CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları şu şekilde;
Devlet bir tüzel kişiliktir. İktidar devleti kurallar çerçevesinde yönetir. Devlet; bilgiyle, gelenekleriyle, ilimle, irfanla, ahlakla ve adaletle yönetilir. Hazreti Ali’nin söylediği gibi, devletin dini adalettir. Dolayısıyla biz devletimizi böyle kabul ediyoruz.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti bütün mazlum milletlere örnek olmuştur. Her karış toprağında şehit kanları vardır. Devletimizi, vatanımızı, bayrağımızı her şeyin üstünde tutarız! İsteriz ki, devleti yönetenler de aynı duyguyu hissetsinler.
Devleti yönetenler eleştirilere tahammül etmek zorundadırlar. Eleştirdi diye insanı hapse atmak, insanı tutuklamak çağdaş devletlerde söz konusu değildir. Ahlaklı olan yöneticiler bilirler ki, devletin paralarının tamamı millete aittir. Para halk için kullanılır, cep için kullanılmaz. Siyasi iktidarın, toplanan her kuruşun hesabını millete vermesi lazım.
İsraf, inancımıza göre haramdır. En saygın devletlerde, devleti yöneten, iktidarın başındaki, en tepedeki kişinin 13 uçağa olmaz. 13 uçak demek, milyonlarca kişinin hakkını gasp etmek demektir. O nedenle devleti yönetenler israftan kaçınırlar.
Cumartesi veya Diyarbakır annelerinin dertleri nedir? Kimisi eşini arıyor, kimisi çocuğunu arıyor. Devletin görevi nedir? Bu annelerin taleplerini karşılamaktır. Hak arayan anneleri toplantı ve gösteri yürüyüş kanununa muhalefet etti diye yargılarsanız böyle bir devlet yönetimi olmaz. Devleti yönetenler, adaletle yönetmek zorundadırlar.
Devleti yönetenler, hukukun üstünlüğüne, yargı bağımsızlığına, medya özgürlüğüne inanmak zorundadırlar. Adalet çürüyorsa, devlet de çürümeye başlar. O nedenle bir siyasi partinin genel başkanı mahkemelere hakim tayin edemez, etmemelidir. Aksi halde devlette çürüme başlar.
Devleti yöneten siyasi kadro siyasi ve ekonomik bağımsızlığımızı korumak zorundadır. İşte bunun için “83 milyon kişiyi Londra’daki bir avuç tefeciye hizmet eder hale getirdiniz” diyorum. Sözüm söz: Allah’ın izniyle iktidar olduğumuzda, ilk yapacağımız işlerden birisi Borçlar Genel Müdürlüğü’nü kapatmaktır!
“Ağırıma gidiyor; Devleti yönetenler, kendi özel çıkarları için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni feda edemezler! Mısır’la, Suriye ile kavga ettiniz. Ne oldu? 40 milyar doları Suriyeliler için harcadınız, ne oldu? Ne kazandı Türkiye?
İdlip’te şehitlerimiz oldu, hesabını bile sormaktan korktular! 33 şehidimiz var, vuran Rusya ve sen Apar topar Rusya’ya koşuyorsun! Putin’in kapısında dakikalarca beklediniz! Bu mudur devletin itibarını korumak?
SMA hastalarının aileleri ile defalarca görüştüm. Sosyal devletin varlık nedeni, bu tür ailelere her türlü yardımı yapmaktır, her türlü tedaviyi gerçekleştirmektir. Çocuklarınız bu ülkenin evlatları. Onların sağlıklı olması, iyi bir eğitim almaları, anneleri ve babaları için gurur vesilesi olmaları hepimizin ortak arzusudur.
Devlet kin ve öfkeyle yönetilemez. Antalya’da çöplerden kağıt toplayıp satmaya çalışan bir Suriyeli 3 kişi tarafından önce darp edildi. Motosikleti ezildi. Sonra yakıldı. Ak Parti’nin Suriye politikasını en sert şekilde eleştiren benim ama asla ırkçılık yapmam. Çöpten kağıt toplayan Suriyeli ailesinin geçimini sağlamak için yapıyor bu işi. Kabahat o Suriyeli’de değil! O Suriyeliyi Türkiye’ye gelmeye mecbur eden kişi sarayda oturuyor! Onun adı Erdoğan! Göçmen politikası ayrı, ırkçılık ayrı; ırkçılığa karşıyız. Her insana, coğrafyanın neresinde yaşarsa yaşasın her insana saygı duyacağız.
ÇAYKUR mevsimlik işçi alacak. 210 kadroya, 23 bin kişi başvurmuş. Ak Partili kardeşlerim, ‘Bu tablodan memnun musunuz?’ Memnun olmadığınızı gayet iyi biliyorum. Çünkü içinizden bazılarının çocukları ‘bir değil, birden fazla maaş’ alıyorlar. Oysa bu ülkenin evlatlarından biri bile işsizse, hepimizin oturup, düşünmesi lazım.
10 milyon işsiz, 10 milyon hanede huzursuzluk var demektir, 10 milyon hanede sorun var demektir, 10 milyon hanede alev var demektir! Sarayda oturanlar farkında mı? Allah aşkına bir daha soruyorum: Sarayda oturanlar farkında mı? Benim içim yanıyor ama onların içi yanmıyor.
Borsa İstanbul’un bir yönetim kurulu var. Onların da maaşlarına zam yapmışlar ama asgari ücret gibi değil: Yüzde 33. Neden? Çünkü enflasyon yüzde 33. Net 24 bin lira para alıyorlar. Asgari ücretli 752 lira vergi öderken, Borsa İstanbul’un yönetim kurulu üyeleri beş kuruş para ödemiyorlar.
Emeklilere Ramazan ve Kurban Bayramı’nda birer maaş ikramiye” demiştik. Emeklilere niye zam verilmiyor? Enflasyon sıfır mı? Hesabını yaptık, 2018’den bugüne kadar eğer zam uygulansaydı, enflasyon uygulansaydı, emeklinin alacağı aylık ikramiye normalde 1658 lira olacaktı.
Bir vurgunun hikâyesini anlatacağım. Merkez Bankası Başkanı değişti! Neden değişti? Cumhurbaşkanı’nın başdanışmanı Cemil Ertem, ‘Belki ekonomi dışı bir beyin jimnastiği olabilir. O gerekçeyle alınmıştır.’ dedi. Ne oldu? 20 Mart-27 Mart arasında Merkezi yönetimin dış borcu, bu milletin sırtına yüklenen yük, 75 milyar 800 milyon lira arttı. Nasıl arttı? 20 Mart’ta dolar kuru 7,28’di. Merkezi yönetimin 765 milyar 800 milyon lira dış borcu vardı. 27 Mart’ta, dış borç 841 milyar 600 milyon liraya çıktı. Kim ödeyecek? Saraydakiler mi ödeyecek? Hayır, onlar ha bire ceplerini dolduruyorlar. Bu borcu çöpten kağıt toplayanlar, asgari ücretliler, çiftçiler, esnaf, manav, bakkal, kasap, sanayici, KOBİ ödeyecek!
Zevk sefa içinde olan Ak Partili gençler var. Dünyadan habersiz bu gençler. Altlarında lüks arabalar, her türlü imkan, vurgun deseniz, yolsuzluk deseniz gırla gidiyor. Burada kokain, şeker falan; bunlardan söz etmek istemiyorum. Allah şifalar versin, inşallah sağlığına kavuşur. Ama ortaya çıkan tablo, bir vurgun tablosudur. Sarayı örnek alıyor.
Ülke açlıktan, yoksulluktan kırılıyor. Binlerce çocuk yatağa aç giriyor. Bu lüks nedir? Bu şatafat nedir? Bütün gençlere sesleniyorum: Sizler hem Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bugünü, hem de yarınısınız. Öyle bir tablo inşa ettiler ki, gençler geleceklerini neredeyse yurt dışında arayacaklar. Bunun hesabını soracağız!
Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı, Montrö Sözleşmesi’nin ne anlama geldiğini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti için ne kadar önemli olduğunu bilmiyorsa, o koltukta oturamaz!
İstanbul Sözleşmesi ne oldu? Bir gece yarısı, bir kararla, tek kişi tarafından feshedildi! Meclis Başkanı, ‘Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin iradesini ipotek altına alamazsın” diyebiliyor mu? Cesaret edip de diyemez! Neden? Koltuğunu Erdoğan’a borçlu da ondan
Ak Parti ve MHP milletvekilleri bir kişiye hizmet ediyorlar! Bir kişiden talimat alıyorlar. İradesini bir kişiye teslim edenler, milletin vekili olamazlar. Sarayın vekilleriyle, milletin vekilleri ayrıdır. Biz milletin vekiliyiz.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne değil de tek bir kişiye hizmet edenler 83 milyona hizmet edemezler. Hiç kimse endişe etmesin; O zorba gidecek, İstanbul Sözleşmesi geri gelecek.
Çiftçilerin durumu sıkıntılı; Mazot, ilaç, gübre, bayi ödemeleri, su ve elektrik borçları hariç Bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine 142 milyar lira borçları var. Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne kanun geldi, ‘Çiftçilerle ilgili yeniden yapılandırma yapalım’ dedik. ‘Hayır, yapmayacağız’ dediler ve yapmadılar.
Bankalar Birliği, 173 firmanın, 35 milyar liralık borcunun yeniden yapılandırıldığını açıkladı. Yüzbinlerce çiftçinin borcu yapılandırılmıyor! Niçin? Çünkü bu firmalar iktidara yakın ve seçim zamanında para vererek, yardım yaparak onları destekliyorlar.
Katarlı bir firma, ‘Ben borcumu ödeyemiyorum’ diyerek Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne rest çekti! Saray da bu resti görerek, bir seferde 90 milyon dolarlık indirim yaptı. İş Türk çiftçisine gelince yeniden yapılandırma yok!
Pandemi döneminde Tarım Kredi Kooperatiflerinden veya bankalardan aldığınız kredilerin faizlerini sıfırlayacağız ve anaparayı da makul taksitlere bağlayacağız. Sözümdür bu.
Pandemi döneminde, belediyelerimiz 9 milyon 600 bin vatandaşa ayni, 1 milyon 700 bin vatandaşımıza da nakdi para yardımı yaptılar. Sokağa çıkma yasakları sürerken, 42 milyon 500 bin öğün ihtiyaç sahiplerine yemek götürdüler. 78 milyondan fazla maske ve dezenfektanı bedava dağıttılar. Pandemi süreci boyunca 1 milyon 200 bin kişinin borcu olduğu halde suyu kesilmedi. Ayrıca 483 bin 189 fatura, askıda fatura uygulamasıyla ödendi. Toplamı 48 milyon Türk Lirası.
Ankara, Adana, Antalya, İstanbul, Mersin Büyükşehir Belediyelerini biz devraldıktan sonra, 2020 yılında, 959 milyon 527 bin liralık sosyal yardım yaptık. Bu tutar 2018 yılında, Ak Parti ve MHP döneminde 492 milyon 724 bin liraydı.
Asgari ücretli, 2 bin 825 lira net varılıyor. Her ay devlete 752 lira gelir vergisi ödüyor. Zam yapın dedik, 2 bin 825 lira yaptılar. Biz bütün belediyelerimizde 3 bin 100 lira yaptık. Bizim yaptığımızı, devleti yöneten kadro yapamadı.
Sayın Bahçeli’nin: ‘Ben milliyetçi olarak, ülkücü olarak Süleyman Şah Türbesi’nden bayrağın indirilmesine asla içime sindiremiyorum. Türbenin kaçırılmasını içime sindiremiyorum. O bayrağı alacağım, vatan toprağına tekrar dikeceğim’ dediğini duydunuz mu? Duyamazsınız. Bunları kimden duyuyorsunuz? Bu kardeşinizden duyuyorsunuz! Kim gerçek milliyetçi? Biziz. Gerçek milliyetçi, gerçek vatansever, gerçek ülke seven, insanını seven biziz.
Devleti yönetenlerin topluma örnek olabilmesi için söylemleri ve eylemleri tutarlı olmalıdır. ‘Efendim pandemi var, sosyal mesafeyi koruyalım, mümkünse sokağa az çıkalım.’ diyorlar. Güzel, kim söylüyor? En tepedeki tek adam! Erdoğan, bir de doktorluğa soyundu: ‘Efendim, kar yağdı, mikroplar öldü!’ Peki, Türkiye niye kıpkırmızı oldu? Akla bakın Allah aşkına! Bunlar devleti yönetiyorlar.
Ak Parti kongrelerini yaptı. Türkiye’yi bu hale getirdi. Pandemi sürecinde sokağa çıkma yasağının yeniden gelmesinin tek sorumlusu var; o da sarayda oturan zattır.
Son 3 ayda 254 bin 317 kişiye para cezası kestiler. Neden? ‘Kurallara uymadı’ diye. E sen de hiç uymadın! Milleti döktün sokağa, onlar da uymadılar. Bu cezaların tamamını faizleriyle beraber iade edeceğiz. Ceza yazılacaksa, Saray’dakilere yazılacak; vatandaşın ne günahı var?”
Yeniden kapanma başladı. Fatura kime çıkacak? Esnafa çıkacak! Esnaf kardeşim, sana sesleniyorum: Beni biliyorsun, ailemi de biliyorsun, çoluk çocuğumu da biliyorsun. Nasıl yaşadığımı da biliyorsun. Saraydakileri de biliyorsun. Ben her kuruşun hesabını vereceğim, sana destek olacağım. Sen Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin orta direğisin. Orta direği güçlendireceğiz.”
Güncelleme Tarihi: 01 Nisan 2021, 13:45