Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçen yıl şubat ayında temelini attığı ve ünlü Japon mimarlık ofisi Kengo Kuma and Associates'ın (KKAA) imzasını taşıyan OMM’nin açılışına katıldı. Buradaki açılış töreninde konuşan Erdoğan, müzenin Eskişehir’e ve ülkemize hayırlı olmasını diledi. Müzenin Japon ve Osmanlı mimarisinin modern bir yorumu olarak tasarlandığını ve temelini de kendisinin attığını hatırlatan Erdoğan, açılışa da katıldığı için memnuniyet duyduğunu kaydetti. Erdoğan, “Sergileme ve etkinlik alanları, atölyeleri, diğer bölümleri ile bu müzenin Eskişehir’den dalga dalga ülkemize ve dünyaya yayılan bir sanat ışığı olacağına inanıyorum. Bu müzeyi sanatseverlerimizin sahip oldukları koleksiyonları tüm toplumun istifadesine sunma erdeminin bir örneği olarak görüyorum. Erol Tabanca, mimar ve müteahhit olarak ülkemizde ve dünyanın çeşitli yerlerinde gösterdiği başarıyı sanat alanında da tekrarlamıştır. Diğer sanatseverlerimizden benzer çabalar ve eserler beklediğimizi burada ifade etmek istiyorum. Böyle bir müzenin kuruluşu için Eskişehir’in seçilmiş olması fevkalade isabetlidir. Dünyanın ve coğrafyamızın kadim medeniyetlerine ev sahipliği yapan ve her birinden izler taşıyan Eskişehir, bugün de eğitimde, kültürde ve sanattaki canlılığı ile böyle bir müze için en ideal şehirdir. Şu anda bulunduğumuz Odunpazarı semti de Dünya Kültür Mirası Geçici Listesinde yer alan, gerçekten gözümüz gibi korumamız gereken bir yerdir. Bir yanda Eskişehir’in mirasını yaşatan, diğer yandan açılışı yapılan müze ve bunun yanında günümüze geleceğe kucak açan bu bölgenin zenginliklerini dünyaya daha iyi tanıtmalıyız. Son 17 yılda Eskişehir’e bu doğrultuda pek çok değer kazandırdık. Bugün Eskişehir ülkemizde gezilip görülmesi gereken şehirler denildiğinde ilk akla gelenler arasında yer alıyor. Eskişehir’in uluslararası tanıtımı da yeterli düzeyde gerçekleştirdiğimizde inanıyorum ki burası yabancı misafirlerimiz için de ana destinasyonlardan birisi olacaktır. Haneda Havalimanından Türkiye’ye artık uçak seferlerinin de başlatılmış olması inanıyorum ki buradaki bu adımla birlikte Japonya’dan Türkiye’ye gelen turist sayısında da ciddi bir artışa vesile olacaktır” dedi.
Ülkemizin eğitim ve kültür sanatta hedeflerin gerisinde kaldığını belirten Erdoğan, "Sık sık hayıflandığım bir tespiti burada bir kez daha paylaşmak istiyorum. Türkiye, geçtiğimiz 17 yılda her alanda tarihin en büyük dönüşümlerine, en büyük reformlarına, en büyük yatırımlarına, en büyük eserlerine ve hizmetlerine kavuşmuştur. Ülkemizi demokraside ve ekonomide getirdiğimiz yerin önemini elini vicdanına koyup geçmişten bugüne sağlıklı bir değerlendirme yapan herkes teslim edecektir. Bununla birlikte iki konuda nispeten hedeflerimizin gerisinde kaldık. Bunlardan biri insan yetiştirme olan eğitim ve diğeri ise insanı zenginleştirme olan kültür sanattır. Sorun asla kültür ve sanata bakışımızda, bu alana verdiğimiz önemde değildir. Biz kültürü tıpkı toprak, bayrak, askeri ve ekonomik güç gibi özgürlüğümüzün sembollerinden biri olarak görüyoruz. Dünyadaki güçlü ülkelerin paraları ve orduları kadar hatta onlardan daha önce kültür sanat alanındaki hakimiyetleriyle bu sıfatı elde ettiklerini biliyoruz. Kültür endüstrisinin dünyada girilmedik ev, dokunmadık gönül bırakmadığı bir devirde aksini iddia etmek gerçeklere göz kapamakla eşdeğerdir. Hangi kıtaya ve hangi ülkeye giderseniz gidin insanların ne giyeceklerinden hangi müziği dinleyeceklerine, kullandıkları teknolojik aletlerden evlerinin mimarisi ve dizaynına kadar hayatlarının her anı bu dev kültür endüstrisi tarafından biçimlendirilmektedir. Bu devasa çarkın insanlığın binlerce yıllık birimlerinden geriye kalanları tamamen yok etmemesi için, farklılıkları zenginlik olarak gören anlayışa sıkı bir şekilde sahip çıkmamız gerekiyor. Kendi tarihine, kültürüne, sanatına, değerlerine sahip çıkamayan yeni nesillerin eğitimini bu bilinçle veremeyen bir ülkenin ve toplumun bir süre sonra kimliğimi kaybetmesi kaçınılmazdır. Eğitimi ve kültürü özellikle güçlendirmenin yolu ise o alanda gayret gösteren, mücadele eden, emeğini ve birikimini ortaya koyan insanları desteklemekten geçiyor. Devlet olarak bu çerçevede tüm imkanlarımızı seferber ediyoruz" ifadelerini kullandı.
Dersliklerin modern bir şekilde yeniden inşa edildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Ülkemizdeki her evladımızın eğitime erişimini sağlamak için 309 bin yeni derslik inşa ettik ve içlerini en modern şekilde donattık. Her derslikte öğrencilerimizin eğitim öğretim görebilmeleri için 632 bin yeni öğretmeni göreve başlattık. Müfredatın yenilenmesinde eğitim öğretim kademeleri arasındaki geçişin düzenlenmesine kadar pek çok reformu hayata geçirdik. Buna rağmen hala eksiklerimiz olduğunun farkındayız. Tamamlamak için de tüm gücümüzle çalışıyoruz. Aynı şekilde kültür ve sanat alanında ülkemizin hak ettiği yere gelmesini sağlamanın mücadelesi içerisindeyiz. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi içerisinde ülkemizin en büyük kütüphanesini inşa ettik. İnşallah 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında şu anda kitap yerleştirme işlemleri süren bu kütüphaneyi resmen hizmete açmayı planlıyoruz. İstanbul’da da şehrin en büyük tarihi eserlerinden biri olan Rami Kışlasını kütüphaneye çeviriyoruz. Rami Kışlasındaki çalışmalar bittiğinde burası sadece ülkemizin değil dünyanın en önemli kütüphaneleri arasında yerini alacaktır. Çocuklara ve gençlere en etkili şekilde ulaşmak için televizyondan sinemaya, müzikten bilgisayar oyunlarına kadar popüler kültürün tüm alanlarında kendi tarihimizden beslenen içerik üretimine ağırlık veriyoruz. Her yıl takdim ettiğimiz Cumhurbaşkanlığı Kültür Sanat Büyük Ödülleri ile ülkemizin kültür sanat erbabına desteğimizi gösteriyoruz. Ülkemizi diğer alanlarla birlikte kültür sanatta da dünyanın en büyükleri arasında çıkarana kadar mücadeleye devam edeceğiz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sürekli eserler üretilmesi gerektiğini belirterek "Medeniyet demek, her şey gibi kültür ve sanatı da sürekli olarak yeniden ve yeniden inşa demektir. Tarihimizle elbette kıvanç duyacağız. Bu topraklarda üretilmiş her türlü kültür eseri ile sanat birikimi ile, her dönemden kalma mimari eserler ile ebette iftihar edeceğiz. Ama daha önemlisi biz bunların üzerine ne koyduğumuza da bakacağız. Şayet geçmişimize dahi doğru dürüst sahip çıkamayan günümüzde de özgün bir üretim gerçekleştiremiyorsak şapkamızı önümüze koyup düşünmemiz gerekir. Türkiye’nin son iki asırdır siyasi, sosyal askeri her alanda yaşadığı büyük savrulmaların en tehlikeli noktası işte burasıdır. Kimliğimizi kaybettiğimizde geriye hiçbir şeyimiz kalmaz. İnsanları diğer canlılardan ayıran doğruyu ve yanlışı ayırt etme, buna göre irade ortaya koyma kabiliyetidir. Öyleyse toplumları birbirinden farklı kılan da farklı medeniyet, tarih kültür ve sanat mirasıdır. Hangi medeniyete göre oturuyor, kalkıyor, çalışıyor, eğleniyor ve ilişkilerinizi düzenliyorsanız oraya aitsiniz demektir. Diğer medeniyetlerin birikimlerinden faydalanmakla, onun bir parçası haline gelmek farklı şeylerdir. Biz özgünlüğümüzü koruyarak dünya ile birleşme peşindeyiz. Dünya son bir asırdır çok fazla acı yaşadı ve çok fazla örselendi. Dünya büyük ama ilişkiler küçükleşen dünyada daha da arıyor. Geleceğimizi daha huzurlu, güvenli, hep birlikte daha adil bir dünyada yaşayabilmek için insanlığın ortak mirasına sahip çıkmayı hayatımızın merkezine yerleştirmeliyiz. Bu müzeyi de böyle bir çabanın sembolü olarak görüyorum” dedi.
Açılış kurdelesinin kesilmesinin ardından davetliler müzeyi gezdi. Törene, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Mehmet Cahit Turhan, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy da katıldı
Tarihi Odunpazarı bölgesine; Osmanlı ve geleneksel Japon mimarisi ile tasarlanan Odunpazarı Modern Müze’nin (OMM) temeli geçen yıl şubat ayında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından atılmıştı. Ünlü Japon mimarlık ofisi Kengo Kuma and Associates'ın (KKAA) tasarladığı yaklaşık 4 bin 500 metrekare alana sahip olan OMM'de, sergileme alanlarının yanı sıra kafe, satış mağazası ve atölye alanları da bulunuyor.
Güncelleme Tarihi: 07 Eylül 2019, 15:57