Lipton, IMF'nin dünya ekonomisinin son iki yılda yaşadığı "güneşli" günlerde hükümetleri, "akan çatıyı tamir etmeleri" için sürekli olarak uyardığını belirterek, " Merkez bankaları muhtemelen hiç alışılmamış önlemleri denemek zorunda kalacaklar. Ancak ne kadar etkin olacakları bilinmediğinden, para politikasının yeterliği hakkında endişe duymakta haklı oluruz." dedi.
"HÜKÜMETLER MALİ BİR MANEVRA BULAMAYCAK"
Habertürk 'ün haberine göre, Lipton bir kriz halinde politika yapıcıların baskı altında kalacaklarını ve kendilerini hiç deneyimleri olmayan durumlardabulacaklarını belirtti. Pek çok hükümetin zaten yüksek düzeyde borçlandığına dikkat çeken Lipton, bu hükümetlerin mali bir manevra alanı bulamayacaklarını ifade etti. "Hükümetlerin 10 yıl önce yaşadıkları ekonomik bozulmayı karşılayacak rahat imkanlara sahip olmalarını beklememeliyiz"diyen Lipton, yarattığı mali yük dikkate alınırsa, teşviklerin de siyaseten kolay benimsenmeyeceğini söyledi.
"DÜNYANIN KENDİ ELLERİYLE KENDİNİ VURMASI OLUR"
Ancak en acil ve en büyük risk halen ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı. IMF'nin tahminine göre eğer tehdit olarak ileri sürülen tüm gümrük vergileri uygulanacak olursa, global GSYH'nin yüzde birinin dörtte üçü 2020 yılına kadar eriyecek. Lipton, "Bu, (dünyanın) kendi eliyle kendini vurması olur. Dolayısıyla ABD ile Çin'in açıkladıkları en yeni ateşkesin gerilimlerin yoğunlaşması ya da yayılmasını önleyecek kalıcı bir anlaşma ile sonuçlanması çok önemlidir" dedi. Lipton, eğer bu sonuç sağlanamaz ve bir kilitlenme meydana gelirse, küresel ekonomide meydana gelecek bir "parçalanmanın" ekonominin yavaşlamasına yol açacağını söyledi.