ESOGÜ Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki etkinlik ESOGÜ Onkoloji Hastanesi arkasındaki alanda günün anısına fidan dikimi gerçekleştirilmesi ile başladı. Sonrasında ESOGÜ Kongre ve Kültür Merkezi fuaye alanında Ressam Derya Öngün Köse’nin eserlerinden oluşan “Bunu Hak Etmiyorum” konulu resim sergisinin açılışı yapıldı.
Etkinlikte konuşan ESOGÜ ESKAM Müdürü Doç. Dr. Elif Gürsoy, BM Genel Kurulu’nun 1999 yılında 25 Kasım’ı “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü” ilan ettiğini belirterek, bu çerçevede her yıl 25 Kasım’da tüm dünyada çeşitli etkinlikler düzenlenerek kadına yönelik şiddet konusunun gündeme getirildiğini ve böylece konuyla ilgili farkındalık yaratılmaya çalışıldığını söyledi. Kadına yönelik şiddetin çok boyutlu bir insan hakları sorunu olduğunu, kadın cinayetlerinin ise geleneksel ahlak anlayışı temelli ortaya çıkan şiddetin en uç noktası ve sözün bittiği yer olduğunu dile getiren Doç. Dr. Elif Gürsoy, kadınların sırf cinsiyetlerinden dolayı ayırımcılığa uğradığını, haklarının ihlal edildiğini ve hatta yaşam haklarının ellerinden alınabildiğini kaydetti. Türkiye tarafından da imzalanan BM Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW)’nin, taraf ülkelere kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığa karşı gerekli yasal düzenlemeleri yapma ve şiddeti ortadan kaldıracak uzun ve kısa vadeli çözümler getirme sorumluluğu getirdiğini belirten Doç. Dr. Elif Gürsoy, ülkemizin maalesef kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık konusunda dünya ülkeleri arasındaki yerinin iyi olmadığını ve şiddetle ayrımcılığın boyutlarının artmakta olduğunu söyledi. Doç. Dr. Elif Gürsoy, yasaların uygulanmasında yaşanan sorunlar ve kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık konusunda bilinçlenmenin ve zihniyet değişikliğinin istenilen düzeyde gerçekleşememesinin bu durumun en önemli sebepleri olduğunu kaydetti. Bu konuda en önemli görevin üniversitelere ve eğitimcilere düştüğünü vurgulayan Doç. Dr. Elif Gürsoy, üniversitelerin ve akademisyenlerin geleceğin toplumunu oluşturacak olan genç neslin yetişmesinde, toplumu aydınlatmada ve toplumun çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşmasında sorumlulukları bulunduğunu söyledi. Doç. Dr. Elif Gürsoy 25 Kasım’ları düzenlemek zorunda kalmayacağımız bir dünyaya ulaşmamız temennisiyle konuşmasını tamamladı.
ESOGÜ Rektörü Prof. Dr. Kemal Şenocak, kadınlara yönelik şiddetin genel olarak fiziksel şiddet, cinsel şiddet, duygusal şiddet ve ekonomik şiddet olmak üzere 4 grupta toplandığını belirtirken, yapılan araştırmaların kadınların özellikle cinsel ve fiziksel şiddete maruz kaldıklarını gösterdiğini söyledi. Kadına yönelik şiddetin fiziksel, ruhsal ve sosyal açıdan yıkıcı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Kemal Şenocak, şiddet uygulayan kişilerin kadınların yakınları olmasının ise ortaya çıkan yıkımı daha da artırdığını kaydetti. Kadına yönelik şiddetin gerek dünyada gerekse ülkemizde çözüm bekleyen en önemli sorunlardan biri olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kemal Şenocak, her yıl 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde düzenlenen etkinliklerle kadına yönelik her türlü şiddetin gündeme gelmesi, tartışılması ve farkındalık yaratılması ve çözüm önerilerinin paylaşılmasının sağlandığını söyledi. Ülkemizde kadın haklarını korumak ve kadına yönelik şiddeti önleye yönelik gelişmeler olmasına ve çeşitli kanun ve yönetmeliklerin uygulamaya konmuş olmasına rağmen sorunun çözümünün istenilen düzeyde olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Kemal Şenocak, halen şiddetin her türünün ve ölümlerin önüne geçilemediğini kaydetti.
Kadına yönelik her türlü şiddetin dünyada ve ülkemizde en önemli insan hakları ihlalleri arasında yer aldığını belirten Prof. Dr. Kemal Şenocak, bu konuda birçok uluslararası sözleşme ve ulusal mevzuatımızın olmasına rağmen mevzuatın uygulanmasında eksiklikler bulunduğunu ancak en önemli şeyin bilinçli bir topluma duyulan ihtiyaç olduğunu söyledi. Prof. Dr. Kemal Şenocak bu nedenle böyle etkinliklerin kadına yönelik şiddetle ilgili farkındalık oluşturma ve insanları bilinçlendirme açısından çok önemli olduğunu dile getirerek, etkinliğin düzenlenmesine emeği geçen herkese teşekkür etti.
Açılış konuşmalarının ardından ESOGÜ Eğitim Fakültesi Arş. Gör. Serdar Körük “Partner Şiddeti” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Partner şiddetinin fiziksel, cinsel, psikolojik ya da ekonomik nitelikli olabileceğini dile getiren Arş. Gör. Serdar Körük, çeşitli bireysel ya da sosyal faktörlerin partner şiddetini ortaya çıkarabildiğini söyledi. Arş. Gör. Serdar Körük fiziksel şiddete maruz kalınması durumunda polis, jandarma, Alo 183 Kadın, Çocuk, Engelli, Aile Danışma Hattı ya da Mor Çatı gibi dayanışma merkezlerinden destek alınabileceğini söyledi. Arş. Gör. Serdar Körük sunumunu, bir ilişkide her iki tarafın da ödediği bedeller ile kazandığı ödüllerin yakın olmak zorunda olduğunu vurgulayarak tamamladı.
Daha sonra ESOGÜ ESKAM Müdürü Doç. Dr. Elif Gürsoy “Güç ve Şiddet” başlıklı bir sunum yaptı. Doç. Dr. Elif Gürsoy BM Kadınlara Yönelik Ayrımcılığın Önlenmesi Komitesi’ne göre kadınlara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin, bir kadına sırf kadın olduğu için yöneltilen ya da oransız bir şekilde kadınları etkileyen şiddet olduğunu söyledi. Erkek egemen anlayışta erkeğin elinde ekonomik, ataerkil, toplumsal cinsiyet rollerine dayalı, siyasi ve toplumsal statüye dayalı gücün bulunduğunu belirten Doç. Dr. Elif Gürsoy, bu güç kaynaklarının kadına yönelik şiddet üzerindeki etkisini örneklerle anlattı. Toplumsal cinsiyet rollerinin pekiştirilmesinde medyanın gücüne de değinen Doç. Dr. Elif Gürsoy; televizyon dizileri, çizgi filmler, yazılı basın, masal kitapları ve ders kitaplarının içerdikleri mesajın erkek egemen anlayışı pekiştirir nitelikte aynı olduğunu kaydetti. Konuşmasında sözlü şiddete de vurgu yapan Doç. Dr. Elif Gürsoy, hiçbir verisi olmayan sözlü şiddetin yani küfür kültürünün geleneksel toplumdan beslendiğini ifade etti. Toplumdaki erkeklik anlayışı değişmeden şiddetin bitmeyeceğini dile getiren Doç. Dr. Elif Gürsoy, kadına yönelik şiddet sorununun çözülebilmesi için önce bunun bir sorun olduğunun kabul edilmesi ve sonra da bunun nedenlerinin iyi kavranması gerektiğini söyledi.
Etkinlik oyuncu-sunucu Ceyda Düvenci’nin ESOGÜ öğrencileri ile gerçekleştirdiği söyleşi ile sona erdi.