Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, yargının kriz sebebi olmaması gerektiğini söyledi.
Başı açık-kapalı ayrımının geçmişte kaldığına vurgu yapan Adalet Bakanı Gül, “Bunları hortlatmak, tekrar gündeme getirmek hele özgürlükçü ve demokratik bir toplumda asla kabul edilmeyecek hususlar. Bu tür gündemler artık geride kaldı” ifadelerini kullandı.
Hürriyet’e konuşan Bakan Gül, “Andımız kararının ardından bu mütalaa sizi endişelendirdi mi” sorusu üzerine Danıştay’ın ideolojik bir tutum içinde olmadığını belirterek, “Geçmişte yargısal aktivizm örneklerini çok gördük. Ben o düzeyde olmadığını düşünüyorum. Bu tür gündemler artık geride kaldı” dedi.
Hürriyet Ankara Bürosu’nun konuğu olan Gül, özetle şu mesajları verdi:
ESKİ TÜRKİYE FOTOĞRAFI
– “Türkiye’de özgürlükler anlamında çok önemli gelişmeler oldu. Artık bu eski Türkiye’nin fotoğrafı. Başı açık-başı örtük ayrımları geçmişte kaldı. Bunları hortlatmak, tekrar gündeme getirmek hele özgürlükçü ve demokratik bir toplumda asla kabul edilmeyecek hususlar. Hem Anayasa Mahkemesi’nin hem Türkiye’nin geldiği nokta, hem demokratik nokta itibarıyla bu tür gündemler artık geride kaldı.
KAŞIMANIN FAYDASI YOK
– Bunları tekrar kaşımanın kimseye faydası yok. Nitekim Danıştay’da bu konuda kararını özgürlükler ve temel haklar lehine vermiştir. Türkiye’de artık başörtüsünden dolayı okuyamayan yok. Daha fazla özgürlüğü nasıl artırırız, hakları her kesim ve herkes için nasıl artırırız, konuşmamız gerekir. Hele yargının özgürlük kısıtlamalarına elbette engel olması beklenir. Öyle de olacağını kararlarla görüyoruz.
YARGININ HAKEM ROLÜ
– Geçmişte de yüzde 50 oy alan bir partinin kapatılması davası, delillerin farklı şekillerde değerlendirilerek birtakım ideolojik yaklaşımlarla yargısal aktivizm örneklerini gördük. Ben şu anda o düzeyde olmadığını düşünüyorum. Daire karar verir, üst kurula gider Danıştay hukuk çerçevesinde karar verilir. Türk toplumunun beklentisi yargının hakem rolünü korumasıdır.
ARTIK GERİDE KALMALI
– Geçmiş örneklerde brifing alan, darbeye meşruiyet oluşturan bir kesimin yargısı anlamında arka bahçesi anlamında kötü örnekler oldu. Ama bizim buradaki temel yaklaşımımız artık bunların geride kalmasıdır. Elbette de yargının bağımsızlığını korumak, güçlendirmek hepimizin ortak görevi.
TEKRAR KRİZ SEBEBİ OLMAMALI
– Yargı tekrar bir tartışmanın, toplumsal meseleler kaşınarak, yeni birtakım krizlerin sebebi olmamalı. Bu yargısal aktivizmdir. Son tahlilde, ben Danıştay’da da diğer mahkemelerde de farklı bir ideolojik tutumdan ziyade demokratik, özgürlükçü, hukuka uygun sürecin olduğunu düşünüyorum.
DEMİRTAŞ KARARI ÇELİŞKİLİ
– AİHM diyor ki, Demirtaş’ın tutuklaması hukuka uygundur. Hukuka uygun gördüğünüz bir tutuklamaya sonra ‘Tutuklama siyasidir’ diyemezsiniz. Kendi içinde çelişiyor. Aklımıza ‘Acaba AİHM mi siyasi’ düşüncesi geliyor. Karar kendi mecrasında devam edecek, kesinleşmedi. Kişilerden dosyalardan bağımsız söylüyorum. Bu konuyla ilgili asla siyasal bir tutum içine girmez mahkemeler. Ama öyle yorumlanıyor, haksızlık yapılıyor.
HİÇBİR ÜLKE FETÖ’CÜ İADE ETMİYOR
– Hiçbir ülke, FETÖ’yü terör örgütü kabul edip iade talebimizi olumlu karşılamadı. Amerika, İngiltere, Almanya’dan FETÖ bağlamında bir iade olmadı. Görüşmeler sürüyor. Ben bütün muhataplarımdan talepte bulundum.
2 YIL ALTINA TUTUKLAMA YASAĞI
– Bakanlık Komisyonu’nca, adaletin tesisi, suçların önlenmesi anlamında çalışma yürütülüyor. Bazı suçların infaz süresinin çok uzun olduğu eleştirisi var. İki yılın altındaki suçlara tutuklama yasağı getirdik. Bazı suçlar açısından istisna getirilmesi masada. Çalışma, kadına ve çocuğa şiddet ve tecavüzde, uyuşturucu satıcıları konusunda infazın indirilmesi yönünde değil. Gerekirse cezayı ve infaz süresini artırırız.
– Adalet tecelli edince o gün kainattaki ağaçlar bile huzur içerisinde yapraklarını sallar. Herkes adaletin tecelli etmesini ister. Mesela ben, ‘Mor Beyin’le ilgili konuyu çözdüğümüz gün büyük huzur duydum. Dedim ki, bir kişi daha haksız yere içerde kalmadı. O gece rahat uyudum. Herkes FETÖ’cü olursa FETÖ’cü kalmaz. FETÖ’cüler aradan yırtar. Bu, FETÖ taktiği.
KAŞIKÇI GÜNDEMDEN DÜŞÜRÜLMEYECEK
– Cemal Kaşıkçı cinayeti, yaşam hakkının ihlaline dönük olarak belki yüzyıllarca konuşulacak bir olay. Türkiye bu işin üstünü asla örtmeyecek, örttürmeyecek ve gündemden düşürmeyecek. İddianamede hep beraber bu soruların cevabını göreceğiz.
HÂKİM YARDIMCISI
– Yargı Reformu Strateji Belgesi’ne son halini verip hükümetimizin yol haritası olarak kamuoyuna açıklayacağız. Hâkim-savcı yardımcılığından ümitliyiz. Sınava girip hâkim-savcı olacaklar. Kazanamadı, yardımcılığa devam edecek.