümüz de kadın haklarında ihlale izin vermez.”
Başkan Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“KADINI META OLARAK KULLANAN ZİHNİYET BU DEFA EŞİTLİK AMBALAJI İÇİNDE KULLANIYOR”
“Dün kadını en bayağısından bir meta olarak kullanan zihniyetin bugün kadını yine meta anlayışıyla ama bu defa eşitlik ambalajı içinde kullanıyor olması bizim için şaşırtıcı değildir.
Asırlar boyunca insanları boyunlarına, ayaklarına, kollarına zincir vurarak kitleler halinde mal gibi satan ve çalıştıran, bunlar için de kadınları ve çocukları daha da aşağılayan bir dünyanın kodları bize ait değildir.
“KADINLARIMIZA ALAN AÇMAKTAN DAİMA ŞEREF DUYDUM”
Şahsen siyasetin hangi kademesinde söz sahibi olmuşsam orada kadınlarımıza alan açmaktan onlarla birlikte yol yürümekten daima şeref duydum, onur duydum.
Okullaşma oranında cinsiyet ayrımını neredeyse sıfırladık.
Adalet herkese aynı şekilde davranmak anlamına gelmiyor. Büyük ile küçüğü aynı terazide tartamazsınız.
Güçlü ile güçsüzü aynı maratonda koşturamazsınız. Kadınla, erkeği 100 metrede koşturmak olur mu? Fıtrata uygun olan kadının kadınla, erkeğin erkekle koşmasıdır. Zalimle, mazlumu aynı apartmana koyamazsınız.
Her şeyi yerli yerine koymazsak, zulüm yoluna girmiş oluruz. Adalet hakların adil şekilde dağıtılması demektir. Kadını ve erkeği aynı çizgiden başlamaya zorlamak adil görünmüyor. Ülkemizde de bu konuda geçmişte yapılan yanlışlar var. İdeolojik tartışmalarda kadının sembol olarak kullanılması bizi hep rahatsız etmiştir.”