Tekirdağ İsmail Fehmi Cumalıoğlu Şehir Hastanesinde görevli Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Ebru Gelgeç, salgının başladığı günden itibaren sağlık çalışanlarının özellikle yoğun bakım servisinde fedakarca görev yaptığını belirtti.
Yaklaşık 30 yıllık meslek hayatında ilk kez salgın yaşadığını anlatan Gelgeç, "Salgın Çin'de duyulmaya başladığı zaman ülkemize geleceğini ummuyorduk. Mart ve nisan aylarında yaşadığımız aslında tam anlamıyla salgın değilmiş. Biz asıl salgını eylül ve ekim ayından sonra gördük. Çok fazla hastaya bakmak zorunda kaldık. Hayatım boyunca unutmayacağım sevindirici anılar olduğu kadar üzücü anılarımız da oldu." dedi.
Gelgeç, salgın sürecinde baktığı hastaların annesi, babası, kardeşi ve teyzesi gibi olduğunu ifade etti.
Hastanede yakınları olan kişilerle aynı şeyleri hissettiklerini vurgulayan Gelgeç, "Yeri geldi evimize gidemedik, sonunda çok sevindiğimiz günler de oldu. Oturup ağladığımız zamanlar da oldu. 80-90 yaşında taburcu ettiğimiz hastalarımız vardı. Bunlar bizi hep ayakta tuttu." diye konuştu.
Gelgeç, insanları sağlığına kavuşturmanın paha biçilemez bir mutluluk olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bu süreçte gördük ki solunum cihazına bağlamadan hastaları ne kadar uzun süre hayatta tutabilirsek o kadar yüz güldürücü sonuçlar alıyoruz. Az önce bir hastamı solunum cihazından ayırdım. Hastanın yakınlarına bu haberi verirken yaşadığımız mutluluğu anlatmaya kelimeler yetmez. Nefes almakta zorlanmayı Allah düşmanıma vermesin."
Hastaların sağlığına kavuşması için ellerinden gelen tüm çabayı gösterdiklerini anlatan Gelgeç, şunları kaydetti:
"Bazen hastalarımız çok yoruluyor, 'hocam bizi uyutun' diyorlar. Biz hayatta tutmaya, solunum cihazına bağlamamaya çalışıyoruz ama mecbur kalıp da solunum cihazına bağladığımız hastalarımız da oluyor. Sağlık çalışanları olarak bizi en çok yoran şey hasta yakınlarına kötü haber vermek oluyor. Onun dışında mesleki yorgunluk dinlenerek geçiyor ama psikolojik yük çok daha ağır. İyileşip taburcu ettiğimiz hastaların bizi araması, onların seslerini duymak bizi çok mutlu ediyor."