Beslenme alışkanlığındaki kısa süreli değişikliğe işaret eden Çakın, bunun uzun süre devam etmediği takdirde telafi edilebileceğini ve şok diyetlere gerek olmadığını belirtti. Çakın, "Bayram dört gün sürdüğü için bayramda yediklerinizi doğru beslenerek telafi edebilirsiniz. Beslenme alışkanlıklarınıza döndüğünüzde vücut kısa sürede eski halini alıyor." dedi.
Neyin fazla, neyin az tüketildiğinin tespit edilmesiyle beslenme şeklinin düzene gireceğini vurgulayan Ceyda Nur Çakın, şunları söyledi:
"Örneğin, bayramda kırmızı et ve kızartma türevi yiyeceklere ağırlık verilmişse, bayramdan sonra en azından kırmızı et bir porsiyonla sınırlandırabilir, geri kalan öğünlerde de daha çok sebzelere yer verilebilir ya da bayramda şeker ilaveli meşrubatlar ile şerbetli tatlı tüketimi artmış olabilir. Bayramdan sonra mümkün olduğunca tatlı tüketmemeye veya tatlı ihtiyacımızı meyvelerle karşılamaya çalışabiliriz."
"Ekmek yemeyi kesmek tatlı ihtiyacının artmasına sebep oluyor"
Çakın, kilo aldığını fark eden insanların genellikle ekmek yemeyi kestiğine ancak bunun tatlı ihtiyacının artmasına sebep olduğuna da dikkati çekerek şöyle devam etti:
"En azından her öğünde tam buğday, çavdar ekmeği gibi sağlıklı bir karbonhidrat kaynağına yer verebilir veya ekmek tüketmekten hoşlanmıyorsak bulgur, tam tahıllı makarna ya da salataların üzerine eklediğimiz haşlanmış kara buğday gibi yine konfleks karbonhidratlarla günlük enerji alımımızı daha dengede tutabiliriz. Böylece hem tatlı isteğimiz azalır hem bayram sonrası lif alımının azalmasıyla kabızlık şikayeti yaşanmasının önüne geçilir. Bunlarla, bağırsaklarımızın aktive olmasını sağlayacak lifli bir beslenme sağlamış oluyoruz. Bir de bayram sonrası ana öğünlerimizin pişmiş sebzelerden oluşması, özellikle öğlen ve akşam yemeklerinde mutlaka yemeklerimizin yanında yeşil yapraklı sebzelerden yapılmış salataların yer alması bayram boyunca eksik kalan lif alımını, vitamin mineral alımını tamamlamak için etkili olacaktır."
Fazla protein tüketimine bağlı olarak bağırsaktaki yararlı bakterilerin azaldığını aktaran Çakın, "Bu bakterileri artırmak için yoğurt, kefir gibi probiyotik gıdalara mutlaka günlük beslenmemizde yer vermek gerekiyor. Eğer yapamıyorsak probiyotik takviyelerine başvurulabilir. Fakat probiyotik takviyesi kullanılacaksa mutlaka bir uzman görüşü alınmalı. Çünkü şu an piyasada çok fazla sayıda probiyotik var. Doğru seçim yapmak bu noktada önemli." ifadelerini kullandı.
Bayram sonrası sıvı tüketimine de özen gösterilmesi gerektiğini aktaran Çakın, "Günde en az iki buçuk litre su içmek, meyveleri kabuklu şekilde tüketerek posa alımını artırmak, öğünlerimizde mutlaka çiğ sebzelere yer vermek, özellikle kayısı, erik gibi posalı yiyeceklere ağırlık vermek gerekiyor." diye konuştu.
"Kilo alımının dört günde tartıya yansıması mümkün değil"
Çakın, bayramın yaz aylarına denk gelmesiyle ödem ve şişkinlik şikayetlerinin de artabileceğini ifade etti.
Kilo alımının dört günde tartıya yansımasının fizyolojik olarak mümkün olmayacağını aktaran Çakın, "Kişi bayramdan sonra tartıdaki kilo artışını görünce 'Dört günde üç kilo almışım' diye düşünebiliyor ama bu çok mümkün olmuyor. Genellikle kırmızı et tüketimi, yemeklerin içinde tuz olması ve sıcak havalardan kaynaklanan su kaybı gibi sebepler ödem oluşmasına yol açıyor. Yani orada hemen bir kilo ve yağ artışı olmuyor." dedi.
Çakın, bayram sonrası ödem şikayeti olan kişilere çeşitli tavsiyelerde bulunarak, "Ödemi çözmek için günde iki fincan yeşil çay içilebilir, su tüketimi iki buçuk litrelere kadar artırılabilir. Maydanoza, yeşil yapraklı sebzelere yer verilebilir. Ananas kullanılabilir. Ananas, ödem attırıcı etkisiyle bilinen güzel bir meyvedir. Tuz tüketimi bayram sonrası sınırlandırılırsa bu da ödem şikayetinin çözülmesinde yardımcı olacaktır." diye konuştu.
Güncelleme Tarihi: 14 Ağustos 2019, 17:11