ÖTV artışı gündemde değil

Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, "Türkiye ekonomisi bu yıl pozitif büyüyecek. Yıl sonu hedefine yakınsayacak bir büyüme bekliyorum." dedi.

ÖTV artışı gündemde değil
banner127

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, haber ajansları, gazete ve televizyonların ekonomi haber müdürleriyle bir araya geldiği toplantıda ekonomide son bir yıldaki gelişmeleri değerlendirdi, gelecek döneme ilişkin beklentileri aktardı, soruları yanıtladı.

Albayrak, Türkiye'nin son bir yılda çok güçlü bir politika başarısı ortaya koyduğunu, reform niteliğinde bir yılı geride bıraktığını söyledi.

Bağışıklık sistemini, altyapısını çok daha güçlü inşa etmiş bir Türkiye olduğunu aktaran Albayrak, spekülatif adım atanların 100 kere düşünmesi gereken bir sürece girildiğini bildirdi.

"Faizlerde düşüş olacak"

Türkiye'de önümüzdeki dönemde faizlerde düşüş trendi olacağını belirten Albayrak, "Kamu bankalarında bunu daha kısa sürede izleyeceğiz." diye konuştu.

"Enflasyonu yıl sonunda Yeni Ekonomi Programı'ndaki (YEP) hedefin altında kapatacağımızı ifade edebilirim." diyen Albayrak, özetle şu mesajları verdi:

"Mayıstan bu yana 10 milyar dolardan fazla yabancı yatırımcı girişi var. Türkiye'ye güvenen yatırımcı kazandı. Türkiye ekonomisi bu yıl pozitif büyüyecek. Yıl sonu hedefine yakınsayacak bir büyüme bekliyorum. Konut sektörünü yakından takip ediyoruz. Bugün itibarıyla sıkıntı oluşturan bir resim olduğunu düşünmüyorum. (Petrol ve gaz aramaları) Türkiye, Doğu Akdeniz'de çok önemli adımlar atıyor. İnşallah olumlu haberleri de yakında duyarız. İşsizlikle ilgili en kötüyü yüzde 14,7 ile geride bıraktık. Yaz aylarıyla birlikte yüzde 11-12'lere geldik."

"Faizlerdeki her türlü iyileşme ve gevşemeye olumlu bakacağım"

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz konusundaki adımları benzer örneklere, iktisadi faaliyete, enflasyondaki iyileşmelere dayalı değerlendirmelerine göre attığını anlatan Albayrak, kendisinin de reel sektörün maliyetlerinin düşmesi açısından faizlerdeki her türlü iyileşme ve gevşemeye olumlu bakacağını söyledi.

Albayrak, faizlerde aşağı yönlü sürecin daha net şekilde devam edeceğini gördüklerini belirterek, şu ifadeleri kullandı: 

"Bizler de politika yapıcılar ve işin teknik ayağı olarak uyum noktasında, gerek bütçe ve vergi politikalarıyla eş güdümü yürütüyoruz. 2019 için ortaya koyduğumuz Yeni Ekonomi Programı'ndaki yüzde 15,9 enflasyon hedefini göz önünde bulundurarak, bu hedefin altında enflasyonla bu yılı kapatacağımızı çok net ifade edebilirim. Temmuz ayında baz etkisine dayalı hafif yükselme görsek de tahmin ediyorum, ağustos, eylül ve ekimdeki baz etkisinin güçlü cereyan edeceğinden kaynaklı, önümüzdeki süreç bu trendin daha da aşağı olduğunu gösteriyor. Burada kendisini rahat hissettiği marj nedir? Reel faiz noktasındaki benzer örneklere dayalı Merkez Bankası nasıl bir para politikası uygular? Bunu süreç içinde göreceğiz." 

"Önümüzdeki süreç ekonominin genelinde çok daha pozitif cereyan edecek"

Türkiye'nin 1 yıllık dengelenme sürecinde artık enflasyon ve faizlerde aşağı yönlü trendin içine girdiğini vurgulayan Albayrak, "Özellikle büyüme, iktisadi faaliyet, her türlü politik belirsizliğin geride kalmasından da kaynaklı, bundan sonra artık talepten, iç tüketim dinamiklerinden başlayarak, yılın ikinci yarısında bunların da etkisiyle, ekonomideki dengelenmenin de başlamasıyla önümüzdeki yılın ikinci yarısının daha pozitif bir döneme gireceğini ifade edebiliriz. Önümüzdeki süreç beklenti ve gelecek açısından, istikrarlı sürecin sadece kur ve faizler üzerinde değil ekonominin genelinde çok daha pozitif cereyan edeceğinin delili." diye konuştu. 

Albayrak, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasında tutulan yedek akçenin Hazineye aktarılmasına yönelik soruya, "Biraz bu konudan anlayan herkes, sadece Merkez Bankası bilançosuna bakıp, bilançodaki bir kalemin yer değiştirmesinde kaynaklı bu sürecin para basmayla yakından uzaktan alakası olmadığını, bunun tamamen normal iktisadi faaliyet içindeki bir adım olduğunu çok net görür. Bu işlem tamamen normal ekosistem içindeki işlem. Para basmayla yakından uzaktan alakası yok." yanıtını verdi. 

"Vergi reformuyla ilgili çalışmalar çok yoğun şekilde devam ediyor"

Albayrak, Ticaret Bakanlığı koordinasyonunda, ilgili paydaşlarla iletişim halinde "Hal Yasası" konusunda çalışmaların sürdüğünü anımsatarak, "Takip ediyoruz, yetişirse bu yıl, olmazsa önümüzdeki yıl bununla ilgili önemli adımlar atacağız." dedi. 

Vergi hususuna yönelik sürecin de devam ettiğine işaret eden Albayrak, "Yapılandırma başka, af başka bir şey. Af dönemini artık geride bıraktık. Farklı dönemlerde farklı ihtiyaçlara dayalı adımlar atılabilir. Talepler geliyor değerlendiriyoruz. Burada olumsuz bir süreç yok. Vergi reformuyla ilgili çalışmalar çok yoğun şekilde devam ediyor. Sonbahara bununla ilgili bir paketi hazırlamaya çalışıyoruz. Türkiye'deki vergi sisteminin küresel örneklere, gelişmekte olan ülkelere göre daha rekabetçi bir mimariye kavuşması için çok detaylı ve titiz bir çalışma yürütüyoruz. Koordineli toplantılarla güncelleyerek süreci yürütüyoruz ve ciddi mesafe kat ettik." diye konuştu.

Albayrak, otomotiv sektörüne yönelik yapılan ÖTV indirimlerine değinerek, "Büyüme noktasında olumsuz etkilendiğimiz bu dönemde ekonomide attığımız adımların faydasını gördük. Yılın ikinci yarısının çok daha olumlu olmasını bekliyoruz. Sektör ve temsilcileriyle iletişimimiz devam ediyor. Süreci yakından takip ediyoruz, bu noktada atılması gereken bir adım olursa atarız." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin son bir yılda çok güçlü bir politika başarısı ortaya koyduğunu vurgulayan Albayrak, yatırım ortamının iyileşmesiyle ilgili belirsizliklerin ortadan kaldırıldığını, ekonomik istikrarın ortaya çıktığını, faizlerde ve enflasyonda dengelenmeye dayalı iktisadi faaliyetlerin ciddi şekilde iyileştiğini aktardı.

"10 milyar dolardan fazla yabancı yatırımcı girişi oldu"

Albayrak, mayıs ayından bu yana Türkiye'ye 10 milyar dolardan fazla yabancı yatırımcı girişi olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Özellikle mevcut potansiyeli açısından baktığımızda rekabetçi sektörler başta olmak üzere Türkiye'nin yeni bir büyüme modeline geçeceğinden bahsetmiştik. İhracat ve üretim odaklı bir süreçten bahsediyoruz. Türkiye'nin yurt dışındaki cari açık kaynaklı oluşacak finansman ihtiyacını minimize edecek stratejik bir dönüşümden bahsetmiştik. Bir yıl önce bu kadar hızlı bir iyileşmeyi ben bile beklemiyordum. Beklediğimizden iyi gerçekleşti. Bu dengelenme süreci 2009, 2001 gibi süreçlere benzemiyor. Özellikle üretim ve ihracat açısından pozitif yöndeki seyrin güçlenerek devam ettiği, özellikle 'köpük ithalatın' ciddi anlamda düşmeye başladığı, ihracatın ithalatı karşılama oranının cari dengeye pozitif katkı açısından başka bir dönem."

Albayrak, son bir yılın hem Türkiye hem de kendisi açısından tarihi bir yıl olduğunu söyledi. 

Berat Albayrak, "Bir önceki bakanlık dönemimde, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı görevine başladığım gün, resmi anonsun yapılmasından 30 dakika önce başlayan Rusya jet krizi ile 'hoş geldin kriz' algısıyla hakikaten çok değişik bir tecrübe olmuştu." diye konuştu.

Ekonomi tarafında daha farklı bir tecrübe olduğunu aktaran Albayrak, küresel süreçteki gelişmeler ve Türkiye ekonomisine yönelik saldırı veya spekülatif ataklarla son bir yıllık sürecin "tarihi bir yıl" olduğunu belirtti.

Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, "İlginç bir yıl geçirdik ama geriye dönüp baktığımızda tüm bu yaşananlar üzerinde Türkiye açısından, Türkiye'nin ekosistemi açısından, Türkiye'yi çok güçlü bir noktaya taşıyan engin tecrübeleri edindiğimiz bir yıl oldu. Tüm paydaşlar ile çok kıymetli başarılara imza attığımız bir süreç oldu." şeklinde konuştu.

Türkiye ekonomisinin yapısal anlamda reform niteliğinde bir yılı geride bıraktığını anlatan Albayrak, "Bölgesel olsun, kendi ekonomisine has olsun, küresel anlamda olsun, oluşabilecek mevcut ve potansiyel ataklara karşın çok güçlü bir direnç altyapısı geliştirdiği bir yıl oldu. Geçmiş bir yılın muhasebesini bir cümle ile özetleyip, gelecek bir yıl nasıl gerçekleşecek diye baktığımızda, Türkiye açısından önümüzdeki bir yıl, yaşananların meyvelerini topladığımız, sürecin çok daha iyi ve başarılı bir yıl beklendiğini ortaya koyuyor." ifadesini kullandı.

Yeni Ekonomi Programı'nın (YEP) ilk fazı ekonomide dengelenme sürecinin çok güçlü bir şekilde, beklentilerinin, hedeflerinin de ötesinde neticelendiğini aktaran Berat Albayrak, "Burada dengelenmeden kastettiğimiz nedir? Dönem dönem farklı yorumlarla karşı karşıya kalıyoruz ama bunun da altını açmak lazım. Sadece cari dengelenme değil, bugün itibarıyla Türkiye'nin karşı karşıya olduğu bütün bu risklerin bertaraf edilerek dengelenmeyi vurguluyoruz. Bu sadece cari anlamda değil, aynı zamanda enflasyon, faizler, büyüme anlamında dengelenmenin de altını çizdiğimiz bir süreç." değerlendirmesinde bulundu.

"Hiçbir 'en kötü senaryo' gerçekleşmedi"

Albayrak, 2019 hedefleri açısından bakıldığında, temmuz ayı itibarıyla birçoğunun çok daha ötesinde bir netice ile yılı kapatacaklarını ifade ederek, şunları kaydetti:

"İnşallah beklentinin de ötesinde başarılı bir yıl olarak ortaya koyacağız ve 2020 ve 2021 özelinde 3 yıllık güncellenmiş Yeni Ekonomi Programı'nı da eylülde inşallah açıklayacağız. Özellikle değişim sürecinin önümüzdeki yılın dengelenmesinin daha güçlü oturması ile birlikte 2020 ve 2021'de hem enflasyon, hem faizler, hem büyümede çok daha güçlü bir şekilde hayata geçeceğini göreceğiz. Dolayısıyla çok şeyler yaşandı, çok engin tecrübeler edindik, çok zor bir yıl oldu, kolay bir yıl olmadı. Ama tüm bu resme geriye dönüp baktığımda, çok hayatiyet addedeceğimiz birçok gelişme ışığında Türkiye açısından başarılı bir yıl olduğunu ifade edebiliriz tüm yaşananlara rağmen. Gerçekten tüm yaşananlara kıyasla çok daha etkin bir şekilde bu süreci başarılı bir şekilde yönettiğini, çok daha hızlı bir şekilde bu süreci bertaraf ettiğini görebiliriz. Gerek büyümede, gerek istihdamda, gerek ekonomik iktisadi faaliyette birçok negatif tahminleri bir kenara olacak şekilde, beklenen hiçbir 'en kötü senaryo'nun gerçekleşmediğini de şükürler olsun çok daha iyi bir neticeyle bu bir yılı kapatacağımızı ifade edebilirim."

Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, değerlendirmesinin ardından soruları da yanıtladı. 

"Merkez Bankasının faiz indirimi kararı sonrası bankalardan faiz indirme konusunda bir beklentiniz var mıdır?" şeklinde soru üzerine Albayrak, referans olacak datalara bakıldığında faiz indiriminin olduğu gün öncesinde bile bir faiz indirimi sürecinin, enflasyona dayalı reel faizlerin aşırı yüksek olmasından kaynaklı bir trende girdiğini gözlemlediklerini söyledi. 

Albayrak, "En yakın dönemde zannediyorum bu hafta bu çerçevede kamu bankaları başta olmak üzere bu indirimleri çok net göreceğiz. Tabii ki özel bankalar özellikle son bir kaç gündür kredi kullandırım miktarlarına ve cinslerine baktığımızda onlarda da ciddi bir hareketlenme başladığını görüyoruz. Sanki bu hafta değil, önümüzdeki haftada faizlerdeki düşüş trendinin daha da iyileşme yönünde olacağını çok daha somut göreceğiz. Kamu bankalarından zannediyorum ağustos ayı itibarıyla çok daha somut, net adımları daha kısa sürede göreceğimizi ifade etmek istiyorum." şeklinde konuştu.

"Merkez Bankasının 425 baz puanlık indirimini nasıl değerlendiriyorsunuz, totalde ne kadarlık daha bir indirim beklentisi içerisindesiniz?" şeklindeki soru üzerine Berat Albayrak, Merkez Bankasının bu çerçevede ciddi anlamda data setine dayanarak faiz kararını verdiğini söyledi.

"Türkiye'de özellikle son dönemde faizlerin ciddi anlamda gevşemesiyle önümüzdeki süreçte faiz trendinin daha da net ve sert bir şekilde aşağıya geleceği gerçeğinden hareketle bir faiz indirimi sürecine girdik." diyen Albayrak, şöyle devam etti:

"Ama zaten bu süreçte de resme baktığımızda, uluslararası birçok çalışmaya baktığımızda, gelişmekte olan ülkelerin reel faiz marjına baktığımızda, Türkiye açık ara çok büyük bir reel faiz marjıyla önde görünüyor. Dolayısıyla Türkiye'nin bu süreçte özellikle ciddi bir faiz indirimine gideceğini de enflasyonda yaşanacak iyileşmelere dayalı bu çerçevede bir trende girdiğini çok net görüyoruz. Bunun makası, marjı nedir, ne değildir bunları bizim belirlememiz, bilmemiz, karar vermemiz mümkün değil. Merkez Bankası bu çerçevede gerek benzer örneklere bakarak, gerek Türkiye'deki iktisadi faaliyet, enflasyondaki kalıcı iyileşme, enflasyondan çıkış süreci ile ilgili değerlendirmelerine dayalı olarak bu adımları atıyor. Ben işin icra tarafında, siyaset tarafında olan biri olarak reel sektörün bu resme baktığında maliyetlerinin düşmesi açısından ortaya çıkacak olan her türlü iyileşme, gevşemeye olumlu bakarım. Buna Türkiye'de zannetmiyorum ki bir kişi olumsuz baksın. Ama bunun doğru bir dengelenme içerisinde cereyan etmesi önemli."

Albayrak, farklı medya, sosyal medya mecraları üzerinden, "Dolar 10 lira olacak, 20 lira olacak" diyenler, negatif algı yaratmaya çalışanlar bulunduğunu belirterek, bunları yakından takip ettiklerini söyledi. Albayrak, farklı ülkelerin istihbarat altyapısına hizmet eden kişilerce de bu sürecin yürütüldüğünü aktardı. 

Kurda olduğu gibi büyüme konusunda da negatif algı yürütmeye çalışanların bulunduğunu anlatan Albayrak, "Türkiye bu yıl pozitif büyüyecek. Büyüme 2019 yılı hedefine yakınsayacak çerçevede olacak." diye konuştu. Albayrak, yılın 3 ve 4. çeyreğinde çok daha olumlu döneme girilmesini beklediklerini dile getirdi. 

"ÖTV artışı gündemde değil"

ÖTV artışıyla ilgili şu anda spesifik bir artışın gündemlerinde olmadığını ifade eden Albayrak, bütçe ile büyüme dengelerinin hassas bir şekilde yürütülmesinin zorunluğuna dikkati çekti. 

Albayrak, istihdam ve üretimin bir tarafta, Türkiye'nin uyguladığı bütçe disiplini politikalarının diğer tarafta olduğunu ama bunlardan birini tercih etme lükslerinin bulunmadığını kaydetti. 

İkinci yarıyıldaki iyileşmeyle bütçe performansındaki beklentinin, çok daha dengeli cereyan edeceğini belirten Albayrak, bu konuda bir endişe taşımadığının altını çizdi. 

Albayrak, 2019'un, bütçedeki faiz rakamının altında bir faiz ödemesiyle kapatılacağını ifade ederek, bu konuda borçlanma stratejisinin katkısının görüldüğünü dile getirdi.

"Türkiye çok iyi bir şekilde süreci püskürttü"

Albayrak, algı ve iletişim açısından negatif hava yaratılmaya çalışılmasına rağmen Türkiye'nin çok iyi bir şekilde süreci püskürttüğünü söyledi.

Bütçe performansı açısından bakıldığında, dengelenme sürecinin neticelerinin çok daha somut bir şekilde görülmeye başladığını anlatan Albayrak, söz konusu sürecin 2020'de çok daha güçlü bir şekilde görüleceğini bildirdi.

Bu yılın yüzde 3'ün altında bir büyüme rakamıyla bitirileceğini dile getiren Albayrak, büyüme, istihdam ve üretim dengesini eş güdümle yürütecek hassas terazide 2019'u nihayete erdirmeye çalışacaklarını söyledi.

"Yapılandırma bankacılık sektörüne ciddi bir alan açtı"

Albayrak, yapılandırmayla ilgili çıkan yasal düzenlemenin, bankacılık sektörüne ciddi bir alan açtığına işaret ederek, sektörün düzenlemeyi çok olumlu karşıladığını söyledi.

Albayrak, her sektörün talebine, reel gerçeklik içinde, dengeli şekilde destek vereceklerini dile getirerek, "Kimse bu noktada kolaycılığa kaçmasın. Bankacılık sektörü de kolaycılığa kaçmasın. Bankacılık sektörü de yeni dönemde zaten bu manada hakiki bankacılık yapma noktasında çok daha meydan okuyucu, çok daha rekabetçi döneme girecek." değerlendirmesinde bulundu.

Albayrak, bankacılık sektörünün hem küresel hem de iç piyasadaki rekabet açısından çok daha etkin olacağını, bankacılık sektörünü daha ileriye taşıyacak yeni bir döneme girileceğini bildirdi. 

Olası yaptırım kararı

Rusya'dan S400 hava savunma sistemi almıyla ilgili ABD'den gelecek olası yaptırımların ekonomiye etkisinin sorulması üzerine Albayrak, "Yapılan açıklamalarda, görüşmelerde artık sürecin daha pozitif cereyan ettiğini, olası etkilerin artık minimize olduğunu ve bu etkilerin ekonomimize de çok daha düşük düzeyde olacağı yönünde genel oluşmuş bir beklenti var. Sayın Trump ile Cumhurbaşkanımızın ilişkileri açısından daha pozitif bir sürece girdiğimizi söyleyebiliriz." değerlendirmesinde bulundu.

Albayrak, işçi ve memur sendikalarıyla yürütülen toplu iş sözleşmesiyle ilgil soruyu yanıtlarken de süreci Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının yürüttüğünü söyledi. 

Tüm toplu sözleşmelerde adaletli bir süreç yürüttüklerini vurgulayan Albayrak, şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye enflasyon noktasında bakıldığında bugüne kadar ne işçisini ne memurunu hiç ezdirmedi. Bu görüşmelerde mümkün olduğunca nasıl iyileştirme yapılabilir noktasında görüşmeler devam ediyor, edecek. Adaletli bir şekilde yani Türkiye'nin içinden geçtiği durumu da göz önünde bulundurarak, Türkiye çok hassas bir dönemden geçiyor, mümkün olduğu kadar, elimizden geldiği kadar yapabileceğimiz kadar, Bakanımız zaten bu görüşmeleri yürütüyor. Enflasyondaki iyileşmenin de göz önünde bulundurulduğu çerçevede orta yolda buluşulacağını temenni ediyorum." 

Albayrak, ekonomik verilerdeki iyileşmeye dikkati çekerek, "Bugünkü datalarla Türkiye'ye yatırım yapan bir yıl sonra yine kazanacak. Faiz trendinin daha da aşağı indiği böyle bir ortamda Türkiye bu anlamda çok büyük bir potansiyel ortaya koyuyor." değerlendirmesinde bulundu.

AB tarafından Türkiye'ye verilmesi beklenen finansal yardımlara ilişkin bir soru üzerine Albayrak, "Suriyelilerle ilgili verilen sözler, ekonomik sözler, rakamlar maalesef ortada. Gönül istiyor ki daha samimi siyaset güdülsün ve Türkiye'ye verilen vaatler yerine getirilsin, finansal yardımlar yapılsın. Bu süreci yakından takip ediyoruz." ifadesini kullandı.

Albayrak, Merkez Bankasının rezerv artış politikasına kendilerinin de olumlu bakacağına işaret ederek, "Keşke çok eski dönemlerde Merkez Bankalarımız, başkanlarımız daha fazla rezerv biriktirselermiş." diye konuştu.

Kur politikalarına yönelik soru üzerine Albayrak, "Ne yüksek ne düşük, şahsi kanaatim rekabetçi kur politikası olmalı." dedi. 

Albayrak, Kurban Bayramı tatilinin uzatılıp uzatılmayacağına ilişkin ise "Açıkçası şahsi kanaatim sorulursa, ben bayram tatilinin uzatılmasına çok olumlu bakmıyorum. Benim tasarrufum değil, hükümetin genel tasarrufu olur. Zaten tatil döneminden geçiyoruz. Tam tersine üretim odaklı süreç oluşturursak şahsi kanaatim daha uygun olur." ifadesini kullandı.

Eski Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla'ya bir görev verilip verilmeyeceği konusunda ise Albayrak, Atilla'nın şu anda dinlendiğini ve dönüşünün ardından bu konunun oturulup konuşulabileceğini söyledi. Albayrak, "Bugüne kadar kamuda çok farklı pozisyonlarda çalıştı, performansı malum. Bununla ilgili en güzel şekilde değerlendirilir." dedi.

Türkiye'ye güvenip gelen yatırımcıların son bir yıl içinde gerek Türk lirası gerek döviz bazında yüzde 20 ila yüzde 60 arasında kazandıklarını anlatan Albayrak, "Ama birileri de Türkiye'nin çok daha kötü gideceği yönünde bir senaryo çizerek farklı yatırım tavsiyelerinde bulundu, Türkiye’ye güvenmeme yönünde bir oyun oynadı. Peki bunlar ne kaybetti? Yüzde 10 ila 15 arasında." ifadesini kullandı.

Albayrak, yeni dönemde özellikle küresel süreçte yaşananları da dikkate alarak çok daha farklı etkin dengelenme sürecine girileceğini dile getirdi.

Faizlerin yüzde 20-25 civarında olduğu bir ortamda yatırım ve tüketim yapılamayacağını vurgulayan Albayrak, faiz trendinin yönü aşağı kırılarak yatırım ortamıyla küresel, politik ve bölgesel belirsizlik sürecinin geride bırakılacağını kaydetti.

Albayrak, Türkiye'de dövize ve piyasalara yönelik farklı manipülasyonlar yapılamayacağının altını çizerek, "Amacımız, istikametimiz ve niyetimiz istikrarlı bir Türkiye ekonomisinin oluşmasıyla birlikte makro, mikro politikalarla ekonomide dengeli bir sürecin yaşanması." diye konuştu.

Kurumların finansman ve borçluluk düzeyi itibarıyla Türkiye’nin birçok rakibine göre daha iyi durumda olduğunu söyleyen Albayrak, iç ve dış piyasada borçlanma konusunda bir sorun yaşanmadığını ifade etti.

Albayrak, cari açık konusunda da haziran ayında Türkiye’nin yıllık bazda cari fazla vereceğini belirterek, şunları kaydetti:

"Türkiye cari dengeden kaynaklı finansman ihtiyacını da minimize edecek bir dengelenme süreci yaşıyor. Türkiye, dengelenme sürecinin finansman ihtiyacı, likidite ihtiyacı, iç piyasadaki üretim destekleri, teşvik politikası, üretim dönüşümüne dayalı uygulanan vergi, gümrük, hukuk süreçleri tüm bunların hepsinde bütünleşik bir yaklaşımla bu sürecin dönüşümünü çok daha güçlü yürüteceği bir sürece giriyor. En kötüsü geride kaldı."

"Bütçe performansı yüzde 3'ün altında gerçekleşecek"

Yılın ilk yarısında bütçe gerçekleşmelerine bakıldığında, 2019 bütçesinde planlanan şekilde ilerlediklerini kaydeden Albayrak, "İlk 6 ayda bütçede planlanana göre giderlerde yüzde 50, gelirlerde yaklaşık yüzde 46 gerçekleşme var. Dengelenme sürecinin üzerine koyacağımız 3 ve 4. çeyrekteki iyileşmeyi somut bir şekilde görmeye başladığımızda gelir artışlarına dayalı olarak bütçe performansının her koşulda yüzde 3'ün altında gerçekleşeceğini söyleyebilirim." dedi.

Albayrak, ilk 6 ayda Türkiye'de iki seçim yapıldığına ve uluslararası gündemde kötü kriz senaryoların dillendirildiği bir sürecin yaşandığına dikkati çekerek, esas iyileşmenin yılın ikinci yarısında görüleceğini vurguladı.

Bütçede ortaya koyulan tablonun, kamunun ve reel sektörün yeni yatırımları fonlanması açısından, bankacılık ve finans sektöründe atılan adımların neticesi olduğuna işaret eden Albayrak, şöyle devam etti:

"Son bir yılda birçok yapısal dönüşümü ortaya koyduk. Türkiye bu yüzden bugün oluşan türbülanslara karşı çok daha farklı ve güçlü refleks veriyor. Birileri bundan rahatsız olabilir, yapacak bir şey yok. Türkiye Cumhuriyeti Devleti 3. dünya ülkesi değil. Dünyada örnek aldığı ve benzerlik gösterdiği birçok ülkeye ve pazara göre en doğru metotları gözlemleyip ülkemizin menfaati için en iyisini bulmak durumunda olan bir ülke. Burada her geçen gün daha net karar alıp somut ve cesur bir şekilde adım atıyoruz, atmaya da devam edeceğiz."

Türkiye ekonomisinin gelecek yıllarda daha da güçleneceğinin altını çizen Albayrak, toplumun bu güçlenmeyi gördüğünü söyledi.

Albayrak, küresel süreçte ekonomilerin zor bir döneme girdiğini belirterek, "Bu süreçte, Türkiye gibi hızlı hareket edebilen güçlü ve rekabetçi bir reel sektör üretim portföyüne sahip ve benzeri gelişmekte olan ülkeler açısından tehdit olduğu kadar fırsat olan resmi de daha iyi okuyoruz." dedi.

Doğu Akdeniz'de yaşanan sürecin önemine değinen Albayrak, "3 sene önce bu sürecin ilk temellerinin atılmasıyla birlikte atılan adımların ne kadar önemli olduğunu bugün ortaya çıkan resimde görmüş oluyoruz." diye konuştu.

Albayrak, Türkiye'nin bölgesinde en fazla enerji tüketen ülke olduğuna dikkati çekerek, ülkenin kendi kara suları başta olmak üzere enerji alanında etkin bir süreç yürüttüğünü anlattı.

Türkiye'nin gelecek dönemde gerek deniz gerek kara aramacılığı ve sondaj konusunda 2020'li yıllarda olumlu haberlere gebe bir sürece ilerlediğini altını çizen Albayrak, "Türkiye'nin son 10 yıllarda farklı anlamda oyun değiştirici bir konuma gelmesine de katkı sağlayacak bir süreci yürütüyoruz. Toplumumuz, paydaşlarımız ve ticaret ilişkisinde olduğumuz bütün kesim bunun farkında. Cesur ve uluslararası hukuk içinde hareket edeceksek, bu adımı atmalı. Doğu Akdeniz hususunda Türkiye çok önemli adımlar atıyor ve hakkını sonuna kadar kullanıyor ve kullanmak zorunda." değerlendirmesinde bulundu.

Albayrak, Türkiye'de üretilen elektriğin yerlilik oranının yüzde 40'lardan yüzde 65'lerin üzerine çıktığına işaret ederek, "Bu müthiş bir rakam. Ne kadar yerli payı artarsa ithal payı düşer. Yerliliğe pozitif katkı yapar. Türkiye enerjide önemli gelişmeleri beraberinde yaşıyor. Bunun için Doğu Akdeniz konusu çok önemli." şeklinde konuştu.

"Türkiye'nin belki 100 yılını etkileyecek bir konu"

Kıdem tazminatına yönelik bir soruyu da yanıtlayan Albayrak, şöyle konuştu:

"Türkiye'deki emeklilik sistemi reformu uzun yıllardır süre gelen bir konu. Türkiye'nin belki 100 yılını etkileyecek bir konu. Bunu öyle bir sonuçla sona erdirmemiz lazım ki bütün paydaşların mutlu olacağı ve kazanacağı bir adım atılması gerekiyor. Yeni dönemde bununla ilgili somut adımlar atacağımız bir süreç var. Bu adımı attığımızda tüm paydaşların samimi olarak kazanacağı süreç olmalı."

Albayrak, konut sektörünün faizlerin düşmesiyle normalleşmesi sürecine gireceğini belirterek, "Yakından takip ediyoruz. Bu alanda bugün itibarıyla çok sıkıntı olan bir resim olduğunu düşünmüyorum." ifadelerini kullandı.

"İstanbul finans piyasalarının merkezi"

Albayrak, İFM ile ilgili süreci özellikle Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) ve sektör paydaşlarının yürüttüğünü ifade ederek, "Hedefimiz 2021'de projeyi bitirmek, bu süreci fiziki olarak tamamlamak. Hem fiziki hem de yasal düzenlemeler anlamında İstanbul Finans Merkezinin daha kapsayıcı olması için çalışıyoruz." diye konuştu.

Hazine ve Maliye Bakanlığının bazı birimlerinin bölgesel ve küresel ihtiyaçlar kapsamında İstanbul'a taşınmasına olumlu baktıklarını dile getiren Albayrak, Bakanlığın İstanbul'a taşınması gibi bir durumun söz konusu olmadığını kaydetti. Albayrak, "Ankara'da olması gereken birimler var, İstanbul'da olması gereken birimler var. İstanbul finans piyasalarının merkezi. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde de taşınmalar olabilir." dedi.

İşsizlikle ilgili en kötü dönemin geride bırakıldığını vurgulayan Albayrak, "İşsizlikle ilgili en kötüyü yüzde 14,7 ile geride bıraktık. Yaz aylarıyla birlikte yüzde 11-12'lere geldiğimiz gözüküyor." değerlendirmesinde bulundu. Albayrak, yılın ikinci yarısındaki pozitif gelişmelerin istihdama yansıyacağını tahmin ettiklerini belirtti.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile üstün performans

"Türkiye, son bir yılda yaşadığı olayları parlamenter sistemin olduğu dönemde yaşasaydı, bu kadar güçlü bir yönetim ortaya koyamazdı." diyen Albayrak, özellikle hızlı karar alma konusunda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde daha iyi refleks gösterildiğini vurguladı. Albayrak, yeni sistemin etkisiyle ekonomide tüm paydaşların üstün performans sergilediğinin altını çizerek, son 1 yılda reform niteliğinde çok büyük adımlar atıldığını kaydetti.

Geçen yıl açıklanan Yeni Ekonomi Programı'nda (YEP) dengelenme sürecinin 2020'ye kadar süreceğini belirttiklerini anımsatan Albayrak, "2020 enflasyonun daha stabilize olduğu bir yıl olacak. Büyüme ve enflasyon tarafında dengelenmenin oturacağı bir dönem olacak. 2020 dengelenmenin daha güçlü oturacağını tecrübe edeceğimiz bir dönem olacak." diye konuştu.

Kabine değişikliğiyle ilgili soruyu da Albayrak, "Kabinenin üyelerinden biriyim. Dolayısıyla bu soruyu bana değil kabineyi kuran iradeye, yani Cumhurbaşkanı'na sormak lazım." diye yanıtladı.

Bankacılık sektöründe güçlü adımlar attığının altını çizen Albayrak, gelinen noktada, bugüne kadar yapılan sermaye enjeksiyonlarının ötesinde son dönemdeki adımlarla birlikte bankaların sermayelerini daha da güçlendirdiğini söyledi. Albayrak, bankacılık sektörünün son bir yıllık süreci, geçmiş dönemlerin hiçbirine benzemeyecek şekilde çok başarı şekilde geçirdiğini anlatarak, sektörün artık yeni ekonomik dönüşüme çok daha etkin katkıda bulunması gereken bir sürece girildiğini kaydetti.

Güncelleme Tarihi: 30 Temmuz 2019, 19:07
YORUM EKLE
SIRADAKİ HABER

banner19

banner101

banner25

banner26

banner104

banner34

banner17

banner22

banner18

banner20

banner102

banner30