Cumhurbaşkanı Erdoğan, Çukurova Üniversitesi Kongre Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Adana Genişletilmiş İl Danışma Toplantısı'na katılarak partililere hitap etti.
Kürsüye gelişinde Adanalı merhum sanatçı Murat Göğebakan'ın "Uzun adam" adlı eserinin salonda çalınması üzerine Erdoğan, partililerden Göğebakan için Fatiha okumalarını istedi.
Konuşmasına tüm Adanalıları selamlayarak başlayan Erdoğan, "Bugün bir kez daha 'Allah'ına kurban Adana' diyorum. Şüheda yurdu Adana'da vatanımız, bayrağımız ve ezanımız için toprağa düşen aslanları rahmetle yad ediyorum." diye konuştu.
Yaklaşık 2,5 yıllık aranın ardından Adana'da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Erdoğan, "Maşallah bugün Adana bir başka güzel, bugün yine kabına sığmayan bir Adana var. Sevginiz, ahde vefanız, hayır dualarınız için her birinize şükranlarımı sunuyorum. Siz nasıl bizi yalnız bırakmıyorsanız biz de gece gündüz demeden sizin için, Adana'mızın huzuru, refahı, esenliği için çalışıyoruz. Adana gelişsin, Adana büyüsün, Adana kalkınsın, Adana'mız hak ettiği hizmetlere kavuşsun diye mücadele ediyoruz." dedi.
Bu amaçla son 19 yılda Adana'ya 50 milyar liralık yatırım yaptıklarını vurgulayan Erdoğan, sağlıktan eğitime, ulaştırmadan tarıma, sanayiden ticarete, gençlik ve spordan sosyal yardımlara kadar her alanda kentin yanında olduklarını ifade etti.
Adana'da eser ve hizmet siyasetlerinin nişanesi olan birçok yatırımı devreye almanın sevincini yaşadıklarını söyleyen Erdoğan, ilk olarak tamamlandığında Türkiye'nin en stratejik sanayi tesislerinden biri olacak Ceyhan Polipropilen Üretim Tesisi'nin temelini attıklarını belirtti.
Erdoğan, yatırım bedeli 1,7 milyar dolar olan bu tesisin 2024'te hizmete girdiğinde yıllık 450 bin ton üretim kapasitesiyle tek başına Türkiye'nin polipropilen ihtiyacının beşte birini karşılayacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bu tesis hem sanayimizi dışa bağımlılıktan büyük ölçüde kurtaracak hem de cari açığın azaltılmasına yıllık 250 milyon dolarlık katkı sunacak. Temel atma törenimizden hemen önce tesisle ilgili 6 farklı ülkeden kurumla yapılan iş birliği anlaşmalarının imza törenine de şahit olduk. Muhalefetin uluslararası yatırımcıları ürkütmek için adeta seferber olduğu bir dönemde atılan bu imzalar ülkemiz adına önemli birer kazanımdır. Bu yatırım, Türk ekonomisine duyulan güvenin güçlü bir işareti olmasının yanı sıra muhalefetin yalan, çarpıtma, korkutma üzerine kurulu propagandasının da hiçbir işe yaramadığının ispatıdır. CHP'nin başını çektiği sermaye ırkçısı ve yatırım düşmanı odaklara rağmen uluslararası yatırımcılar Türkiye'ye güveniyor, Türkiye'nin potansiyeline ve parlak geleceğine inanmayı sürdürüyor."
"Yatırımlar hiç hız kesmedi"
Küresel sermayenin Türkiye'ye yönelik ilgisinin ve yatırım iştahının salgın şartlarına rağmen arttığına işaret eden Erdoğan, "Küresel düzeyde yatırımların yüzde 35 azaldığı, birçok ülkenin ekonomide kontak kapattığı bir dönemde bizde yatırımlar hiç hız kesmedi. Uluslararası piyasalardaki sıkıntılı atmosfere rağmen ihracatta yıllık 212 milyar doların üzerine çıkmayı başardık. Bay Kemal, kıskanma, çalış senin de olur." diye konuştu.
Turizmde de farklı bir ivme yakalayarak geçen yılki kayıpların önemli bir bölümünü telafi ettiklerini söyleyen Erdoğan, "Uluslararası yatırımcılar gibi ülkemizdeki özel sektör firmalarının da sanayi ve üretim yatırımları artarak devam ediyor." dedi.
Erdoğan, bugün Adana Hacı Sabancı Organize Sanayi Bölgesinde resmi açılışını yaptıkları 26 fabrikanın üretime başladığına işaret ederek, "Akşam yalan, sabah yalan diyoruz ya Bay Kemal için. Ne dedi? 'Bir fabrika yaptınız mı?' dedi. Bay Kemal, bak bugün tam 26 fabrikanın resmi açılışını gerçekleştirdik." diye konuştu.
Bakanlıkların, Valiliğin ve diğer kurumların Adana'ya kazandırdığı kamu yatırımlarının resmi açılışlarını yaptıklarını hatırlatan Erdoğan, "Tek seferde toplam yatırım bedeli 4 milyar lirayı bulan eser, hizmet ve projeyi Adanalı kardeşlerimizin istifadesine sunduk. Ardından tarımı ve sanayisi yanında mutfağıyla da tüm dünyada meşhur olan Adana'mızın lezzet festivalinin açılış programına iştirak ettik, 5. Uluslararası Adana Lezzet Festivali'nde Adana'nın o eşsiz ve zengin yemek kültürünü bir kez daha yakından görme fırsatı bulduk." ifadelerini kullandı.
İl Danışma Toplantısı'nın ardından Çukurova Üniversitesine geçerek, üniversiteye kazandırılan yeni eserlerin açılışını yapacaklarını, sonrasında da gençlerle bir araya geleceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Gençlerimizle bir araya gelerek hem onları dinleyecek hem hasbihal edecek hem de gençlerimizin coşkusuna ortak olacağız. Adana'mızın güzelliğine, güzellik katacak tüm yatırımların şimdiden şehrimiz ve siz Adanalı kardeşlerimiz için hayırlı olmasını diliyorum. Bu eserlerin inşasına katkı sunan, destek veren, işçisinden, mühendisine, özel sektör kuruluşlarımızdan resmi kurumlarımıza kadar herkese şahsım ve milletim adına teşekkür ediyorum.
Kıymetli dava ve yol arkadaşlarım, AK Parti olarak Türk siyasetindeki 20'nci yılımızı Hükümette de 19'uncu yılımızı geride bıraktık. Kefenimizi giyerek çıktığımız bu kutlu yolda, tam 20 yıldır alnımız ak, başımız dik bir şekilde yürüyoruz. Türkiye'nin 81 vilayetinde, her bir ilçesinde, her bir mahallesinde, köyünde, yaylasında, eserlerimiz var, yatırımlarımız var. vatan toprağının 780 bin kilometrekaresinde 84 milyonun her biri için hayata geçirdiğimiz projelerimiz var, hizmetlerimiz var. Daha önemlisi Türkiye'nin geleceğine dair hayallerimiz, hedeflerimiz var."
"Siyaseti, millete ve memlekete hizmet kapısı olarak gören kadroyuz"
Halihazırda millete umut veren, gençlere umut aşılayan, ülkenin yarınlarına dair vizyonu olan yegane partinin AK Parti ve Cumhur İttifakı olduğunu vurgulayan Erdoğan, "AK Parti ve Cumhur İttifakı'nı diğerlerinden ayıran temel vasfı da budur. Biz, siyaseti muhalefet gibi ikbal kapısı olarak değil millete ve memlekete hizmet kapısı olarak gören, meseleye böyle yaklaşan bir kadroyuz." dedi.
Şair Erdem Bayazıt'ın "Sana, Bana, Vatanıma, Ülkemin İnsanlarına Dair" şiirinden bir mısra okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları belirtti:
"Kuruluşumuzdan itibaren daima milletimize karşı dürüst olduk, samimi olduk, hasbi ve harbi davrandık. Kürsülerde milletimize verdiğimiz sözleri, sorumluluk makamına gelince unutanlardan hiçbir zaman olmadık. Meydanlarda ne söylemişsek, millet yetki verince bahanelerin arkasına sığınmadan sözlerimizi hayata geçirmeye çalıştık. Kimseye iftira atmadık, kimseye kara çalmadık. AK Parti'nin AK siyasetine yalan lekesinin bulaşmasına izin vermedik. Muhalefet çamur siyasetiyle, yalan siyasetiyle, iftira siyasetiyle milleti ve gündemi meşgul ederken, biz hep yaptıklarımızdan ve yapacaklarımızdan bahsettik.
AK Parti, ilk günden itibaren icraatlarıyla milletimizin hayat standardını yükseltirken, dürüstlüğüyle, siyasetin kalitesini artırmıştır. Popülist söylemlere, özellikle tevessül etmeyerek, Türk siyasetine yeni bir eşik kazandırdık. Milletimizin siyaset kurumuna yeniden güvenmesinin arka planında AK Parti'nin sözünün eri bir parti olması vardır. Türk demokrasisi güçlenmişse vesayet, milli irade karşısında gerilemişse AK Parti'nin azimli mücadelesi sayesindedir."
"Ülkemizdeki büyük dönüşümden, muhalefetin de nasiplenmesini sağlayamadık"
AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak elde ettikleri başarılardan gurur duyduklarını belirten Erdoğan, "Cumhurla Cumhuriyeti buluşturduğumuz, devletle millet kucaklaşmasını yeniden sağladığımız için iftihar ediyoruz. Rabbimize, bizlere bu aziz millete hizmet etme şerefi bahşettiği için sonsuz hamdediyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 yılın muhasebesini yaptıklarında bir konuda başarısız kaldıklarını bildirerek, şunları kaydetti:
"20 yılın muhasebesini yaptığımızda maalesef bir konuda başarısız kaldığımızı görüyoruz. Evet, tüm çabalarımıza, tüm emeklerimize rağmen, ülkemizdeki bu büyük dönüşümden, muhalefetin de nasiplenmesini sağlayamadık. Dünyada taşlar yerinden oynarken, Türkiye'de statüko değişirken ne yazık ki muhalefet kendini güncellemeyi başaramadı. Türk siyaseti yeni bir yöne evrilmişken CHP'nin başını çektiği muhalefet, hala ideoloji, kimlikler ve korkular üzerine siyaset yapmayı tercih etti.
Muhalefet eski Türkiye'nin kötü alışkanlıklarından, eski Türkiye'de siyaset yapmanın konforundan kendisini bir türlü kurtaramadı. Muhalefetin nasıl derin bir siyasi bunalım yaşadığını, salgın döneminde bir kez daha gördük. Son bir asrın en büyük sağlık krizi karşısında ilk günden itibaren muhalefet partileri akla, bilime, gerçeğe uygun hiçbir politika geliştirmedi."
Muhalefetin salgın sürecinde tek bir teklif bile getirmediğini söyleyen Erdoğan, "Türkiye'nin bu salgın sürecini çok daha başarılı bir şekilde yönetmesini sağlayacak tek bir teklif dahi getirmediler, tam tersine öyle konularla gündeme geldiler ki hem kendilerini rezil ettiler hem de temsil ettikleri insanları gülünç duruma düşürdüler." dedi.