İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesindeki ilk duruşmada savunma yapan Kabaş, gazetecilik mesleği dışında bir eğitmen olduğunu, konferanslar verdiğini ve danışmanlık yaptığını söyledi.
Geçmişteki bir başka konuşmasının montajlanarak yayıldığını ve içeriğinin kasıtlı şekilde çarptırıldığını savunan Kabaş, "Cumhurbaşkanına hakaret etmedim, etmem, edilmesini de onaylamam. İktidarı gerekirse en ağır şekilde eleştiririm ve takdir edersiniz ki bunlar ifade özgürlüğü kapsamındadır ve bir gazetecinin görevidir." dedi.
Dava konusu sözlerine değinen Kabaş, malum atasözünü kendince yumuşatarak örnek verdiğini ifade etti.
"Hakaret kastım olsa sözün orijinalini kullanırdım." diyen Kabaş, "Uğur Dündar da tereddütsüz müdahale ederdi. İzleyicilerden de bu yorumuma ikaz, uyarı ya da eleştiri yapan olmadı. Hatta 6 gün boyunca RTÜK'den de ses çıkmadı. Nasıl bir suç işlemiş olabilirim ki 13 yıla yakın hapis yatmamı talep ediyorlar? Sözlerimde Erdoğan'ın ismini bile kullanmadım ama üzerine alındı. Bunların hepsi eleştiridir, hakaret olarak kabul edilemez. İddia edilen suçları kesinlikle kabul etmiyorum, beraatimi ve tahliyemi istiyorum." ifadelerini kullandı.
Söz alan müdahil Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatları Ferah Yıldız ve Ömer Faruk Karagüzel ile İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun avukatı Uğur Kızılca, Kabaş'tan şikayetçi olduklarını ve davaya "katılan" sıfatıyla kabul edilmelerini istedi.
Mahkeme, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Bakan Soylu'nun davaya "katılan" sıfatıyla kabullerine karar verdi.
Mahkeme hakimi, müşteki Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu adına Bakanlığa elektronik tebligat gönderildiğini bildirdi.
Esas hakkındaki görüşünü açıklayan cumhuriyet savcısı, sanığın "zincirleme şekilde Cumhurbaşkanına alenen hakaret" ve Süleyman Soylu'ya yönelik sözleri nedeniyle de "kamu görevlisine karşı sesli, yazılı ve görüntülü bir ileti ile hakaret" suçlarından 2 yıl 7 ay 15 günden 10 yıl 6 aya kadar hapsini istedi. Savcı ayrıca Kabaş'ın tutukluluğunun devamını talep etti.
Bakan Soylu'nun avukatı Kızılca, sanığın, eylemi nedeniyle müvekkiline hakaret ettiğini söyledi.
"Müvekkilimin kamuoyuna mal olmuş bir kişi olması, şeref ve itibarlarına saldırıya açık hale gelme sonucunu doğuramaz. Biz de müvekkilimin mağduriyetlerine ilişkin haklarımızı kullanacağız." şeklinde konuşan Kızılca, sanığın ilgili maddeler uyarınca cezalandırılmasını istedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı da sanığın üst sınırdan cezalandırılması talebinde bulundu.
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanık Kabaş'ın "Cumhurbaşkanı'na alenen hakaret" suçundan 2 yıl 4 ay hapisle cezalandırılmasına karar verdi.
Kabaş'ın tutuklulukta geçirdiği süre ve aldığı ceza miktarını göz önünde bulunduran heyet, sanığın tahliyesine hükmetti.
Verilen ceza ve tutuklulukta geçirdiği süreyi dikkate alarak Kabaş'ın tahliyesine karar veren mahkeme, herhangi bir adli kontrol şartı koymadı.
Mahkeme ayrıca sanığın bakanlar Soylu ve Karaismailoğlu'na yönelik sözlerinin "kamu görevlisine karşı hakaret" suçunun unsurlarını oluşturmadığı gerekçesiyle bu suçtan beraatini kararlaştırdı.
Güncelleme Tarihi: 11 Mart 2022, 15:52