AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki AK Parti Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Toplantısı devam ederken, parti genel merkezinde basın toplantısı düzenledi.
Tüm vatandaşların ve İslam aleminin Hicri yılbaşını ve muharrem ayını tebrik eden Çelik, "İnşallah kötülüklerden bütün insanlık için daha çok iyiliğe hicret etmenin vesilesi olur." ifadesini kullandı.
Şehitlere Allah'tan rahmet dileyen Çelik, "Ülkemiz yangın felaketinden sel felaketine kadar birçok felaketle son günlerde karşı karşıya kaldı. Burada hayatını kaybeden vatandaşlarımıza, kahramanca mücadele eden, bu felaketlerde hayatını kaybeden kardeşlerimize yüce Allah'tan rahmet diliyoruz, milletimizin başı sağ olsun." diye konuştu.
Diyarbakır annelerimizin evlat nöbetinin 707'nci gününe girdiğini anımsatan ve annelere sevgi ve saygılarını ileten Çelik, "Umuyorum ki en kısa zamanda, kalan anneler de evlatlarına bir an evvel kavuşur." dedi.
MYK toplantısında gündem maddelerinin başında orman yangınları ve orman yangınlarıyla mücadelenin yer aldığını söyleyen Çelik, Erdoğan'ın konuyla ilgili geniş ve kapsamlı bir değerlendirme yaptığını, MYK üyelerinin büyük bir çoğunluğunun söz alarak, hem bu konulardaki tespitlerini hem de bulundukları bölgelerdeki değerlendirmelerini ortaya koyduğunu ifade etti.
Büyük oranda artışı olan bir orman yangını tablosuyla karşı karşıya kaldıklarını dile getiren Çelik, "28 Temmuz-7 Ağustos tarihleri arasında ülkemizin 43 vilayetinde 260 adet orman yangını meydana geldi. Bu, şimdiye kadar karşılaştığımız maalesef en ağır tablolardan bir tanesi. Şimdiye kadar bu yangınların 256'sı kontrol altına alındı, 4 adet yangına müdahale çabaları sürüyor." diye konuştu.
Yangındaki kayıpların üzüntü verici olduğunu dile getiren Çelik, ilgili kurumların yangınları söndürmeye çalıştıklarını, yangının bittiği yerlerde de soğutma çalışmalarının sona ermesiyle yaraların sarılmaya başlandığını bildirdi.
"Hasar tespiti için çalışmalar devam ediyor"
Çelik, "Yangın dolayısıyla Antalya Valiliği emrine, İçişleri Bakanlığı AFAD, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Çevre Şehircilik Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından 52,5 milyon liralık nakdi kaynak aktarıldı. Hasar tespiti için çalışmalar devam ediyor. Yine Muğla Valiliği emrine 17,5 milyon lira nakdi yardım gönderildi. AFAD ayrıca yangından zarar gören 218 aileye 2,8 milyon lira nakdi yardım yaptı." dedi.
Muğla'da, Türk Kızılay'ın ve AFAD'ın çok geniş kapsamlı çalışmalarını gördüklerini belirten Çelik, aynı şekilde Adana, Mersin ve Osmaniye'deki çalışmaları kendisinin de yerinde incelediğini ifade etti.
Adana, Mersin, Osmaniye, Isparta, Denizli ve Kilis'e de gereken yardımların yapıldığını belirten Çelik, "Hava sıcaklığının çok yüksek olması, nem oranının çok düşük olması ve 80 kilometreyi aşan bir hızda bir rüzgarla karşı karşıya olunması maalesef bu tablodan son derece olumsuz etkilenmemize yol açtı. Dünyanın çeşitli yerlerinde haritaya baktığınızda pek çok yangın devam ediyor. Bizim ülkemiz de böylesi bir tabloyla karşı karşıya kaldı." diye konuştu.
Orman teşkilatının kahramanlığına ve fedakarlığına teşekkürlerini ileten Çelik, şunları kaydetti:
"Her sene orman yangınlarıyla ilgili geniş bir senaryoyla hazırlık yapılıyor. Türkiye genelinde 1667 noktada konuşlanmış ilk müdahale ekibi var. 10 bin 545 yangın işçisi, 4 bin 110 teknik eleman, 6 bin 435 memur, toplam 21 bin 90 personelle bir hazırlık her sene söz konusu oluyor. Teknik olarak da bu personelin elinde 1078 arazöz, 281 su ikmal aracı, 2 bin 270 müdahale aracı, 181 dozer, 501 iş makinası olmak üzere 4 bin 311 araç bulunuyor. Uçaklar, helikopterler, bütün orman yangınları açısından bu teşkilatımızın tecrübesi ve dünyada ilk olarak İHA'ların kullanılmasıyla hem yangınların öncesinde ormanların takip edilmesi hem de daha sonra yangınların takip edilmesi açısından büyük bir kapasiteye sahipler."
"Gölet sayısı 4 bin 150'ye çıkarıldı"
AK Parti Sözcüsü Çelik, son 19 yılda, teknik ekipman açısından donanımların arttığını, çeşitli yerlerde yangınlara karşı göletler oluşturulduğunu hatırlatarak, "Neredeyse sıfır olan bu gölet sayısı 4 bin 150'ye çıkarıldı. Bütün bu teknik ekipmanla ilgili de son derece yüksek rakamlara ulaşıldı. Şimdi bu yangınlara müdahale kapasitesi açısından geçmişte 40 dakika olan ilk müdahale süresi şu anda 12 dakikaya kadar inmiş durumda. Tabii bunları daha da geliştireceğiz, daha da kuvvetlendireceğiz." ifadelerini kullandı.
Çelik, fazla sayıda yangının zorlayıcı bir tablo ortaya çıkmasına sebep olduğunun görüldüğünü belirterek, "Son 2 yılda 5 büyük orman yangını çıkmışken son 12 günde çıkan yangınların 16'sı büyük orman yangınıdır." dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, vatandaşların acil ihtiyaçlarının giderilmesine ilişkin taleplerinin yerine getirilmesi konusunda adımların atıldığını söyledi. Çelik, "Yeşillendirme çalışmaları çok yoğun bir şekilde soruluyor, gündem oluyor. Bu konularda biliyorsunuz son 19 yılda 46'ncı sıradan 27'nci sıraya yükselmiş, bir şekilde yeşil vatanımızı daha da büyütüyoruz. Burada da aynı kararlılıkla her vatandaşımız için üç fidan dikerek 252 milyon fidanla bunu başlangıç olarak güçlü bir şekilde devam ettireceğiz." diye konuştu.
Böyle bir tabloyla karşılaşmayı arzu etmediklerini vurgulayan ve dünyanın farklı yerlerinde de benzer durumların olduğunu anımsatan Ömer Çelik, yangın haritasına bakıldığında dünyanın her tarafında gelecek için kaygılandıran bir tablonun söz konusu olduğunu söyledi.
"Yangınla mücadele kadar fitne ateşiyle mücadeleni de devreye aldık"
Çelik, orman yangınları esnasında herhangi bir şekilde yalan haberlerin yayılmasına karşı güçlü bir duruş sergilenmesi gerektiğini ele aldıklarını söyledi.
Siyaset kurumunun, yangının sönmesi ve vatandaşın yanında olmak gibi bir hassasiyet üretmesi gerekirken maalesef bazı siyasilerin, yangın ateşinin yanına fitne ateşi yakmaya çalıştığını gördüklerini ifade eden Çelik, yangınla mücadele kadar fitne ateşiyle mücadelenin de devreye aldıkları bir konu olduğunu belirtti.
Bütün vatandaşların yarasının sarılması için gayret gösterilirken bir siyasetçinin "Sadece AK Partililere yardım ediliyor." şeklinde, siyasi hayatlarında gördükleri en vahşi, acımazsız, ilkesiz yalanlardan birini söylediğini ifade eden Ömer Çelik, "Zor zamanlarda provokasyona, yalan habere, dezenformasyona karşı çok daha güçlü bir duruş sergilememiz gerektiği MYK'de değerlendirildi. Sağlıklı bir şekilde yaraların sarılması için gayret gösterenlere, hangi siyasi partiden olursa olsun elini uzatanlara, gönüllü giden vatandaşlarımıza şükranlarımızı sunarız. Nihayetinde her şey millet için. Devletin imkanları milletin hizmetindedir." diye konuştu.
Çelik, bütün güçlerini yangını söndürmeye odaklamaları gerekirken kuvvetlerini bölen ve provokasyon çıkarmaya çalışan yaklaşımların ibretlik bir tablo ortaya koyduğunu vurguladı.
Afetlerle müdahaleye ilişkin çıkarılan dersleri not ettiklerini söyleyen Çelik şöyle devam etti:
"Karşı karşıya olduğumuz provokasyonlarla daha etkili mücadele etmenin geniş çerçevede değerlendirildiğini ifade etmek isterim. Yangını ve fitne ateşini söndürmek, vatandaşımıza ve yeşil vatanımıza sahip çıkmak için koşturan herkese kimliği, siyasi aidiyeti ne olursa olsun şükranlarımızı sunuyorum. Azerbaycan'a da selamlarımızı gönderiyoruz. Azerbaycan'dan kardeşlerimiz buraya kadar geldiler, pek çok imkanla yanımızda olduklarını gösterdiler. Aynı şekilde Hırvatistan, İran, İspanya, Katar, Rusya, Ukrayna, Polonya bu zor günlerde yanımızda oldular. Verdikleri destek için teşekkürlerimizi iletiyoruz. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'a ülkemize gelerek verdiği destek ve Kıbrıs Türkü'nün desteğini gösterdiği için teşekkürlerimizi sunuyoruz."
Fitne ateşinin çok çabuk yayılabildiğini ve bunun çok tehlikeli sonuçlar doğurabildiğini müşahede ettiklerini anlatan Çelik, "Fitne ateşine karşı mücadele yöntemlerimizi, vatandaşımıza doğru bilginin ulaşması konusundaki mekanizmalarımızı daha da güçlendirmemiz gerektiğiyle ilgili değerlendirme yaptık." dedi.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, toplantıda, Rize ve Van'daki sel felaketlerine ilişkin değerlendirmelerin de yapıldığını, bölgedeki ihtiyaçların ele alındığını bildirdi.
Son çıkan yangınların da söndürülmesiyle çok daha güçlü şekilde yaraların sarılmasına devam edeceklerini belirten Çelik, yangın sürecinde vatandaşların ve görevlilerin asaletini, nezaketini gösteren diyaloglar ve hikayelere de şahitlik ettiklerini aktardı.
Tokyo Olimpiyat Oyunları
Yangınlarla mücadele sürecinde, Tokyo Olimpiyat Oyunları'nda milli sporcuların elde ettiği başarıların bir nebze teselli olduğuna dikkati çeken Ömer Çelik şunları kaydetti:
"Ülke olarak 13 madalyayla toplam madalya sıralamasında 20'nci basamakta yer aldık. İki altın, iki gümüş madalya aldık. Sporcularımız ülkemize ayrıca 9 bronz madalya hediye ettiler. Olimpiyatı 35. sırada tamamladık. Okçulukta Mete Gazoz, boksta Busenaz Sürmeneli kardeşlerimizin altın madalyalarının ayrı bir yeri oldu. Bütün vatandaşlarımıza teselli vermek için Filenin Sultanları'nın mücadelesini gururla izledik. Filenin Sultanları'nın gönderdikleri mesajla, sportif rekabetin içindeyken ülkelerine moral vermek için nasıl gayret ettiklerini gördük. Bütün sporcularımıza teşekkürlerimizi iletiyoruz. Bu olimpiyatlarda öne çıkan bir konu da kadın sporcularımızın öne çıkması, performanslarının çok daha belirgin hale gelmesiydi. Tokyo'da 5 kadın sporcumuz da madalya elde etti. Onları da ayrıca tebrik ediyoruz."
Yunanistan'da, "tasarruf tedbirleri" bahanesiyle Türk azınlığa ait 12 okulun kapatıldığını anımsatan Çelik, bunun Lozan Anlaşması'na aykırı olduğunun altını çizdi.
Türk azınlığa dönük sistematik dışlama politikasının Yunanistan tarafından devam ettirildiğini belirten Çelik, azınlık okullarının yararlanması gereken birçok maddede kapsam dışı bırakılmasının, ortaokul ihtiyacı varken bunun açılmamasının problem olduğunu dile getirdi.
Çelik, Yunanistan'ın bu dışlayıcı tutumunu güçlü bir şekilde reddettiklerini vurguladı.
Orman teşkilatının yeşil vatanı korumak için çok büyük fedakarlıklar yaptığını dile getiren Çelik, bütün orman teşkilatı şehitlerini rahmetle andı.
Yeşil vatan için mücadeleyi sürdüreceklerini ifade eden AK Parti Sözcüsü Çelik, bütün dünyayı sarmış yangınlarla ilgili yayımlanan son raporları da MYK toplantısında değerlendirdiklerini, gelecekte orman yangınlarına karşı çok daha güçlü, kapasiteli olma yönünde değerlendirmeleri ele aldıklarını söyledi.
Ömer Çelik, açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
"Akdeniz bölgesi küresel ısınmanın etkisiyle tehdit altında. Bu yazın sonuna kadar başka bir yangın tehlikesi mevcut mu? Kısa ve uzun vadeli tedbirler nelerdir?" sorusu üzerine Çelik, yaz aylarında yangınların beklendiğini, orman teşkilatının da yangınla ilgili eylem planlarının, riskli bölgelere ilişkin hazırlıklarının olduğunu kaydetti.
"Takip güçlü bir şekilde yapılıyor"
Çelik, şu an itibarıyla bir yandan yangınları söndürmeye çalışırken bir yandan da yeni bir yangın tablosuyla karşı karşıya kalmamak için büyük bir teyakkuz içerisinde olduklarını belirterek, "Nem oranlarının düşük, sıcaklık oranlarının yüksek olduğu, rüzgarın sık sık yön değiştirdiği yerlerde bu mümkün. Yangınları söndürdüğümüz yerlerde de daha sonra küçük yangınlar çıktı. Hızlı bir müdahaleyle söndürüldü." dedi.
Yangınlara müdahalede İHA da kullanıldığını, yangınlara müdahale sürelerinin 4-5 dakikaya indiğini aktaran Çelik, şöyle konuştu:
"Tüm bu tablo içerisinde yangın tablosuyla tekrar karşılaşmamak için hem İHA'lar vasıtasıyla hem de karadaki imkanlarla takipler sürüyor. Böyle bir tehlike var mı? Çeşitli yerler için var. Bu söndürme çalışmaları sürerken de bazı ufak tefek yangınlar çıktı. Takip güçlü bir şekilde yapılıyor. Çok sayıda yangının çıkması eldeki kapasitenin ve kuvvetin çok fazla dağılmasına sebebiyet verdi. Bu da yangınla mücadeleyi güçleştirdi, zora soktu. Her kriz, her afet bir tecrübedir daha güçlü, kapasiteli nasıl olunabilir diye. Şu anda da o çalışmalar yapılıyor. Bu yangın tablosu tekrar gelirse daha güçlü şekilde nasıl mücadele ederiz diye dersler çıkarılıyor. Bütün bir Akdeniz kuşağı için çok büyük bir tehlike söz konusu. Ülkemizde de her sene yangınlar meydana geliyor ama bu sene farklı bir tabloyla karşılaştık. Son 2 yılda 5 büyük yangın varken, şimdi 250'nin üzerinde yangının içerisinde 16 büyük yangınla 12 gün içerisinde karşılaşmak gibi bir tablo söz konusu oldu. Bu da kuvveti dağıttı."
Orman teşkilatının, yangın söndürme, kapasite, teknolojik donanım açısından dünyada önemli teşkilatlardan olduğunu vurgulayan Çelik, "Kapasitemizi, yangınla mücadele gücümüzü nasıl artırırız, bunun çalışmaları kesintisiz bir şekilde devam edecek." dedi.
"Bu kadar vahşi yaklaşım görmedim"
"Provokasyonlar konusunda etkin mücadele için nasıl yöntemler belirlediniz?" sorusu üzerine Çelik, bir ziyareti sırasında, gerçekle alakası olmayan bambaşka şeyler duyduklarını söyledi.
Bunları kimin söylediğini sorduklarında, vatandaşların bazı siyasetçilerin ismini verdiğini aktaran Ömer Çelik, şunları kaydetti:
"Ben bu kadar vahşi, bu kadar acımasız bir yaklaşım görmedim. Ne yaptı muhalefetten bazı siyasetçiler? Tuttular, tam yangının ortasında, bütün gücümüzle yangını söndürmeye odaklanmamız gerekirken bir sürü dezenformasyon ortaya koydular. Gerek orman teşkilatının moralini bozan gerek teknik donanımla ilgili yalan söyleyen... Hiçbir şekilde yangın uzmanı olmadıkları halde, yangın uzmanlarının söylediklerinin tam hilafına bir sürü dezenformasyon yaydılar. Fitne ateşini körüklemek konusunda öne çıkanların konuşmalarını alın, bir analiz yapın yüzde 90'ı fitne ateşini körüklemekle ilgilidir, sadece yüzde 10'u yangınla mücadele ile ilgilidir. Burada ne yapmamız gerektiğini iyi bir şekilde değerlendirdik."
AK Parti teşkilatlarının, milletvekillerinin, kadın-gençlik kollarının güçlü bir şekilde sahada olduğunu dile getiren Çelik, bunların bir yandan yaraları sardığını bir yandan da fitneyi temizlediğini söyledi.
"Yeni tedbirler alacağız"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, yangınla mücadeleyi sekteye uğratmaya, fitne ateşini körüklemeye çalışanların yeni metotlarını da gördüklerini belirterek, bu konulara ilişkin ilgili birimlerin notlarını aldığını, hem şu anda hem de bundan sonra karşılaşılacak krizlere ilişkin "etkili mücadele nasıl verilir"in tespitlerini ortaya koyduklarını aktardı.
Esas olanın, sahada vatandaşın yarasını sarmak olduğunu vurgulayan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bütün gençlik kollarımız, Cemre gruplarımız, fedakar kadın kollarımız, arkadaşlarımız, Genel Başkan Yardımcımız Erkan Bey'in koordinasyonundaki teşkilatlar, il başkanlarımız ve sahaya giden, orada günlerce kalan, her yere ulaşmaya çalışan milletvekili, genel başkan yardımcısı, bakan arkadaşlarımız burada tek bir kaygıyla hareket ediyorlar, vatandaşımızın yanında olmak, yangınla mücadeleye katkı sağlamak ve maalesef başkaları tarafından üretilmiş fitne ateşini söndürmek. Bu konuları da değerlendirdik, yeni tedbirler alacağız."
"Türkiye, ölümden kaçan insanlara kucak açar"
Bir gazetecinin, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kabil Havalimanı'nda güvenliği sağlaması söz konusu. Taliban'ın da ülke içinde ilerleyişi devam ediyor. Cumhurbaşkanı, 'Taliban ile gerektiği takdirde görüşebiliriz' ifadesini kullanmıştı. İstikrarın sağlanması için bir temas söz konusu mu?" sorusu üzerine Çelik, devlet birimlerinin ilgili tüm gruplarla görüştüğünü söyledi.
Çelik, tek tek kiminle görüşme yapıldığını söylemeye gerek olmadığını belirterek, "Devlet kurumları arasında bir rol paylaşımı var. Kriz bölgelerinde çoğu kez kullandığımız bir metottur, bütün gruplarla görüşme şeklinde bir süreç devam ediyor. Bunu başka kriz bölgelerinde de görürsünüz." diye konuştu.
Hiç kimsenin açıklama yaparken saygısızlık noktasına gelen bir değerlendirme yapmaması gerektiğini dile getiren Çelik, sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye, ölümden kaçan insanlara kucak açar. Onun dışında herhangi bir şekilde bunun istismar edilmesine kesinlikle müsaade etmeyiz. Türkiye, hiç kimsenin göçmen kampı değildir. Birileri bu coğrafyaları da toplama kampı gibi düşünmesinler. Tarih boyunca olduğu gibi ölümden kaçan insanlara kucak açan bir milletiz.
Hatırlayınız, bu olay ilk başladığında, göç dalgası konusu söz konusu olmasın diye, Sayın Cumhurbaşkanımız, Suriye'nin içerisinde güvenli bölge oluşturulması için gayret etti. Hem güvenli bölge hem uçuşa yasak bölge. Eğer o zaman Obama döneminde Cumhurbaşkanımızın önerdiği bu isabetli projeye destek verselerdi, o zaman Türkiye sınırının 20 kilometre derinliğinde Suriye'ye doğru güvenli ve uçuşa yasak bölge olacaktı, bu insanlar da yerlerini terk etmeyeceklerdi."
"Türkiye, ne transit geçiş noktasıdır ne de göçmen kampıdır"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Türkiye'nin tarihte olduğu gibi, bu kişilere bugün de kucak açacağının altını çizerek, "Ama birilerinin bunu istismar etmesine de hiçbir şekilde müsaade etmeyiz. Türkiye, ne bir takım kimselerin düşündüğü gibi transit geçiş noktasıdır ne de bu istismar edenlerin söylediği gibi göçmen kampı falan değildir. Buradaki yaklaşımı, Türkiye'nin tarihten gelen insani yaklaşımıdır. Bugün bunu eleştirenlerin siyasi tarihinde ölümden kaçanlara karşı doğru davranış sergileyememenin nasıl sonuçlar doğurduğuna dair tarihimizde maalesef acı bazı olaylar vardır." değerlendirmesinde bulundu.
Çelik, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin burada insanları ölüme terk etmemek gibi bir hassasiyet ortaya koyduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Ama bunun hem istismar edilmesine müsaade etmeyiz hem de buradan çıkarak birilerinin Avrupa'daki birtakım ırkçıların yaptığı gibisinden insanları hedef göstermesine de müsaade etmeyiz.
Aynı şekilde kendisinin göçmen olduğunu söyleyip de milletimize karşı aşırı ifadeler kullanan bazı tipler sosyal medyada gözüküyor. Bunlara karşı da hukuk içerisinde gereği yapılır. Burada bir ucu tutup öbür uca savrulmak durumunda değiliz, insani olan ne ise, ahlaki olan ne ise orada duracağız. Burada ölümden kaçana sahip çıkana sahip çıkmamak ahlaki olmaz. Ölümden kaçana sahip çıkacaksınız ama birilerini sandığı gibi burayı bir göçmen kampı gibi değerlendirmek de hiçbir şekilde kabul etmeyeceğimiz bir durumdur. Bundan daha fazla bir göç yükü kaldıracak durumda da değildir Türkiye.
Muhalefetten birilerinin söylediği gibi bu mesele para meselesi falan da değildir ya da yine muhalefetten birilerinin yaptığı gibi burada böyle bu insanlara karşı faşizan bir dil de kullanılmaması gerekir, bu da bize yakışmaz. Dolayısıyla Türkiye'yi ne bir göçmen kampı gibi saygısızca niteleyenlerin istismarına müsaade ederiz ne bu insanları hedef gösteren faşizan dile müsaade ederiz ne de 'ben göçmenim' diyerek milletimize karşı saygısızlık yapanlara müsaade ederiz.
"Türkiye'nin sınır hakimiyeti yüksektir"
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, şu yönde ya da bu yönde marjinal yaklaşımlara asla teslim olunmayacağını yineleyerek, şunları söyledi:
"Ne bundan fazla bir yük çekebilir Türkiye. Bir de Türkiye'nin sınırları birtakım videolar falan gösteriliyor, delik deşikmiş gibi. Türkiye'nin sınır hakimiyeti yüksektir. İçişleri Bakanlığımızın yaptığı çalışmalar çok yüksek standartta. Dolayısıyla o şekildeki iki taraflı istismara da müsaade etmeyeceğimiz bir tablo söz konusudur. Afganistan ya da dünyanın başka bir yerindeki bu siyasi gruplar, resmi, gayriresmi gruplar, resmi ya da fiili gruplar... Türkiye, bunların hepsiyle görüşerek, orada bir pozisyon alma şeklinde bir tecrübeye de sahiptir. O süreçler yürüyor."
"AK Parti'nin hazırladığı siyasi partiler kanunu tasarısına ilişkin MHP'yle bir temas oldu mu?" sorusu üzerine Ömer Çelik, konunun Cumhur İttifakı içerisinde görüşüldüğünü belirtti.
Görüşmeler tamamlanmadığı için konunun genel başkanlara sunulacak bir noktaya ulaşılmadığını ifade eden Çelik, heyetlerin görüşü olgunlaştırdığında, bu çalışmanın genel başkanlara sunulacağını, daha sonra Cumhur İttifakı'nın görüşünün kamuoyuna açıklanacağını aktardı.
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, üniversite barajının düşürülmesiyle ilgili tekliflere ilişkin bir soru üzerine, konuyla ilgili şu aşamada bir sonuca varılmadığını söyledi. MYK'de de bu konuda bir değerlendirme olmadığını belirten Çelik, kurumların görüşleri doğrultusunda bir sonucun ortaya çıkacağını bildirdi.