Yayınlanan rapordan satırbaşları:
11 Mart 2020 tarihinde ilk ölümlü vakanın görülmesi ardından kurduğumuz Eskişehir Sağlık Emek ve Meslek Örgütleri Eşgüdüm oluşumunun salgın sürecine yönelik raporunun 3.sünü yayınlıyoruz.
Bu raporda da geçen 35 günlük sürenin değerlendirmesini yapacağız Eskişehir’de PCR test ile kesinleşmiş COVİD-19 vaka sayısı 500’ün üzerindedir.20’nin üzerinde ise ölüm vakası vardır.10 civarında hastamız yoğun bakımlarda cihaza bağlıdır.
Öğrendiğimiz kadarı ile 30 ‘u hekim olmak üzere 60 üzerinde sağlık emekçisi COVİD-19 hastalığı nedeniyle tedavi altındadır ve karantinaya alınmışlardır. Sağlık emekçileri arasında aslında test pozitifliğin yaygın olduğunu ve buna rağmen çalıştıklarını biliyoruz.
Önerimiz hastanelerde sağlık çalışanlarının hasta olduklarında veya kontrol muayeneleri ve test yaptırmak için “Sağlık Çalışanları Polikliniği” açılarak en kısa sürede sonuçlanmasını sağlayacak ve salgından hem kendilerinin hem de temas kurdukları kişi ve hastaları korumak açısından önemlidir.
Sonuçta sağlık çalışanlarının yüksek riski devam etmektedir.
Geçek COVİD-19 vaka sayısı; Sağlık Bakanlığı DSÖ’nün kodlama sistemi ısrarla kullanılmadığı için test sonucu negatif olup klinik, epidemiyolojik ve laboratuvar olarak COVİD tanısı konarak bu yönde tedavi edilenleri kapsamamaktadır. O yüzden gerçek sayılara sahip değiliz.
Oysa hastalığın gerçek bir sınıflandırma ile tasnif edilmesi hastalığın yaygınlığını, temaslıları göstermesi ve salgının kontrol altına alınması açısından son derce önemlidir.
Eskişehir’de salgın iyi yönetiliyor mu?
-Hep söylüyoruz, süreç şeffaf yönetilmeli, halk doğru bilgilendirilmeli ve güveni kazanılırsa mücadele daha kolay olur diye
-Bir ilçemizin kaymakamlığı tarafından halka mesaj ile “Kronik hastalığınız vardır sokağa çıkmayın “mesajı üzerine insanlar salgını düşünmeyi bırakıp ASM’lere hücum etmiş ve ne gibi bir kronik hastalığım varmış, bilgim olmadan ne yazdınız, bu bilgilerin kaymakamlıkta ne işi var diyerek hekimleri suçlamışlardır. Halka bilgi vermeyenler kişisel bilgilerin kaymakamlıklar tarafından nasıl edinildiğini açıklaması gerekir.
-Aynı kaymakamlık Hamamyolu caddesinde sağlık çalışanları vatandaşın rastgele ateşini ölçmekle görevlendirildiği görülmüştür. Böyle bir uygulamanın salgın yönetiminde yeri yoktur. Bu vatandaşı telaşlandırırken salgında en çok ihtiyaç duyulan sağlık çalışanlarının enerjisinin boş yere harcanması anlamına gelir. Bu bize salgın yönetiminin yetersiz organizasyonunu göstermesi açısından önemlidir. Salgını bürokratlar değil sağlıkçılar yönetmelidir.
-Salgın dönemi boyunca açık kalacak sağlık kurumlarından biriside eczanelerimizdir. Son bir kaç günde 5 eczacımızın hayatını kaybettiğini üzülerek öğreniyoruz. Eczanelere COVİD pozitif olduğu halde kendi reçetesini almaya gelen kişiler olduğu görülmüştür. Bu nedenle eczane çalışanları arasında da test yapılsa önemli oranda pozitif vaka saptanacağı olasıdır.
-Evde karantinaya alınan temaslı kişilere evden çıkmayın diyerek kontrolleri Aile Hekimlerine verilmektedir. Şu an 200 civarında evde takip olduğu için takipte zorlanmayabilirler ancak bu sayı binleri bulduğunda kontrolleri çok zor olacaktır. Evde takibe alınan bu kişilerin temaslı kişilere test yapılmamakta, eğer hasta olurlarsa sağlık müdürlüğünün aranması istenmektedir. Bir an önce evde karantinaya alınan COVİD temaslı kişilere testleri yapılmalı ve kesin izolasyonları sağlanmalıdır.
-Salgının kontrolü uzadıkça ötelenen basit! Sağlık problemleri ciddi sonuçlara neden olabilir. Nitekim acil servis hekimlerimizden hastaneler gelen ölü duhul dediğimiz hastane dışında ölmüş kişilerin kabullerinin görece arttığı yönünde ifadeleri olmuştur. Bunun anlamı şudur; Gerek hastanelerin gerekse yetkililerin sürekli açıklamaları sonucu halkta oluşan salgına yakalanmak kaygısı nedeniyle sağlık kuruluşlarına başvuruları çok azalmış, bazı ciddi olabilecek şikâyetlerde bile evde kalmayı tercih etmektedir. Bunu aşmanın yolu ilimizde bir hastanenin ki bunun OGÜ tıp Fakültesi hastanesi olması uygundur diğer hastalara bakacak şekilde organize edilmesidir. Hastane girişinde güçlü bir COVİD triaj(ayırırm) birimi kurularak kesin, şüpheli, olası vb. COVİD-19, hastalarını diğer hastanelere yönlendirmeli, hastalarımız gönül rahatlığı ile diğer sağlık sorunlarını çözebilmelidir.
-Gebelerin kaygı duymadan başvurabilecekleri, doğum yapabilecekleri hastane ortamları yaratılmalıdır. Gerekirse Doğum evi yeniden açılarak hizmete alınmalıdır.
-İlimizin iyi olduğu konu hastane çeşitliliği, kişi başına düşen yatak ve yoğun bakım yatak sayısının oranlarının iyi olması ve yeteli düzeyde solunum cihazına sahip olmamızdır. Ama onun ötesinde iyi yetişmiş güçlü ve güvenilir bir sağlık ordusunun varlığıdır.
-Diğer olumlu bir gelişme Eskişehir Büyükşehir belediyemizin sağlık çalışanları için kaldıkları misafirhanelerden çalıştıkları sağlık kurumlarına servis koyması olmuştur. Kendilerine teşekkür ediyoruz.
-Test pozitif çıkan, ancak hastalık belirtisi göstermeyen sağlık çalışanlarımızdan bazıları ailelerine bulaştırma riski nedeniyle evlerine gitmek istemektedirler. Bu durumda olan çalışanlarımız için konaklayabileceği yurt, otel, misafirhane ayarlanmasını talep ediyoruz. Sağlık müdürlüğü böyle bir liste oluşturabilir( test sonuçların ellerinde mevcut) veya çalışanlarımız bize ulaşarak bu taleplerini iletirlerse onlara konaklamaları konusunda gerekli mercilerle görüşerek yardımcı olacağız. Bu savaşta ön saflarda mücadele eden başta hekim meslektaşlarımız olmak üzere tüm sağlık çalışanları ve aileleri bizim için çok değerlidir.
İşyerlerinden izine çıkarılan ASM’lere giderek rapor almaya çalışıyor. Salgın açısından bulaşın yayılması için zemin hazırlarken, rapor taleplerinin karşılanması hukuki olarak gelecekte A.H’i zor durumda bırakacaktır. Ayrıca taleplerin reddinin de daha önce çok örneğini yaşadığımız şiddet olaylarına dönüşme riskini de beraberinde getirmektedir.
Bu bağlamda mecliste dün oy birliği ile kabul edilen Sağlıkta Şiddet Yasası” bizim açımızdan 17 Nisan yani yarın “Sağlıkta Şiddetle Mücadele Günü” öncesi moral vermiştir. Yasanın bütününü olumlamakla birlikte, veteriner hekimleri ve hastanede sağlıkçı olmayan çalışanları da kapsaması ve şiddete uğrayan kişinin iş kazası olarak kabul edilmesi taleplerimizin yer almasını da isterdik.
Veteriner hekimlerimiz için bir paragraf açmak istiyoruz;
Bu süreç bir kez daha göstermiştir ki veteriner hekimlerin sağlık sınıfı olmasına rağmen yöneticilerin zihinlerinde hala sağlık sınıfına girememesi gibi bir problemi vardır. Özellikle sağlık sınıfına az da olsa maddi iyileştirmelerin içerisine, hatta dün akşam mecliste kabul edilen sağlıkta şiddet yasasına dâhil edilmemesi bunun en güzel göstergesidir ve sahada mesai mevhumu gözetmeksizin çalışan, özellikle zoonotik hastalıklar konusunda toplum sağlığının sigortası olan veteriner hekimleri bu durum çok üzmektedir. Bir an önce merkezi hükümetin aklıselim şekilde veteriner hekimleri sağlık meslek grubu statüsünde değerlendirerek gerekli düzenlemeleri yapması gerekmektedir.
SAĞLIK EMEKÇİLERİNE ÖNERİMİZ PANDEMİDE ACİLİYET YOKTUR ÖNCE KENDİNİZİ KORUYUNUZ, HALKIMIZA ÖNERİMİZ MÜMKÜN OLDUĞUNCA İZOLE OLUNUZ VE TEMASTAN KAÇININIZ, ELLERİNİZİ YIKAYINIZ, MASKESİZ SOKAĞA ÇIKMAYINIZ.
Biz Eskişehir ilinde bulunan SAĞLIK EMEK VE MESLEK ÖRGÜTLERİ olarak halkımızın salgın riskine ciddiyetle yaklaşması gerektiğini söylerken tüm kamu otoritesi ile işbirliğine de hazır olduğumuzu bir kez daha beyan ederiz. Kamuoyuna duyurulur. Saygılarımızla
ESKİŞEHİR-BİLECİK TABİP ODASI
ESKİŞEHİR-KÜTAHYA-BİLECİK DİŞ HEKİMLERİ ODASI
ESKİŞEHİR-BİLECİK ECZACI ODASI
ESKİŞEHİR- BİLECİK VETERİNER HEKİMLER ODASI
ESKİŞEHİR SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI
