Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hz. Mevlana'nın 745. Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Töreni'ne katıldı. Konya Büyükşehir Belediyesi Kongre ve Spor Merkezi’nde düzenlenen törende, Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasında Hazreti Mevlana’ya beka âlemine irtihalinin 745. yıl dönümünde Allah’tan rahmet temennisinde bulunarak, onun “gel” çağrısına uyarak, dünyanın ve Türkiye’nin farklı köşelerinden Konya’ya gelen misafirlere “hoş geldiniz” dedi.
“HER ŞEB-İ ARUS’TA HAZRETİ MEVLANA’NIN KUTLU MİRASININ İDRAKİNE VARIYORUZ”
Hazreti Mevlana’nın ölümü bir son değil, bir yeniden doğuş ve diriliş vesilesi olarak gördüğünü söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugünün onun için Hakk’ın rahmetine erilen bir kavuşma günü olduğunu ifade etti. O yüzden bu geceye “düğün gecesi” anlamında Şeb-i Arus dendiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her Şeb-i Arus’ta Hazreti Mevlana’nın geride bıraktığı o engin hazinenin, her bir kelimesi, her bir sayfası aşkla, samimiyetle yoğrulmuş o kutlu mirasın idrakine varıyoruz. Bu salonu lebalep dolduran Mevlana bendeleri başta olmak üzere, tüm vatandaşlarımın vuslat gecesi Şeb-i Arus’u mübarek olsun diyorum. ‘Selam vakti’ temasıyla düzenlenen bu seneki törenlerin, tıpkı Hazreti Pir’in buyurduğu gibi gönüllerdeki kiri gidereceğine, onun çağları aşan özgün mesajının layıkıyla anlaşılmasına vesile olacağına inanıyorum” şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hazreti Mevlana’nın 745 sene önce sonsuzluğun kapılarını aralayarak, dar’ül bekaya göç ettiğini, ancak, geride dünya var oldukça eskimeyecek, Hakk ve hakikat yolcularına rehberlik edecek bir meşale bıraktığını söyleyerek şöyle konuştu: “Hazreti Pir’in insanlığa en büyük hediyesi, sözlerini, mesajlarını ve öğütlerini bir gergef gibi dokuduğu Mesnevi’sidir. Mesnevi, hikmet ve hakikati mesel formunda, kıssa biçiminde anlatan, coğrafyamızın binlerce yıllık kültür hazinesini hikâyelerle geleceğe taşıyan bir bilgelikler kitabıdır.”
“İNSANİ HASLETLERİN HER GÜN BİRAZ DAHA ÖRSELENDİĞİ BİR DÖNEM YAŞIYORUZ”
Hazreti Mevlana’nın irfan ışığının daha kendisi hayattayken Endülüs’ten Uzak Asya’ya kadar dünyanın dört bir köşesine yayıldığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Moğol istilasının bütün İslam şehirlerini yakıp-yıktığı bir dönemde, Hazreti Mevlana’nın sözleri, sohbetleri ve meselleriyle karamsarlık dağlarını eriterek, bu toprakların yeniden dirilişine vesile olduğunu dile getirdi.
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri'ne tarih ve sosyal bilimler alanında Mehmet İpşirli, sinema alanında Türker İnanoğlu, müzik alanında Erol Sayan, sanat/fotoğraf alanında İzzet Keribar layık görüldü.
Kültür ve Sanat Politikaları Kurulu bu yılki vefa ödülünün ise Mehmet Akif Ersoy'a verilmesini kararlaştırdı. Kültür Sanat Vefa Ödülü'nü Mehmet Akif Ersoy adına Sema ... aldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Mehmet Akif Ersoy'un evinin müze haline getirileceğini söyleyerek şöyle konuştu:
"Sadece varisine vefa ödülü vereceğimiz merhum Mehmet Akif Ersoy'un fikir mirası bile bize yol açacak zenginliktedir. Devlet olarak merhum Akif’in mirasına sahip çıkmak için önemli bir adım atıyoruz. Mısır apartmanın dördüncü katındaki daireyi kamulaştırdı ve bu evi Mehmet Akif Ersoy müze evine çeviriyoruz.
Türkiye'nin yeni Mehmet Akifler'e, Tanpınarlar'a, Nazım Hikmetler'e ihtiyacı bulunuyor.
Üstadi azamlık görevi başladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan müzik alanında Erol Sayan'a ödül verirken şöyle söyledi:
"Çıraklık dönemi geride kaldı kalfalık dönemi geride kaldı ustalık dönemi geride kaldı. Şimdi üstadi azamlık görevi başladı."
Asırlık ekol: Mimar Sinan
"Mimar Sinan gibi kendi alanında asırlardır devam eden ekol olan mimarlar yetiştirmeliyiz. Mimar Sinan gibi kendi alanında asırlar süren ekoller oluşturacak mimarlar yetiştirmeliyiz. Ömrüne 800'e yakın bir proje sığdıran bir isim Sinan. Ve bunlar da öyle kaçak yapılar falan değil."
Kültür ve sanat vesayet kabul etmez
Kültür ve sanat adına emek veren insanlarla her fırsatta bir araya geldiklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Kültür ve sanat tabiatı gereği sivildir, özgürdür. Vesayet kabul etmeyecek bir karakterdir. Kültür ve sanat insanlarımızın katkısıyla yeni bir yükseliş dönemine gireceğiz. Her fırsatta kültür ve sanat insanlarımızla birlikte oluyoruz. Türkiye bir yandan geçmiş değerlerine sahip çıkarken diğer yandan bunların izinde yeni kültür insanlar yetiştirmeli. Mehmet Akif Ersoy'u bir kez daha rahmetle şükranla anıyoruz" ifadelerini kullandı.
Hazreti Mevlana’nın, karamsarlık bulutlarının ufukları kapladığı, Moğol istilasının medeniyetimizi tehdit ettiği bir dönemde yaşadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Tıpkı 7,5 asır önce olduğu gibi bugün de maalesef insanlık, çatışmanın, vahşetin ve doymak bilmeyen bir hırsın esiri durumundadır. İnsani hasletlerin her gün biraz daha örselendiği, değerler silsilesinde biraz daha gerilere itildiği bir dönem yaşıyoruz. İşte komşumuz Suriye’de yaklaşık sekiz yıldır devam eden zulüm her gün yeni canlar almaya devam ediyor. Bir milyon Müslümanın katledildiği Suriye’de, hâlâ Suriye’nin başındaki zat yerini korumanın mücadelesini veriyor, birileri de onun yerini korumasına destek veriyor. Yemen’de milyonlarca çocuk ihtiraslarının esiri olmuş Müslümanlar eliyle açlığa ve ölüme mahkûm ediliyor. Filistin’de işgal, Libya’da kaos, Somali’de açlık, Afganistan’da terör ve istikrarsızlık bir veba gibi gün geçtikçe yayılıyor.”
“MODERN DÖNEM HARAMİLERİ TÜM ÇİRKEFLİKLERİYLE HAYAT DAMARLARIMIZA HAMLE YAPIYOR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan. sözlerinin devamında asırlardır ilim âşıklarının mesken tutuğu İslam şehirlerine, bugün DEAŞ, PKK, FETÖ, Boko Haram, Eş-Şebab gibi proje örgütlerin musallat olduğuna dikkat çekerek, “Öldürmekten, katletmekten, yakıp-yıkmaktan başka hiçbir kutsalı olmayan bu modern dönem haramileri, tüm çirkeflikleriyle hayat damarlarımıza hamle yapıyor. Farklılıklarımızı kaşıyarak, meşrep ve mezheplerimiz üzerinden bizi birbirimize kırdırarak birileri şeytani düzenlerini idame ettirmeye çalışıyor. Müslümanlar kardeş kavgasına tutuşurken, çıkarlarına tapan menfaatperestler ceplerini doldurmanın, cirolarını şişirmenin, kârlarına kâr eklemenin mücadelesini veriyor” ifadelerini kullandı.
İnsanı insanın kurdu olarak gören anlayışın, insanlığın hem bugününü, hem de geleceğini tehdit ettiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanı düştüğü yerden kaldıracak, ruhundaki ağır yaraları iyileştirecek, ihtiraslarının esiri olmaktan kurtaracak yegâne yolun, eşrefi mahlûkat, yani yaratılmışların en şereflisi olmaya doğru yürünen yol olduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “İslam dünyası olarak içinden geçtiğimiz bu sancılı dönemde Hazreti Pir’in, insanı, ilahi aşkı, ahlak ve erdemi merkeze alan kutlu tavsiyelerine her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyuyoruz. Zira Mevlana’nın öğretisinin özü, eşyaya esir olmamak, insanı yüceltmek, çatışmayı değil dayanışmayı esas almaktır. Onun tavsiyesinin esası, kesrette vahdettir, yani çoklukta birlik. Bütün farklılıkları birlik içinde yaşatabilmeyi başarmaktır. Hacıbektaş-ı Veli’nin o veciz ifadesinden ilhamla; çare, kavga değil, bir olmak, iri olmak, diri olmak, kardeş olmaktır. Bunu başardığımızda kurulan tüm tuzakları bozacağımıza, İslam dünyasına giydirilmek istenen kefeni hep birlikte yırtıp atacağımıza inanıyorum.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gece vesilesiyle şehitlerimizi de rahmetle yâd ederek sözlerini şöyle tamamladı: “Yüzyıllardır Anadolu topraklarını nakış nakış dokuyan âlimlerimizi, ariflerimizi, manevi rehberlerimizi de tazimle anıyor, Allah hepsinden razı olsun diyorum.745. Şeb-i Arus’a emeği geçen kardeşlerimi tebrik ediyor, yapılan dua ve zikirlerin Hakk katında kabul olmasını diliyorum. Hazreti Mevlana’ya Rabbimden rahmet ve mağfiret niyaz ediyorum.”
Güncelleme Tarihi: 19 Aralık 2018, 16:42