"Eğitimde tümüyle sancısız bir değişim öngörüyoruz. Türkiye'de algısal olarak sık sık değişiklikler yapıldı ve bu çocukların huzursuz olmasına yol açtı. İstiyoruz ki önümüzdeki üç yıl içerisinde neyin hangi aşamada olacağı belli olsun. Net bir yol haritası olsun ve insanlar huzursuz olmasın istiyoruz. Biz yarım insan yetiştirmeyelim, tam insan olsun.
Sayın cumhurbaşkanımızın üzerinde durduğu konulardan biri de bu. Kısa bir çözümümüz yok ama iki senede üç senede varmak istediğimiz bir yer var. Yabancı dil meselesi sadece bir müfredat meselesi değil. Yabancı dil bir iletişim aracı. Bizim çocukları alsak Hollanda'ya Fransa'ya götürsek yabancı dil öğrenirler mi öğrenirler. Çocuklarda sıkıntı yok demek. Sistemde bir sıkıntı var. Bundan sonraki aşamada bizim temel hedefimiz sistem üzerinde yeni bir yapı kurmak.Amacı değiştiriyoruz. Ülke ölçeğinde 4 yıl içinde bütün yabancı dil öğretmenlerinin belli bir standarda gelmesi konusunda bir proje var. Yöntemlerde de bir değişiklik söz konusu.
Türkiye'nin yüzde 90'ı tarım toplumuyken yazın 3 aylık boşluğu bırakmışlar çünkü tarım yapılıyor. İş tersine dönmüş yüzde 80'i şehirleşmiş ama bu takvim yine aynı kalmış temel çıkmaz bu. Değişebilir. Şu anda 180 iş gününü hemen artırmak gibi bir derdimiz yok. Önce yapısal olarak bir iyileştirmeye gidelim. Ondan sonra orta vadede 180 iş günü Avrupa'daki gibi 200 gün olabilir.
Güncelleme Tarihi: 29 Ekim 2018, 02:07