Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'Nas ortada' sözlerine atfen Kuran'da ve hadislerde devlet malı ve liyakat konularında da nas olduğunu hatırlatarak, "Millete gelince nas var da sana gelince muaf mı oluyorsun." dedi. Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı, "Sayın Erdoğan, doğrudur nas var ama nas başka konularda da nas var. Beytulmala el uzatınca da nas var, 'İşi ehline veriniz' veriniz buyruğuna rağmen liyakatsız kadroları milletin başına bela edince yine nas var. Milletin başarılı evlatlarını mülakatta eleyip eşe, dosta, yeğene beşer maaş bağlayıp kul hakkına girince de nas var. Milletin yıllarca çalışıp ürettiklerini, kurduğu şirketleri, kurumları yandaşlara peşkeş çekince de nas var." sözleriyle eleştirdi.
Meral Akşener'in açıklamaları şöyle:
"Aranızda olduğum için büyük bir heyecan ve onur duyuyorum. Bu ne güzel bir coşku bu ne güzel bir Denizli. Yüce Rabbim her birinizden ayrı ayrı razı olsun. Denizli’nin benim gönlümde ayrı bir yeri vardır. Hürriyet ve Demokrasi meydanında ilk durağımızdır. Çünkü Denizli bundan 5 yıl önce iktidar yürüyüşümüz için bugün buradan başladığımız yerdir. Bu kutlu yolun ilk kıvılcımı bundan 5 yıl önce Denizli’de çakıldı ve memlekette umut ateş oldu.
Buyurun buradayım diyorum
Koltuk hesabıyla değil memleketin huzuru hesabıyla dimdik durduk. 31 Mart’ta bu meydanda sizlerle hasbihal ettikten sonra hapse atılacağım söylenmişti. Biz de çantamız hazır demiştik. Beni teneşire yatıracaklarmış buyurun buradayım diyorum. Kıvılcımdık büyüdük, halkımızı arkamıza aldık güneş olduk.
Mazota gübreye suya para yetiştiremeyen çiftçilerimizi dinliyorum. Saray’a kapanık sırtını döndüğü milletimizi dinliyorum. Biz milletimizin sesini her türlü şartla duyurmak için buradayız. Biz onlar gibi çirkinleşip milleti yuhalamayacağız.
Kardeşlerim neden buradayım biliyor musunuz? Milletimiz zorda. Türkiye’de bugün, anneler tencereleri dolduramıyor, babalar eve ekmek götüremiyor, evlatlarımız yurt dışına kaçmanın fırsatını kullanıyor.
Beşer maaş bağlayanları utandırmak için buradayım
Geline, damada, kayınçoya beşer maaş bağlayanları utandırmak için buradayım. Açım diyenlere abartıyorsun diyenleri söylemek için buradayım. Sen aç gezerken Saray’da sefa sürenlerin yüzüne çarpma için, milletin malına çökenleri bitirmek için buradayım. Bundan 3 yıl öncesine göre daha mı zenginsiniz. Mahsüller daha mı çok kazandırıyor, esnaf dükkanı çevirebiliyor mu? Memur kardeşlerim 3 yıl önce verdikleri söz tutular mı, 3600 ek göstergeyi verdiler mi? Domatesi, patlıcanı, yağı, unu şekeri daha mı ucuza alıyorsunuz? Bu sesleri duyacaksın Sayın Erdoğan, mutlaka duyacaksın duymadığın zaman da gideceksin. Senin görmek istemediğin gerçekler işte burada. Bu “Hayırlar” bu cevaplar sana Sayın Erdoğan. Ya bu insanları duyacak gerçeklerle yüzleşeceksin ya da sandık geldiğinde milletin okkalı tokadını yiyeceksin bu kadar basit. Milletin şaşmaz iradesi son sözünü söyler. Türkiye bugün çok derin bir krizle karşı karşıya. Soruyorum bu iktidar millete gidiyor mu, aranıza gelebiliyor mu, aranıza gelmeye yüzleri var mı?
Erdoğan'ın söylediği gibi: seçim, seçim, seçim
Aynı Sayın Erdoğan’ın bundan 20 yıl önce söylediği gibi tek bir çözüm var seçim seçim seçim… Rahmetli Demirel’in mitinglerinde tencerelere vurulurdu açız diye. Şimdi o devir geri döndü. Türkiye’yi uçuracak denilen bu ucube sistem, 5 müteahhidi zengin etti, dolar euro uçtu ama vatandaş fakirleştikçe fakirleşti. Yağın şekerin kilosu ateş pahası. İşsizlik artıyor. Geceleri döviz kurunu takip ederken uykularımız kaçıyor. Erdoğan kafasına göre deney yapıyor olan milletimize oluyor. Damadınla oyun kurdun olmadı. Onu gönderdin başkası geldi tutmadı. Mevsimlik Merkez Bankası başkanları tutmuyor. Okey oynar gibi, ıstaka dizer gibi ekonomi yönetilmez. Sayın Erdoğan bildiğini okumaya tam gaz devam ediyor. Sadece kendisi değil çevresi de aynı. Bu arkadaşların Japonya’ya karşı bir ilgisi var. Pandemi döneminde Japon esnaflar için çok üzüldüler. Şimdi de cahil bir vekilleri ile Japon Yeni ile doları hesaplıyorlar. Kaybedeceğinizi anladınız oynatacaksınız, kendinize doktor arıyorsunuz anladık. Oynatacaksanız gidin ödete oynatın bu milletin asabını daha fazla bozmayın."
Erdoğan hayat pahalılığını tercih ediyor
Erdoğan her konuşmasında piyasaya güven vereceğine şüphe vererek kurun yükselmesine neden oluyor. Neden acaba?
Erdoğan, hayat pahalılığını tercih ediyor. Yandaşa dövizle garanti vererek yükünü vatandaşın üzerine yıkıyor. Ev fiyatları arttı, et fiyatları arttı. Otomobili araç olarak bilirdik, artık bir amaç haline geldi. Bir yatırım aracı haline geldi. Erdoğan’ın buram buram zeka kokan amaçları. Güler misiniz ağlar mısınız?
İşsizlik var dediğinizde size birileri “Gözünüze yüzünüze dursun” diyecek, dolarla mı maaş alıyorsunuz diyecekler. Biz buradayız. Biz neredeysek milletimizin iradesi oradadır. Bugün buraya gelirken milletin kürsüsünü yanımızda getirdik. Saray’daki haramzadeler duysunlar diye. Döne Hanım kardeşimiz burada. Denizli’nin derdini sizlere Denizli’li kardeşimiz anlatacak.
Ziraat Bankası'nı yandaşlara değil bir tarım bankası haline getirip Atatürk Orman Çiftliği Tarım Bilimleri Akademisi aracılığıyla verimli tarım arazilerine sanayi bölgeleri kurulmasına, plansız kentleşmeye, tarım ve orman bölgelerindeki maden arama faaliyetlerine son vereceğiz. Ata tohumlarımız hayati öneme taşıdığı için sertifikasyon çalışmalarına hız vereceğiz. İYİ Parti iktidarında köylüler 'Bu milletin efendisi' olduklarını yeniden hissedecekler, inanacaklar.
Sağlık alanında Denizli 2018'de 33'üncü ilimizmiş ama 2020'de 56'ıncı sıraya gerilemiş. Mesele koca koca hastaneler yamak değil. Mesele doktor ve yatak sayısını artırmak. Sağlık hizmetlerinin kalitesini artırmak. Kimse merak etmesin yetkiyi aldığımızda bu problemi de halledeceğiz.
Ya zeka sorunu var ya niyeti kötü
Yoksullukla mücadele bizim en önemli önceliğimiz. Sosyal yardımı ihtiyaç sahibine vereceğiz. Devlet okullarına giden çocuklarımızın sağlıklı bir şekilde karınlarını doyuracağız. Ev kadınlarına özel nakit destekler vereceğiz. Türkiye'nin hafızasından yoksulluk kelimesini evelallah çekip çıkaracağız.
Elini prize sokarsan çarpılırsın. Küçücük bir çocuk bile bu sebep sonuç ilişkisini tek seferde öğrenir. Priz gördü mü bir daha da dokunmaz. Elini prize sokunca nasıl çarpılıyorsan 'Faiz sebep, enflasyon sonuçtur' dediğinde de ekonomiyi tepe taklak edersin yani çarpılırsın. Çünkü bu da ekonominin kanunudur. Malesef bir çocuğun bile tek seferde anladığını bu ülkenin başındaki Sayın Erdoğan her nedense 10 seferdir anlamıyor. Her seferinde çarpılıyor ama her defasında o prize o parmağı sokuyor. Ya zeka sorunu var ya da niyeti kötü.
Millete gelince nas var da sana gelince muaf mı oluyorsun
O da yetmezmiş gibi son çarpılmasında bu arkadaşımız hatasından ders çıkarmak yerine böyle durumlarda sıkça yaptığı gibi çareyi mukeddesatımıza sığınmakta buldu: 'Nas var, faize göz yummam' dedi. Haydi buyurun buradan yakın. buradan Sayın Erdoğan'a seslenmek istiyorum. Sayın Erdoğan, doğrudur nas var ama nas başka konularda da nas var. Beytulmala el uzatınca da nas var, 'İşi ehline veriniz' veriniz buyruğuna rağmen liyakatsız kadroları milletin başına bela edince yine nas var. Milletin başarılı evlatlarını mülakatta eleyip eşe, dosta, yeğene beşer maaş bağlayıp kul hakkına girince de nas var. Milletin yıllarca çalışıp ürettiklerini, kurduğu şirketleri, kurumları yandaşlara peşkeş çekince de nas var.
Peygamber Efendimiz devlet malından yiyenlerden bahsediyor. Bu suça da gulul suçu deniyor. Sayın Erdoğan, madem nas konusunda bu kadar hassassın o zaman neden milletimizin hazinesinden her gün milyonlar harcayarak sarayında sefalar sürüyorsun. Millete gelince nas var da sana gelince muaf mı oluyorsun.
Hiçbir kriz, ülkeyi krizi sokan iktidarla aşılmaz
Bir ülke böyle yönetilmez, yönetilemez. Gerçekleri perdelemek için milletimizi uydurma gündemlerle kandırabileceklerini sanıyorlar. Olmaz, bu aziz millet bu dümenleri dün de yemedi. Bugün de yemez. Türk milleti sandık geldiğinde faturayı sorumlusunun önüne koyar. Hiçbir kriz, o ülkeyi krize sokan iktidarla aşılmaz. Her kriz yeni bir umut yeni bir iktidar demektir. İşte İYİ Parti o umudun ta kendisidir.
Türkiye çaresiz değil. Türkiye çözümsüz değil. Çünkü biz varız. Biz geleceğiz; İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem gelecek. Biz geleceğiz; Milletin sırtındaki keneler düşecek. Biz geleceğiz; Milletin hazinesindeki yağma bitecek. Biz geleceğiz; 83 milyon, 5 müteahhitten büyüktür, herkes görecek.
Biz geleceğiz; Haram hortumları kesilecek. Milletin hakkı, milletin cebine girecek. Biz geleceğiz, adalet gelecek. Biz geleceğiz, liyakatli kadrolar işbaşına gelecek. Biz geleceğiz, huzur gelecek, güven gelecek.
Güven istikrarı, istikrar yatırımı, yatırım istihdamı, istihdam da zenginliği getirecek. Bu söylediklerimin hiçbiri hayal değil. Bana inanın.