ÇED olumlu kararının iptali istemiyle açılan davaya sunulan bilirkişi raporunda, santralin yapımı halinde tarımsal bütünlüğün bozulacağı, su kaynaklarının kirleneceği, hayvan türlerinin de bu durumdan olumsuz etkileneceği tespitlerinde bulunuldu.
Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı ile özelleştirme kapsamına alınan Eskişehir sınırları içindeki Alpu Termik Santrali kömür rezerv alanı ile ilgili ihalede teklif verme tarihi 7 Şubat 2019’a ertelenmişti. Bugün itibariyle ihale süreci devam ediyor. TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu, 8 Kasım 2018 tarihli açıklamasında, yasal ve maddi temeli bulunmayan ihale süreci ile özelleştirme kararından vazgeçilmesini istemişti. Aradan geçen sürede projenin neden devam ettirilmemesi gerektiğine dair ciddi gelişmeler yaşandı.
Alpu Termik Santrali ve bu santrale kömür sağlayacak olan rezerv alandaki yeraltı maden işletmesi ile kül düzenli depolama tesisi projesine verilen 6 Mart 2018 tarihli ÇED olumlu kararının iptali istemiyle açılan dava dosyasına, 10 Aralık 2018’de, 7 uzman akademisyen bilirkişi raporu sundu.
35 sayfalık raporda, santralin toplam alanının 893 hektar olduğu, bu alanın yüzde 58,92’sinin Büyük Ova Koruma Alanı ilan edilen Alpu Ovası sınırları içinde kaldığı, 234 hektarlık alanın da orman alanı olduğu ifade edildi. Raporda, “Taban suyu seviyesi yüksek olan ve sulu tarımın yaygın olduğu Eskişehir’in toplam yüzölçümünün yüzde 67,39’u tarım arazisidir ve bu alanın dörtte üçünde her yıl ekim yapılmaktadır. Alpu Termik Santrali ile tarımsal bütünlük, belli bir bölgede ciddi bir şekilde bozulacak ve su kaynaklarının daha da kirlenmesi ciddi bir tehlike olarak ortaya çıkacaktır” denildi.
Raporun sonuç kısmında, “çevresel değerlerin korunması, sahip olunan toprak, hava ve su kaynaklarının korunmasına özen gösterilmesi, doğal kaynakların mümkün olduğu ölçüde korunmasının gerekliliği”ne vurgu yapılarak, şu tespitler ve eleştirilerde bulunuldu: “Termik santral ve kül depolama tesisi alanında, kısmen bozulmuş nitelikteki tarımsal bütünlüğün daha da bozulacağı, ÇED raporunda eksik olan, uzun dönemli çevresel ve sosyal sürdürülebilirliğin birlikte dikkate alınması gerektiği, flora ve fauna analizlerinin bilimsel çalışma ve yeterliliklere uygun olmadığı, proje alanının içinde kalan tarım ve orman arazisi için herhangi bir etki değerlendirmesi yapılmadığı. Bilirkişiler, ÇED raporunun meteorolojik verilerle ilgili bölümünün de hatalarla dolu olduğuna dikkat çekti. Bilirkişiler, raporu bu yönüyle de “hatalı, eksik ve bilimsellikten uzak” buldu.
Mevcut hayvan türlerinin projeden olumsuz etkilenmekle beraber “benzer özelliklere sahip farklı habitatlara gidecekleri” tespitinin de yer aldığı ÇED Raporu’nda; hayvanların “uygun habitatlara göç edeceği” varsayımı bilirkişiler tarafından “koruma biyolojisi, türlerin biyo-ekolojisi ve ekosistem ekolojisi hakkında en temel bilgilere dahi sahip olunmadığı” şeklinde eleştirildi.
TBB Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu tarafından yapılan açıklamada;
“Eskişehirlilerin istemedikleri Alpu Termik Santrali’nde ısrarcı olmak, kimseye bir şey kazandırmayacaktır. ÇED Raporu ile ilgili önemli tespit ve eleştiriler içerir kapsamlı bilirkişi raporu da gözetilerek, 7 Şubat 2019 Perşembe gününe ertelenen ihalenin kesin bir şekilde iptal edilmesi, üstün kamu yararının bir gereğidir. Türkiye Barolar Birliği Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu olarak, ülke enerji politikasının geleceğinin cehennemden çıkmış, fosil yakıtlara dayalı kirletici termik santrallerde değil başta güneş olmak üzere yenilenebilir enerji kaynaklarında olduğunu bir kez daha vurgulayarak, 7 Şubat 2019 Perşembe günü yapılması planlanan Alpu Termik Santrali ihalesinin iptal edilmesini talep ediyoruz” denildi.