Zor bir haftanın içindeyiz, acılarla dolu bir hafta... Benzer acıların yaşanmaması için gerekli önlemleri almak gerekiyor. İzmir'de yaşanan olay dolayısıyla CHP'nin bütün üyelerine yürekten teşekkür etmek isterim. Bu benim vicdani görevim. 91 milletvekili arkadaşımız görev yaptı. Her enkazın başında 24 saat milletvekillerimiz bekledi. Çadırların tümü ziyaret edildi. İhtiyaçlar tespit edildi ve karşılandı. Herkes seferber oldu. Arama kurtarma ekiplerine yürekten teşekkür etmek bizim görevimiz. Acaba bir ses duyabilir miyiz, bir can daha nasıl kurtarabiliriz diye 24 saat çalışıyorlar. Bütün umudumuz enkaz altında kurtarılmayı bekleyenlerde.
56 belediyemiz, 180 araç ve bin 124 personelimiz ile destek verdik. Seyyar mutfak, ısıtıcılar, temel ihtiyaçlar temin edildi. Hasta ve taziye ziyaretleri yapıldı. Şu anda İzmir’de kimse aç ve açıkta değil. İzmir’de Cumhuriyet Halk Partili belediyeler tarafından 2 bin 588 çadır kuruldu. Bir deprem gerçeğimiz var. Eğer biz ülke olarak deprem gerçeğini kabul ediyorsak, gerekli önlemlerin alınması için çaba göstermemiz gerekiyor. Her depremden sonra aynı şeyi yapıyoruz. Değişen bir şey yok. Deprem olduğunda hiç can kaybı olmadan nasıl depremi atlatabiliriz, siyaset kurumu bunu çözmeli. Yasalar çıkıyor, her depremden sonra bir yasa çıkıyor. Ama yasalar ihtiyaçlara cevap vermiyor. Elbette ki Kızılay'ın, AFAD'ın, jandarma kurtarma ekiplerinin de çabaları var, bu çabalara da ayrıca teşekkür ederiz. Peki parlamento olarak biz ne yapıyoruz? Yasalar çıkarıyoruz, doğru. Ama yasaların kendi aralarında hiçbir tutarlılığı yok. Deprem mühendisiliği diye bir dal var, yani bilim bize bütün bunları sunmuş. Fay hatları nerede, nerelerde insan yerleşimi olsun olmasın bunları saptamak mümkün.
İstanbul’da 16/9 kuleleri var, kaçak yapı. Mahkeme kararına rağmen belediye orayı yıkamadı. Yıkma yetkisi merkezi yönetimde. Yasaların bu kadar dağınık olması depremle mücadeleyi zorlaştırıyor. İkinci aşamada depremin oluşması anında riski nasıl en aza indirebiliriz. Arama kurtarma, yardımlar nereden gelecek, nasıl koordine olacak. Bunu yapıyoruz. Ama depremde riskli olan binaları yıkmıyoruz. Bunu da herkes biliyor. Neden? Deprem konusunda biz ne yaptık? Özellikle bu bölümü tüm vatandaşlarımızın dinlemesini isterim. Depremle mücadele 2 aşamalıdır. Fay hattınız var, afeti nasıl önleyebiliriz? Depreme dayanıklı yapılar yapılmalıdır. 17 yılda parlamentoda depremle ilgili 58 araştırma önergesi verilmiş, AKP ve MHP oylarıyla reddedilmiş. Demek ki; muhalefet 58 kez deprem gerçeğine dikkat çekmiş.
Muhalefet olarak biz görevimizi yaptık mı? Açık yürekle şunu söyleyebilirim ki; deprem konusunda Türkiye Cumhurlyeti tarihinde en nitelikli, en kaliteli raporu hazırlayıp hükümete sunan tek parti var, o partinin adı da Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Deprem değil riskli binalar öldürür. İnsanların o riskli binaların içinde ölümü beklemesi hangi vicdana sığar? Aslında yapılması gereken her şey biliniyor. Gizli saklı bir şey yok. Peki niçin yapılmıyor? Bu bir siyasi tercihtir. Siyasi tercihte bulunan ise iktidar partisidir. Paranın nereye kullanılacağı bir siyasi tercihtir! Bu raporun öngördüğü kanunların Meclis'ten çıkması için desteğe hazırız deyin’ diyor. Ne zaman? Kasım 2005.
Bu yıl Eylül ayına kadar Özel İletişim Vergisi için toplanan para 35 Milyar dolar. Nereye gitti bu paralar? Dönemin Başbakanı da Recep Tayyip Erdoğan. Ama diyor ki Sayın Baykal, ‘bu raporu verirken bunu kamuoyuyla paylaşmayın, bu CHP'nin raporu olarak algılanmasın, çünkü deprem siyaset alanı değil. Depreme karşı önlem almak lazım, destek vermemiz lazım’. 1999 depreminden sonra İstanbul Milletvekilimiz Ersin Arıoğlu,Türkiye ve Japonya'dan yetkin insanlar ile deprem raporu hazırladı.Sayın Deniz Baykal raporun çok iyi olduğunu gördüğü için hükümetin bu raporu bilmesi lazım,sayın başbakana bunu anlatın dedi. Biz bu güne kadar ‘ey Erdoğan biz raporu sunduk sen bir şey yapmadın’ demedik. Dönemin Başbakanı Erdoğan'a bu rapor sunuldu, İstanbul Valiliği'ne ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne de gönderildi. O rapor raflarda tozlandı! Ömer Dinçer, Sayın Başbakan yoğun ama size 20 dakika ayırabilir diyor. Erdoğan'a sunulan rapor 3 bölümden oluşuyor. Erdoğan ilgili bakanları davet eder. 20 dakika ayırması gereken rapora 3,5 saat ayırır. Raporun ne kadar önemli olduğunun bilinmesi lazım. Devlet sağlıklı yönetilmiyor arkadaşlar. Ahlak olarak yönetilmiyor, bilgi olarak yönetilmiyor, liyakat olarak yönetilmiyor. Vatandaştan parayı topluyorsun deprem vergisi diye, sonra alıyorsun o vergiyi başka yerde kullanıyorsun. Bu vatandaşı aldatmadır!
Mesut Yılmaz, hayatını kaybetti. Siyaset dünyamızın önemli bir aktörüydü. Kendisine Allah'tan rahmet diliyoruz.
Güncelleme Tarihi: 03 Kasım 2020, 14:37