CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı kararıyla belediyelerin gelirlerinin, borçlarına mahsup edilen oranları artırılarak tırpanlandığını ileri sürdü.
"Bunun tam adı, belediyelerin Kovid-19'da vatandaşa uzattığı kolu kesmektir." diyen Altay, buna rağmen CHP'li belediyelerin halkın sorunlarına derman bulmak için bütün kapıları çalmaya devam edeceğini söyledi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca'nın, aşı için sözleşmelerin imzalandığını açıkladığını ancak dünkü konuşmasında "şartları zorladıklarını" belirttiğini aktaran Altay, Türkiye nüfusunun yüzde 60'ının 3 ay içerisinde aşılanmaması halinde tüm çabanın boşa gideceğini öne sürdü. Engin Altay, "Paranız yoksa söyleyin, biz de uluslararası ticaret normları ölçüsünde, kimi temaslar için sizin yanınızda, önünüzde, arkanızda dururuz." diye konuştu.
Vatandaşın, hava tahmini yapar gibi aşı olmak için öngörüde bulunduğunu belirten Altay, "Milletin önüne bir takvim koyun, tahmin koymayın." dedi.
"Hakları, yürütmeden yüz bulan yargı eliyle gasp ediliyor"
CHP'li Altay, Anayasa Mahkemesinin eski CHP İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında bugün ikinci kez hak ihlali kararı verdiğini belirtti.
Anayasa Mahkemesinin 17 Eylül'de gerekçeli kararını açıkladığını, ancak yerel mahkemenin bu kararı yok saydığını ifade eden Altay, "7 aydır seçilmiş bir milletvekilinin hakları, yürütmeden yüz bulan yargı eliyle gasp ediliyor. Yargılama yenilenmek zorundadır. Verilen ceza yok hükmündedir. Enis Berberoğlu, yeniden yargılama sürecinin başlaması beklenmeden TBMM'deki yerini alıp görevine başlamalıdır. Kararı daha okuyamadık, Anayasa Mahkemesi neyi adres gösterdi bilmiyorum. Ey ilk derece, ey istinaf, ey Yargıtay, üçüne birden sesleniyorum artık yargıyı daha fazla çürütmeyin, yargının üstündeki vesayet gölgesini kaldırın." değerlendirmesinde bulundu.
"Korunan 3 kişiyi bulmak devletin namus borcu"
CHP Grup Başkanvekili Altay, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ, Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu ve KRT TV programcısı Afşin Hatipoğlu'na yapılan saldırıları gerçekleştiren 5 kişiden ikisinin yakalandığını ancak 3'ünün hala tespit edilemediğini söyledi.
Altay, "Korunan ve kollanan bu 3 kişiyi bulmak devletin namus borcudur. Soruşturmayı yürüten savcıya tehdidin asıl gayesini, 'İşi bu 2 kişiyle bitir, diğer 3 kişiyi karıştırma.' mesajı olarak görmek ve algılamak da mümkündür." diye konuştu.
Bu saldırıya ilişkin soruşturmayı yürüten savcının tehdit edildiğin ifade eden Altay, "HSK'ye, Adalet Bakanı'na, Ankara Adliyesine soruyorum, bu hakaret, bu tehdit sineye çekilecek mi? Yapmayın, yargıyı daha fazla çürütmeyin." sözlerini sarf etti.
Erdoğan'ın, parti kongrelerindeki açıklamalarında Türkiye'nin gerçek gündemini saklamak için CHP ile uğraşmak yerine bu saldırı hakkında açıklama yapması gerektiğini dile getiren Altay, "Erdoğan konuşmadığı müddetçe, Selçuk Özdağ saldırısında 'güya, sözde' aranan 3 kişi galiba bulunamayacak." dedi.
"Biraz da bana çakmış"
Engin Altay, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin önce değerli komutanlarını hedef almışlardı, şimdi astsubayları ve uzman çavuşları da menzile aldıklarına göre muvazeneyi iyice kaybettiler." sözlerini aktaran Altay, "Biraz da bana çakmış. Parti devletine bir vurgu için 'Rektöründen, astsubayına, uzmanına herkesin parti militanı olması isteniyor.' dedim. Astsubaylarımız alındı, sonra onlardan özür diledim. Lafı düzeltiyorum, rektöründen valisine, kaymakamına, generalinden uzman çavuşuna Recep Tayyip Erdoğan herkesin parti militanı olmasını istiyor, arzu ediyor." ifadelerini kullandı.
Askerin "milletin militanı" olduğunu belirten Altay, elindeki fotoğrafları göstererek, "bir eliyle bozkurt selamı, diğer eliyle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın siyasi selamı haline geldiğini söylediği Rabia işaretini yapan askerlerin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın istediği asker modeli olduğunu" öne sürdü.
Altay, Türk bayrağına selam veren askerlerin fotoğrafını göstererek, "Bizim istediğimiz asker tipi de bu. Erdoğan'a değil, bayrağa saygı duyan; bayrağa, vatana, millete sadık olan bir ordu bizim ordumuz. Sen istesen de TSK'yi bu moda dönüştüremezsin. Orası hakikaten peygamber ocağıdır, Mustafa Kemal'in ordusudur, hiç şüphen olmasın. Rektörü, valiyi, kaymakamı parti militanı yapabilirsin, illerde bürokratlar CHP'li vekillerin aleyhine Twitter üzerinden hakaret edebilir. Genel müdürlerin, il, ilçe müdürlerin parti militanı olabilir ama TSK böyle kalmaya devam edecek." şeklinde konuştu.
CHP'li Altay, eğitim-öğretim yılının ilk yarısının yarın tamamlanacağına işaret ederek, Milli Eğitim Bakanlığının verilerine göre Türkiye'deki 15 milyon 189 öğrencinin yaklaşık 3 milyonunun EBA'ya hiç erişemediğini savundu.
Hükümetin 50 bin tablet bile dağıtmadığını, salgın sürecinde en büyük başarısızlığı eğitimde gösterdiğini ileri süren Altay, "Bunlar, çocuklarımızın umutlarını, gelecek hayallerini de kararttı." görüşünü dile getirdi.
Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk'un 8 ve 12. sınıfların özel öğretim kurslarına bugünden itibaren gidebileceklerini açıkladığını anımsatan Altay, "Sokağa çıkma yasağı halen var. Ayrıca bu düzenleme sınav için mi, yoksa özel eğitim kurumlarının parlatılması için mi yapılıyor bu konuda Milli Eğitim Bakanı'ndan bir açıklama bekliyoruz." dedi.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Altay, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun CHP'li iki milletvekilinin mektup göndermesine ilişkin açıklamalarının ardından CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi'nin eleştirileri hatırlatılarak görüşünün sorulması üzerine, "Hiç kimse siyasi tercihiyle ilgili kendince birilerine olumsuzluk yükleyerek mazeret üretmesin. Arkadaşlar belli bir siyasi tercih noktasına gelmişlerse kendileri bilir, yolları açık olur. CHP içinde kalmak istiyorlarsa başımızın üstünde yeri var ama bu tür tartışmalarla partiyi yıpratmak particilikle bağdaşmaz, CHP'lilikle hiç bağdaşmaz." ifadelerini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Altay, bir gazetecinin "İçişleri Bakanı ile Adalet Bakanı arasında sosyal medyada bir tartışma gün yüzüne çıktı." sözlerini değerlendirirken, şunları söyledi:
"Sayın Erdoğan, gücü kaybeden kontrolü kaybeder. İki sayın bakanın sosyal medya üzerinden kavgası, bana göre buz gibi kavgadır. Kaygı ve endişeyle izliyoruz. Bu devlette liyakatin bittiğinin ve sistemin ucubeliğinin cisimleşmiş halidir. Sayın Soylu'nun validesine yapılan saygısızlık asla ve asla kabul edilemez. Ancak keşke aynı hassasiyeti Sayın Soylu, Genel Başkan'ımıza Çubuk'ta yapılan linç girişimi noktasında da gösterebilseydi. 'AK trollerin' bize alçakça saldırıp küfür ettiklerinde de rahatsızlığını dile getirseydi."
Engin Altay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Saadet Partisi'nden Recai Kutan'a ziyareti ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin "seçim barajının düşürülmesine" ilişkin açıklamaları anımsatılarak değerlendirmesinin sorulmasına da "Erdoğan'ın Saadet Partisi ve diğer partilere yönelik görüşme trafiğine ilişkin aklıma ilk gelen, Erdoğan kaçıyor Bahçeli kovalıyor. Sayın Bahçeli'nin 'seçim barajının düşürülmesi' talebi de olası bir Cumhur İttifakı'nın dağılması halinde MHP'nin parlamentoya girebilmesi adına partisi için istediği bir tavizden ibarettir." yanıtını verdi.