Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülke ve millet olarak bugüne kadar yaşadığımız onca badireyi sapasağlam atlatabilmemizin en önemli sebeblerinden biri de aile yapımızın gücüdür. Bunun için aile yapımızı sarsmaya yönelik saldırılar altındayız." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığı'nca 11 Nisan Spor Salonu'nda düzenlenen "Aynı Gök Kubbe Altında Gönül Dilimiz Türkiye 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Buluşması"na katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bireyi ailesinden kopardığınızda onu istediğiniz gibi savurmanız, biçimlendirmeniz, korkutmanız, yönlendirmeniz, kullanmanız kolaylaşır. Güya tabuları yıkıyoruz diye yola çıkanlar sonuçta insanlarımızı daha büyük tabulara mahkum ederek ailelerinden koparıyorlar." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, "Çocukları bir an önce aileden kopartacak yollar, yöntemler peşinde koşuyor. Böyle bir felakete asla izin vermeyeceğiz. Bazıları benim en az 3 çocuk tavsiyemi özel hayata müdahale gibi göstermek için çırpınıyor. Halbuki ben bu tavsiyemle hem en büyük gücümüz olan nüfusumuza sahip çıkıyor hem de aile yapımızı ayakta tutmanın mücadelesini veriyorum." diye konuştu.
Konuşmasına, tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Erdoğan, "Ülkemizin ve dünyanın tüm kadınlarının, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü tebrik ediyorum. Kadın veya erkek olarak dünyaya gelmek bizim elimizde değil. Hayata hangi cinsiyetle başlayacağımız Yaradan'ın takdiridir. Bize düşen, kadın da erkek de olsak hayatımızı fıtratımıza uygun şekilde, ilahi nizam çerçevesinde en güzel şekilde sürdürmektir." ifadelerini kullandı.
İnsanların rengi, sosyal statüsü, eğitimi ve gelir seviyesinden dolayı tasnife tutulamayacağı gibi cinsiyetinden dolayı da böyle bir yola başvurulamayacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çünkü her insan, eşref-i mahlukattır, yani yaratılmışların en şereflisidir. Esasen insan dediğimiz varlığın bir yanı kadın, bir yanı erkektir. Bunlar ancak yan yana geldiklerinde mana kazanırlar." diye konuştu.
Kadına sırf cinsiyetinden dolayı ayrımcılık yapanların her şeyden önce Allah'ın takdirine aykırı davranmış olacağını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi ülkemizde de kadınlara çok haksızlık, çok adaletsizlik yapılmıştır. Daha da kötüsü kadınlara yapılan adaletsizliklerin kimi zaman dini, kimi zaman kültürel kılıflara büründürülmesidir. Kadınları bu tür haksızlıktan kurtarmak için yola çıktıklarını söyleyenler ise onları çok daha büyük bir felaketin eşiğine getirmişlerdir. Bunun için hayatımız boyunca hep kadınlara hak ettikleri şekilde, yani insan gibi davranılmasının mücadelesini verdik.
Kadına yönelik şiddetin, haksızlığın ve kötü muamelenin doğrudan doğruya insanı hedef aldığına inandık ve mücadelemizi de buna göre yürüttük. Kimi zaman en yakınımızdakilerle dahi anlaşmazlıklara düşme pahasına hep kadınlarımızın yanında yer aldık."
Hayatın her alanında kadınları hak ettikleri yere getirmenin gayreti içinde olduklarını vurgulayan Erdoğan, şunları belirtti:
"Özellikle siyasetteki kadın ağırlığının bugün bulunduğu seviyeye gelmesinde şahsen çok büyük emeğimiz, katkımız vardır. İstanbul İl Başkanlığı ve 1989 Beyoğlu Belediye Başkan Adaylığından başlayarak siyasette sorumluluk üstlendiğim her yerde kadınlarımızla birlikte yol yürüdük. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevimde sadece siyasi değil, tüm sosyal faaliyetlerde kadınlarımız en başta yer alıyordu. Başbakanlığım dönemimde kadınların meselelerinin çözümü daima önceliklerimin ilk sırasında yer almıştır. Cumhurbaşkanlığımız dönemimizde de aynı hassasiyetle hareket ettik. Bugün AK Parti, Türkiye'nin en büyük ve en etkili kadın kolları teşkilatına sahip partisi haline gelmişse işte bu çabalar sayesindedir. Yaklaşık 40 yıldır her mücadelemde yanımda bulunan, her başarımda katkıları bulunan tüm hanım kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum."
"Anadolu kadını, tıpkı bu topraklar gibi..."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başta merhum annesi, eşi ve kızları olmak üzere, aile hayatındaki kadınların daima en büyük motivasyon ve ilham kaynağı ile destekçisi olduğunu söyleyerek, "Hep, 'Kadın eli değmesi' diyoruz ya, Tayyip Erdoğan da bu kadın ellerinin değmesi sayesinde bu günlere gelmiştir." diye konuştu.
"Anadolu" sözünün "Anadolu kadını" demek olduğuna işaret eden Erdoğan, "Çünkü Anadolu kadını, tıpkı bu topraklar gibi çilekeştir, kurucudur, yapıcıdır, hep ayakta kalandır. Her zor dönemde evinin ocağının bacasını tüttürmeye devam eden, çocuklarını yetiştiren, dişini tırnağına takarak üreten, umudumuzu hep taze tutmamızı sağlayan işte kadınlardır." ifadelerini kullandı.
Hayatın, kadınların zorluklar karşısında, erkeklerden daha güçlü olabileceğini gösterdiğine dikkati çeken Erdoğan, "tarhana"nın "dar hane"den geldiğine işaret etti.
"Tarhana" ve "ezogelin"in, kadınların yokluk içinde pratik zekalarıyla ortaya çıkardıkları çözümler olduğunu ifade eden Erdoğan, "Şartlar ne olursa olsun kadın, ailesi için o tencereyi mutlaka kaynatması gerektiğini bilir ve ona göre de hareket eder. Gerektiğinde kan kusar ama 'Kızılcık şerbeti içtim' deyip, ailesini korur, bir arada tutar." dedi.
"Osmanlı kadını" deyimini hatırlatan Erdoğan, bu deyimin dirayeti, bilgisi, yönetme ve çözüm bulma kabiliyetiyle ailesinin lokomotifi olan kadınlar için kullanıldığını anlattı.
Bir Afrika atasözünde ise "Aslanlar kendi tarihçilerine sahip olana dek av hikayeleri hep avcıyı yüceltecektir" denildiğine dikkati çeken Erdoğan, "Kadınlar, kendi başarılarına sahip çıkana kadar başarı hikayeleri hep erkekleri yüceltecektir. Halbuki hayatta ne varsa ve her ne başarılıyorsa bir tarafında erkek, bir tarafında da kadın vardır. Başka türlüsü yaradılışa aykırıdır." değerlendirmesini yaptı.
Türk tarihinde "sembol" kadınların olduğunu anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Terken Hatunları bilmeden Selçuklu'yu anlayamayız. Osmanlı cihan devleti kuruluşunda Hayme Ana'nın rolünü görmezden gelemeyiz. Bacıyan-ı Rumları incelemeden Anadolu'yu nasıl vatan haline getirdiğimizi kavrayamayız. Erzurum'da Nene Hatun'u, Adana'da Rahmiye Ana'yı, Kütahya'da Nezahat Onbaşı'yı, Kastamonu'da Şerife Onbaşı'yı hatırlatmadan, kurtuluş mücadelemizi anlatamayız."
"AK Parti'nin kadın kollarında 4,5 milyon kadın üyemiz var"
Terörle mücadelede sivil ve kamu görevlisi nice kadınların sergiledikleri kahramanlıkların asla unutulamayacağını vurgulayan Erdoğan, "15 Temmuz gecesi darbecilerin karşısına aslanlar gibi dikilen kadınlarımızı ömrümüz boyunca şükranla yad edeceğiz. Bunlar kadınlarımızı niçin toplumsal hayatta, siyasette, ticarette, eğitimde hak ettikleri yere ulaştırmamız gerektiğinin en somut örnekleridir." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinde kadınlara her kademede öncelik verdiklerini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"AK Parti'nin kadın kollarında 4,5 milyon kadın üyemiz var. Pek çok siyasi partinin bırakınız üye sayısını, toplam oy sayısından daha büyük bir tabana sahibiz. Gençlik kollarımızın 1,5 milyonu bulan üyesi var. Bunların içinde kızlarımız gerçekten çok aktif ve heyecanlı bir şekilde görev yapıyorlar. Üniversite öğretim elemanlığından yargı kadrolarına, öğretmenlikten diplomatlığa, mimarlıktan bankacılığa kadar her yerde kadınlarımız çok yüksek oranlarla temsil ediliyor. Son seçimlerde Mecliste kadın temsili 104 milletvekili oldu ve yüzde 17,5 temsil oranıyla tarihimizin en yüksek seviyesine çıktık. Kabinede iki kadın bakanımız, 4 kadın bakan yardımcımız var. Bunların hepsi de önemli ama yeterli değil. İnşallah önümüzdeki dönemde de kadınlarımızı hayatın her alanında hak ettikleri imkanlara kavuşturmanın gayreti içinde olacağız."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hedefimiz bu yıl 50 milyon turisti geride bırakmak, 2023'te de 70 milyon turist hedefine ulaşmak. Bunu başaracağız." dedi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Göbeklitepe Ören Yeri Resmi Açılış Töreni'nde konuştu.
Erdoğan, "Hedefimiz bu yıl 50 milyon turisti geride bırakmak, 2023'te de 70 milyon turist hedefine ulaşmak. Bunu başaracağız." dedi.
Erdoğan, Şanlıurfa'da dolu bir gün geçirdiklerini, gerçekleştirdikleri mitingde vatandaşlarla bir araya gelerek dertleştiklerini, istişare ettiklerini söyledi.
Şanlıurfalılara teşekkürlerini sunan Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla Şanlıurfalı kadınlarla kapalı spor salonunda bir araya geleceklerini ifade etti.
Göbeklitepe'nin insanlık tarihinin yeniden yazılmasını gerektirecek derecede önemli bir yer olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"İnsanlığın ortak kültür hazinesine yaptığı katkılarla Göbeklitepe Anadolu'daki medeniyet köklerinin derinliğini göstermesi bakımından şimdiden çok önemli bir referans haline geldi. Göbeklitepe ile birlikte insanlık ailesinin adeta ana vatanı konumundaki Anadolu sahip olduğu sayısız tarihi değere bir yenisini daha ekliyor. Burada elde edilen bulgular medeniyetimizin kadim bir kavramı olan 'medine', yani şehir insanlığın toplu olarak birlikte yaşama ihtiyacının nasıl ortaya çıktığına da işaret ediyor. İnsanların bunca zamandır hep öne sürüldüğü gibi önce yerleşik hayata geçip ondan sonra inançlarını sembolize eden yapılar inşa etmediklerini, sürecin tersinden işlediğini buradaki kalıntılardan anlıyoruz."
Göbeklitepe'nin insanların inançlarının peşinden giderek yerleşik hayata geçtiklerinin de ipuçlarını verdiğini anlatan Erdoğan, "Yani buradaki bulgular insanın dünyada asıl varlık gayesinin ne olduğuna çok güçlü bilimsel delillerle ışık tutuyor. Bu bilgi insanlığın bizim inancımızla, medeniyet ve kültür çerçevemizle uyumlu bir geçmişe sahip olduğunu da gösteriyor. Dolayısıyla bu kazılardan elde edilen sonuçlar arkeoloji ve antropoloji yanında dinler tarihi başta olmak üzere diğer pek çok bilim disiplini için de çok önemli bir değere sahip." diye konuştu.
Erdoğan, Göbeklitepe'deki çalışmaların yürütülmesinde emeği geçenleri tebrik etti.
Göbeklitepe'nin Şanlıurfa'ya ve Türkiye'ye kazandırılmasının uzun soluklu, her adımı sabırla örülen ince bir çalışmanın ürünü olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:
"2011'de UNESCO dünya mirası geçici listesine giren Göbeklitepe, ilgili kurumlarımızın takibi sonucunda nihayet geçtiğimiz yıl kalıcı listeye ilave edilmiştir. Böylece biraz geç de olsa ülkemizin bir değeri, önemli bir kültür varlığı tescillenmiş oldu. Daha önce Türkiye'nin 2'si karma, 15'i kültürel olmak üzere 17 miras alanı bu listedeydi. Göbeklitepe'nin dahil edilmesiyle bu sayı 18'e yükselmiş oldu. Dünya kültür mirası geçici listesindeki varlık ve alan sayımız ise 77'ye yükseldi. Elbette Türkiye gibi her karış toprağı insanlık tarihinin aynası olan bir ülkenin UNESCO dünya mirasında 18 tane geçici listede 77 tane eserinin olması bizim için yeterli değildir, kafi değildir."
Bu sayıların her geçen yıl daha da artacağına inandığına vurgu yapan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Üzerinde yaşadığımız bu toprakların eşi bulunmaz bir tarih, kültür ve medeniyetler beşiği olduğu zamanla çok daha iyi anlaşılacaktır. Ben şuna inanıyorum, bizim ülkemiz bir defa bir açık hava müzesidir. Onun için de çok yoğun bir çalışmanın ortaya konulması lazım. Çünkü bizim gibi kadim yerleşim yerlerindeki tarihi eserlerin bulunması, ortaya çıkarılması biraz da nasiple oluyor."
İstanbul, Hatay, Mardin, Şanlıurfa ve birçok ilde farklı amaçlarla yürütülen faaliyetler sırasında çok önemli tarihi eserlere rastlandığını söyleyen Erdoğan, bunun en somut örneğinin de Göbeklitepe olduğunu ifade etti.
Göbeklitepe'de ilk kez 1963 yılında iki üniversitenin yaptığı araştırmalarda gerekli derinliğe inilmemesi ve yüzey araştırmaları düzeyinde kalındığı için sonuç alınamadığını hatırlatan Erdoğan, 1986'ya kadar da burada tam olarak ne olduğunun meçhul kaldığını bildirdi.
Bir çiftçinin 1986'da tarlasını sürerken bulduğu bir heykeli sergilenmek üzere müzeye teslim ettiğini anlatan Erdoğan, heykeli 5 yıl önce vefat eden Alman Arkeolog Prof. Dr. Klaus Schmidt'in görmesiyle Göbeklitepe'nin öneminin ortaya çıktığını bildirdi.
Schmidt'i saygıyla yad eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kültür ve Turizm Bakanlığının yeni bilgiler ışığında harekete geçtiğini ve Göbeklitepe'de kazı faaliyetlerini başlattığını anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bütün bu gayretlerin sonucunda da işte böyle bir hazine gün yüzüne çıkmıştır. Bu süreçte ülkemizin önde gelen kuruluşlarından Doğuş Grubu'nun projeye verdiği destek çok ama çok önemlidir. Doğuş Grubu'na bu vesileyle bir kez daha yine şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum. Türkiye'nin diğer firmalarından da benzer projelere destek vermelerini, sosyal sorumluluklarını yerine getirmelerini bekliyoruz." dedi.
"Hedefimiz bu yıl 50 milyon turisti geride bırakmak"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülkenin kültür ikliminin ancak kamu özel iş birliğiyle daha hızlı şekilde zenginleştirilebileceğini belirtti. Erdoğan, "Vatandaşlarımızın sahip çıkmadığı, devletin destek vermediği, özel sektörün de inisiyatif alıp elini taşın altına koymadığı bir çalışmanın başarıya ulaşma şansı çok zayıftır. Şu anda perdede gördüğümüz gibi bu görüntüler inanıyorum ki dünya kamuoyuna çok ama çok tesir edecek şekilde yansıyacaktır." diye konuştu.
Böyle projelerde eserleri bulmak ve gün yüzüne çıkarmak kadar onların tanıtımını yapmanın da çok önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu gerçeğe özellikle yurt dışına gerçekleştirdikleri seyahatlerde yakından şahitlik ettiklerini söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "100-150 senelik mazisi bile olmayan eserlerin nasıl reklamının yapıldığını, nasıl korunduğunu, nasıl her yıl milyonlarca turistin ziyaret ettiği bir çekim merkezi haline dönüştürüldüğünü görüyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin tarihi eser, ören yeri, anıt yapılar, gastronomi gibi özgün kültürel miras ürünleri bakımından bir eksikliği olmadığını, tam aksine fazlasının bulunduğunu dile getiren Erdoğan, "Ülkemizin tabii güzellikler ve insan sıcaklığı bakımından da rakiplerinden geri kalır hiçbir yanı yoktur. Bilakis Göbeklitepe gibi insanlık tarihine ait yerleşik kalıpları ve ezberleri bozan yeni kültür varlıklarıyla hazinemizi sürekli güçlendiriyoruz. Bizim eksikliğimiz bunların reklamını, tanıtımını layıkıyla yerine getirememiz sebebiyledir." ifadelerini kullandı.
Terör ve güvenlik sorununun bir dönem bu çalışmaların önündeki engellerden biri olduğunu anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Ne yazık ki Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemiz uzun yıllar çatışmalarla, yasaklarla bölücü terör örgütünün baskılarıyla anılmıştır. Az önce gelirken onu öğrendim, 'Dün bin kadar ziyaretçi buraya geldi.' dediler. Daha bunu herkes bilmiyor ama bakın herhalde basit bir seslendirmeyle bir günde buraya bin kişi geliyorsa, demektir ki bu binler olacaktır. Çok daha mevsimin de inşallah şöyle yazla birlikte hele hele baharla çok daha farklı bir hale gelecektir."
Devletin ve müteşebbislerin şartları zorlayarak bölgede hayata geçirdiği yatırımların terör örgütü tarafından bugüne kadar sabote edildiğini belirten Erdoğan, "Biz terörün istismar ettiği ne varsa hepsini ortadan kaldırarak işte bu fasit daireyi kırdık." diye konuştu.
"Çok geniş bir turizm potansiyelimiz bulunuyor"
Türkiye'nin turizm alanında uzun bir süre sezonluk olan deniz-güneş-kum üçgenine hapsolduğunu ifade eden Erdoğan, "Halbuki bizim tarihten tabii güzelliğe, müzikten gastronomiye kadar çok geniş bir turizm potansiyelimiz bulunuyor. Bu çerçevede hükümetlerimiz döneminde ülkemizdeki 142 müzeyi yeniledik, 52 yeni müze açtık. Ülkemizin zenginliklerini yurt dışında geniş kitlelere göstermek için 68 yurt dışı kültür varlığı sergisi açtık. Sinema ve dizi sektörüne verdiğimiz desteklerle ülkemizin tanıtımında yepyeni ve gerçekten etkili bir mecrayı şu anda harekete geçirmiş bulunuyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Sağlıktan spora, tarihi alanlara kadar pek çok yeni destinasyonla turizm yelpazesini genişlettiklerini aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Böylece ülkemize gelen turist sayısını, göreve geldiğimizde 13 milyondu, şu anda 46 milyona çıkardık. Turizm gelirimiz de 12 milyar dolardan 30 milyar dolar sınırına geldi. İşletme belgeli tesis sayımız 419'dan bin 506'ya, bakanlık belgeli tesis sayımızı 4 bin 888'e, turizm bölgesi sayımızı 143'ten 267'ye yükselttik. Sürdürülebilir turizm amacıyla belediyelerimize bu doğrultuda yapacakları çevre düzenlemesi ve alt yapı çalışmaları için de yaklaşık 2 katrilyon liralık destek verdik. Şimdi hedefimiz bu yıl 50 milyon turisti geride bırakmak, 2023'te de 70 milyon turist hedefine ulaşmak. Bunu başaracağız, bunda kararlıyız. Bunun için de Göbeklitepe gibi gerçekten özel ve önemli bir hazinemizi çok iyi değerlendirmeliyiz."
"Şanlıurfa tam bir tarih hazinesidir"
Şanlıurfa'nın Göbeklitepe yanında her biri diğerinden kıymetli pek çok tarihi ve kültürel varlığı bulunduğunu dile getiren Erdoğan, şunları belirtti:
"Akad, Sümer, Babil, Hitit, Roma, Emevi, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi eserleriyle Şanlıurfa tam bir tarih hazinesidir. Bunların hepsini birlikte düşündüğümüzde Şanlıurfa'nın her yıl tek başına milyonlarca turisti ağırlaması gerekiyor. Bunun için de ciddi bir alt yapıyı süratle geliştirmemiz lazım. Bundan neyi kastediyorum? Tabii buralardaki otel hizmetlerini de artırmamız gerekecek. Daha önce hiç yokken şimdi tabii burada gayet lüks otellerimiz de var ama bu sayı yeterli değil. Hedef bu kadar büyük olunca tabii ki bunun alt yapısı olan otellerimizi de burada artırmamız, geliştirmemiz gerekiyor. İnşallah bunu da başaracağız. Bir kez daha Göbeklitepe'deki çalışmalara katkı veren, destek sağlayan herkese teşekkür ediyorum. İnsanlık tarihinin bir dönemine ışık tutacak bu eserlerin hayırlara vesile olmasını diliyorum."