Eskişehir'de özel bir bankada yönetici pozisyonunda görev yapan 41 yaşındaki Ayşe Avcı, 3 yıl önce görevinden istifa edip baba mesleği olan organik tarıma yöneldi.
Ailesine ait 450 bin metrekarelik bahçe ve tarlada çalışmaya başlayan Avcı, bir süre tek başına hem ürün yetiştirdi hem de elde ettiği ürünleri sosyal medya üzerinden sattı.
Kiraz, vişne, kayısı, elma, ayva, üzüm gibi birçok meyvenin dışında sebze üretimine de geçen kadın girişimci, domates, biber, patlıcan, salatalık, dolmalık biber, taze fasulye başta olmak üzere mevsimine göre üretilebilecek tüm ürünleri yetiştirmeye başladı.
Avcı şehir dışı taleplerinin de gelmesi üzerine hayalinin üstünde bir başarı elde ettiğini anlattı.
Çocukluğunun kiraz ağaçları arasında geçtiğini dile getiren Avcı, "Ürettiklerimizi babam toptan satıyordu. Bazen iş yerine arkadaşlarıma kiraz götürüyordum, çok beğeniyorlardı. Ürünümüzü kendi imkanlarımızla tanıtıp son tüketiciye ulaştırmamız gerektiğini düşündüm ve bankacılığı bıraktım. Perakende olarak internette ürettiklerimi satmaya başladım." dedi.
"Taleplere yetişmek için sabah 5'te kalkıyorum"
Avcı, her gün daha çok talebin geldiğini belirterek, şöyle konuştu:
"Bir gün biri arıyor, 'Sizde domates salçası yok mu' diyor. Hemen ekip kurup salça yaptırmaya başlıyorum. Birisi 'Yaprak satıyorsunuz ama sarılmış olsa daha güzel olurdu' diyor. Ertesi gün yeni bir ekip, sarma sarmaya başlıyoruz. Bu sayede ekşi mayalı ekmekten tutun, salça, konserve, reçel gibi ürünler de yapmaya başladık. Annem bana bu işe başlarken 'Gül gibi işin var, bankacısın, pazarcı mı olacaksın' demişti. Şimdi sabahları erken saatte beni arayıp kaç müşterinin sipariş verdiğini soruyor. Tek başıma çok çalıştım. Kendim tarladan ürün topladım, paketledim ve aracımla dağıttım. Bir süre sonra onlarca işçimiz oldu ve siparişlere yetişemeyecek kadar yoğunlaştık."
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri süresince sosyal medyada oluşturduğu işletme hesabına talepler geldiğini ifade eden Avcı, salgınla birlikte tarımın önemini daha çok kavradığını söyledi.
Avcı, bugüne kadar Türkiye'deki birçok ile meyve ve sebze yolladıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Mesleğimi bıraktıktan sonra hayalim butik bir manav açmaktı aslında. Fakat şu an gelinen noktaya ben de inanamıyorum. Ailem en büyük destekçim. İşler büyüyor diye hiçbir zaman patron olduğumu düşünmedim. Hala sabahın erken saatlerinde gelip çalışmaya devam ediyorum. Bence tüm kadınlar üretmeli. İlla iş olarak düşünülmesin. Evinin içinde patlıcan üretmek de bir iş aslında. İçindeki güce inanmalılar. Başaramayacağımız hiçbir şey yok. Çünkü kadınlar detaycı. Başarmayı seviyor. Kadın ya da erkek diye ayırım yapmadan, girişimci olabilmeli. Bir proje varsa, inandığı bir şey varsa, insan bence üstüne gitmeli."