Obezite Merkezleri Genelgesi ile vücut kitle indeksi 30’un altında olan kişilerin ameliyata alınmasını engelleyen bakanlığın kararını ‘Yüzde yüz olumlu ve mutlu edici’ bulan Obezite Cerrahisi ve Metabolik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Murat Çağ, “Sağlık Bakanlığı’nın verdiği karar vücut kitle indeksi 30 ve altında olan kişilere gösterilebilecek bir kaynak oldu. Bu nedenle de bakanlığın kararı alkışlanmalıdır. 30 rakamı bile cerrahi için yeterli değildir. Vücut kitle endeksi 30 ve altında olan bir kişiye obezite cerrahisi uygulamak, onun hayatını tehdit edecek bir durumdur” dedi.
Günümüzde her geçen gün büyüyen bir tehlike olarak karşımıza çıkan obezite, daha pek çok sağlık sorununu da peşi sıra getiriyor. Fazla kilolarından kurtulmak isteyen insanlar "Laparoskopik gastrik bypass (Kapalı Yöntem), Gastrik Bypass, Balon, Kelepçe ve Sleeve Gastrektomi (Tüp Mide)" gibi ameliyatları tercih ediyor.
Bu operasyonlar ölüm riski taşıyan kilolu insanlara yapılması gerekirken güzellik ile zayıf olmayı eş değer gören insanlar tarafından da tercih ediliyor. Hal böyle olunca da obezite operasyonları ölüm ile sonuçlanıyor.
Vücut kitle indeksi 30’un altında olan kişilerin ameliyata alınmayacak
Ölüm vakaları gün geçtikçe artınca Sağlık Bakanlığı duruma el koydu. Olumsuz olayları azaltmak ve kontrol altında tutmak isteyen bakanlık, sağlık kuruluşlarında obezite merkezleri kurulması için çalışma başlattı. Vücut kitle indeksi 30’un altında olan kişilerin ameliyata alınmasını engelleyen bakanlık, yayınladığı ‘Obezite Merkezleri Genelgesi’ ile de merkezlerin, doktorların ve hastaların uyması gerekenler hususları açıkladı.
Sağlık kuruluşlarında obezite merkezleri kurulması için çalışma başlatan bakanlığın yayınladığı Obezite Merkezleri Genelgesi’nde yer alan ve uyulması gereken hususlar şöyle:
-Programa kayıt bir hafta sürecek.
-Hastanın uyum durumuna göre her gün en az bir branşla görüşme yapması sağlanacak.
-Hastalar sağlık taramasından geçecek.
-Konsültan hekim kendi branşıyla ilgili bir hastalık olup olmadığı ve hastanın obezite tedavi programına girip girmemesinde bir sakınca olup olmadığını raporlayacak.
-Hekimin hastanın tedavi gerektiren, obeziteye sebep olan veya ilişkisiz bir hastalığını tespit etmesi halinde, bu hastalığın tedavisi eşliğinde veya sonrasında programa katılması konusunda görüş bildirecek.
-Obezite tedavisi alacak kişiler için yemek yeme stili tayini yapılacak ve depresyon ölçeği ile takip formu imzalanacak.
-Hekimler, hastanın programa katılmasını istiyorsa Obezite Sözleşmesi’ni imzalayacaklar.
-Hastalar iki hafta eğitilecek.
-Eğitimde kazanımların en az yüzde 50’sini edindiği belgelenen hastalar bir sonraki evreye geçme hakkı kazanacak.
-Sekizinci hafta sonuna kadar kilo vermenin başlamaması, yüzde 10-20 arası kilo kaybına ulaşılamaması durumunda ek tedaviler olarak ilaç, geleneksel tamamlayıcı tıp uygulamaları, aile görüşmeleri veya bireysel görüşme terapileri, endoskopik girişimler, bariatrik cerrahi tedavilerine başlanabilecek.
-Hedef kiloya 5 ayda ulaşılmaya çalışılacak ve 4 ay boyunca da hedef kilo korunacak.
-Tüm kayıtlar, obezite karma terapi hizmetinin sona ermesinden sonra merkez veya kurum arşivine kaldırılacak.
-Genelge hükümlerine aykırı uygulamaların tespiti halinde sorumlular hakkında ilgili mevzuat çerçevesinde işlem yapılacak.
Obezite cerrahisi herkese uygulanmamalı
Obezite, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 21’inci yüzyılın en önemli sağlık sorunu olarak kabul edildi. Obezite ile mücadele, toplumun bilinçlenmesi ve sağlıklı bir yaşam sürmesi adına büyük önem taşıyor. Obeziteye aday ya da bu sorunla karşı karşıya olan kişilerin tedavisi, hastalığı çok yönlü ele alan ve farklı branşları aynı çatı altında birleştiren bir anlayışla gerçekleştirilmesi de önemli bir nokta. Memorial Bahçelievler Hastanesi Obezite Tanı ve Tedavi Merkezi’nden Doç. Dr. Murat Çağ, obezite cerrahisinin hangi durumlarda uygulanması gerektiği hakkında bilgi verdi. Sağlık Bakanlığı’nın verdiği “Vücut Kitle İndeksi 30’un altında olan hiç kimse cerrahi müdahaleye yönlendirilemeyecek” karar, toplum sağlığı açısından mutlu edici, yüzde 100 olumlu ve alkışlanacak bir karardır. Bu kararla birlikte gereksiz ameliyatların önüne geçilecektir. Çünkü Vücut Kitle İndeksi’nde (VKİ) 30 rakamı bile cerrahi için yeterli değildir.
VKİ’nin 30 ve altında olan bir kişiye obezite cerrahisi uygulamak, onun hayatını tehdit edecek bir durumdur. Bu kişiye obezite cerrahisi uygulamak yerine öncelikle bu kişinin bu rakama nasıl ve hangi sürede ulaştığı konusu irdelenmelidir. Yani kişi bu kiloya ne yaparak, nasıl bir beslenme düzeni ve hayat tarzıyla geldiği; ayrıca bu kişideki hastalıklar masaya yatırılmalıdır.
VKİ’si 30 olan herkesin ameliyat olacağı algısı yanlış, tek hekim ameliyata karar vermemeli ve veremez
Obezite cerrahisi için bu ameliyatı yapan merkezlerde bir “Obezite Konseyi” olması gerekmektedir. 2 ay önce Memorial’e ilk geldiğim gün benden beklenen Fransa’da yaptığım gibi bir karar mekanizması oluşturmaktı. Ben de bu konseyi kurdum. Bu konseyde bulunan hekimlerin, hastayla ilgili paylaşımları yine hastaların yararına olacaktır. Bu konseylerde bir diyetisyen, bir endokrinoloji ve metabolizma uzmanı, bir kardiyoloji uzmanı, bir gastroenterolog, bir de psikiyatrist olmalıdır. Bu hekimlerin paylaşımlarıyla hastalar doğru tedaviye yönlendirilmiş olur. VKİ 30 olan herkesin ameliyat olabileceği algısı yanlıştır.
Hastanın tüm özellikleri incelenmeli
Obezite cerrahisi öncesi hastanın yeme-içme özellikleri, diyabet ve yaşam tarzı, diğer hastalıkların durumu göz önüne alınmalıdır. Örneğin Tip 1 diyabet hastasına ameliyat uygulanmamalıdır. Ameliyat uygulanması gereken hastada Tip 2 diyabet olması gerekir. Ayrıca obezite cerrahisi sadece diyabetli hastalara yapılan bir cerrahi değildir. Karaciğer veya kalp hastalığına yol açan obezite sorunları da olabilir.
Ameliyat için güçlü bir bağışıklık sistemi gerekir
Bunun yanında Vücut Kitle İndeksi 30’un altında olanlarda yani vücut anormal sınırlarda olmadığı zaman yapılan obezite cerrahisi sonrasında vücudun savunma mekanizması düşer. Her ameliyat, bağışıklık sistemini baskılar. Eğer VKİ, 30’un altındayken ameliyat edilen bir hasta daha da kilo kaybeder, ameliyat sonrası kendisini nasıl hissederse hissetsin bağışıklık sistemi zayıflar. Eğer bağışıklık sistemi ameliyat için hazır olmazsa ameliyat sonrasında kaçaklar, kanamalar, yara problemleri görülebilir.
Ayrıca çoğu kişi “Şişman olmak duygusu” ile “Şişmanlık hastası olmak” arasındaki farkı çok fazla ayırt edemeyebilir. Bazıları “Balıketiyim” diyerek dolaşır ama VKİ’nin çok yüksek olduğunun farkında olmaz. Bazıları da kendilerini sadece toplu hisseder ve güzelliklerini kaybettiklerini düşündükleri için ameliyat olmak isterler anca bu kişilerin VKİ oranları cerrahi sınırlarında değildir. Bu nedenle VKİ 30’un altında, ameliyat olmak isteyenlerin durumlarından mutsuzluk durumlarının sebebinin değerlendirilmesi için psikolojik bir değerlendirmeden geçmeleri gerekir.
Önce diyetle tedavi programı uygulanmalı
Günümüzde, obezite tedavisi denildiğinde, akla ilk gelen yöntem cerrahi olsa da tedavinin ilk basamağını diyet, egzersiz ve beraberinde uygulanan ilaç tedavileri oluşturmaktadır. Kilo problemi olan ancak VKİ 30’un altındaki kişilerde, diyet ve psikolojik desteğin bir arada yürütüldüğü tedavilerden başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Bu durumda da kişinin beslenme alışkanlıkları ve beğenileri üzerine bir diyet programı oluşturulmaktadır. Diyetle birlikte yürütülen ilaç tedavilerinde, dozla ilgili doktorların verdiği kararın ardından kişinin beslenme programı da değişmektedir.
Ameliyat için obezitenin getirdiği hastalıkların da olması gerekir
VKİ’nin 30 ve üzerinde olması ameliyat için yeterli bir etken değildir. Hastanın ameliyat için obezitenin yanında obezitenin getirmiş olduğu Tip 2 diyabeti, kalp problemleri, eklem problemleri, nefes problemleri, kısırlık sorunları veya karaciğerle ilgili sorunlarının olması gerekir. VKİ’nin 35 üzerinde olan kişilerin ileri derecede obezite hastası, 40’ın üzerindekilerin de ölüme götürebilecek bir şişmanlık hastası olduğunu da unutmamak gerekir. Neticede Sağlık Bakanlığı’nın verdiği karar VKİ’si 30 ve altında olan kişilere gösterilebilecek bir kaynak oldu. Bu nedenle de bakanlığın kararı alkışlanmalıdır.