Av. Serhat Yener açıklamasına şu ifadeleri kullandı;
"Mali Müşavirlerin İş Uyuşmazlıklarında ve Ticari Uyuşmazlıklarda arabulucu olarak görev yapma ısrarı ve hukuk reformundan bu yönde bir beklentileri olduğu oda başkanlarınca dile getirilmektedir.
Bununla beraber hukukun evrensel ilke ve esaslarından hiçbirini ihmal etmeksizin, bilimsel disipline ve sistematik düşünce bütünlüğüne dayanarak hedeflenen adaleti temine yarayan düşünme biçimi olan hukuk nosyonuna yeterince sahip olmayan hukuk fakültesi mezunları dışında bir başka meslek mensubunun barışçıl çözüm yolu olan arabuluculuğa arabulucu sıfatı ile katkı sağlayamayacağı açıktır.
Özellikle Mali Müşavirler yaptıkları hesap bilirkişiliklerinden hareketle bu alanda talepkâr olmaktadırlar. Fakat unutulmamalıdır ki, talep ettikleri alanlar olan İş Hukuku ve Ticaret hukuku uyuşmazlıklarında son uyuşmazlığın çözüme kavuşmasını sağlayan hesap bilirkişileri değil avukatlar, son sözü söyleyenler de yine Hukuk Fakültesi mezunu olan bağımsız hakimlerdir.
Hukuk Fakülteleri dışında Hukuk Muhakemeleri Kanunu üzerine de çalışmayı gerektiren usul derslerini almamış olanların, müfredatında Medeni Usul Hukuku bulunmayanların yine hukuk yargılamasının bir parçası olan arabuluculuğu yapmaları bu yönden de uygun değildir.
Hukuk ve adalet kavramına dair bütüncül bir farkındalık sahibi olan hukukçu, kavram hiyerarşisini bozmadan ve nihai hedef olarak adaleti hedefleyen bir yaklaşıma sahiptir. Bu nedenle toplumsal fayda hukukçuların arabulucuğu ile sağlanmakta, Hukuk Fakültesi mezunları beş yıllık mesleki tecrübenin ardından eğitim ve zorlu sınav koşullarını sağlayarak arabulucu olmaktadırlar.
Arabuluculuk mesleğinin getirdiği sorumluluğa uygun hareket eden, gelecekte arabulucu olma amacı ile mesleki bilgi ve tecrübesini arttıran yeterli sayıda hukukçu varken diğer meslek mensuplarının başta mali müşavirlerin arabulucu olma talepleri anlamsızdır."