Ekonomik ve sosyal sınır tanımayan kadına şiddet, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde üzerinde durulması gereken toplumsal bir sorun olmayı sürdürüyor.
Dünya Bankası, fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddeti, "hayatları boyunca her 3 kadın veya genç kızdan birini etkileyen küresel bir salgın" olarak nitelendiriyor.
Kadınların büyük bölümü, hangi gelir grubu, yaş ve eğitim seviyesinden olursa olsun en çok eşlerinin şiddetine maruz kalıyor. Bu oranın dünya genelinde yüzde 35 olduğu ifade ediliyor.
Yerkürede bir yabancının cinsel şiddetine uğrayan kadınların oranının da yüzde 7 olduğu belirtiliyor.
Kadın cinayetlerinin yüzde 38'i, eski ya da mevcut eşler tarafından işleniyor. Kadına şiddetin maliyetinin, bazı ülkelerde gayrisafi yurt içi hasılanın yüzde 3,7'sine tekabül ettiği, bunun birçok ülkenin eğitime harcadığı paranın 2 katından fazla olduğuna işaret ediliyor.
Şiddet uzun dönemde fiziksel, zihinsel ve duygusal sorunlara, hatta bazen intiharlara yol açıyor, aile içi şiddetin kurbanlarının üçte ikisini kadınlar oluşturuyor.
Kadına şiddetin önüne geçilememesinin gelecek nesillere faturasının da ağır olacağı ifade ediliyor. Çok sayıda araştırma, şiddetle büyüyen çocukların gelecekte şiddetin kurbanı ya da failleri olma ihtimalinin yükseldiğini gösteriyor.
Şiddet kurbanı kadın ve genç kızların sayılarının azaltılması, toplum temelli, çok yönlü ve farklı paydaşlarla sürdürülebilir iş birliğini gerektiriyor. En etkili girişimlerin, şiddetin cinsiyet rollerine ilişkin sosyal normlar ve kabullenme dahil altta yatan risk faktörlerini ele alanlar olduğu belirtiliyor.
Kadına şiddetin yaşı yok
Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği ve Kadının Güçlendirilmesi Birimine (UN Women) göre, daha çok genç kadınların karşı karşıya kaldığı yönündeki yaygın inanışın aksine mevcut veriler, fiziksel ve cinsel şiddetin, kadınları ileri yaşlarında da etkileyen bir sorun olduğunu doğruluyor.
Dünya çapında cinsel şiddetin neredeyse yüzde 50'sinin, 15 yaşından küçük genç kızları hedef aldığı, 64 milyondan fazla "çocuk gelin" olduğu ifade ediliyor.
Güney Asya'da 20 ila 24 yaşlarındaki kadınların yüzde 46'sı, Batı ve Orta Afrika'da yüzde 41'i, 18 yaşından önce evlendiğini söylüyor. Çocuk yaşta evlilik, yetişme çağındaki kızlar için hayati risk taşıyan istenmeyen gebeliklerle sonuçlanıyor. Gebelikle bağlantılı komplikasyonların, 15 ila 19 yaşlarındaki genç kızların başlıca ölüm nedeni olduğu biliniyor.
Eski ya da mevcut eşi tarafından uygulanan şiddet en yaygın Afrika ve Okyanusya'da
Birleşmiş Milletler İstatistik Bölümünün (UNSD) verilerine göre, gelişmekte olan ülkelerin yarısında eski ya da mevcut eşlerinin şiddetine maruz kalan kadınların oranı yüzde 30 iken, bu oranın gelişmiş ülkelerin yarısında da yüzde 20'ye çıkması dikkati çekiyor.
Kadına eski ya da mevcut eşi tarafından uygulanan şiddet en yaygın Afrika ve Okyanusya'da görülüyor. Afrika ülkelerinin dörtte birinde bu oran en az yüzde 50. Okyanusya'da ise birçok ülkede yüzde 60'ın üzerinde çıkıyor.
Kadınların hayatları boyunca psikolojik şiddete en fazla maruz kaldığı bölgeler, Latin Amerika, Karayipler ve Okyanusya olarak sıralanıyor. Gelişmiş ülkelerin yarısından fazlasında da psikolojik şiddete uğrayan kadınların oranı yüzde 40'ın üzerinde.
Kocanın eşine yönelik fiziki şiddetin daha çok Afrika, Asya ve Okyanusya'da kabul gördüğü, bu durumu kabullenme oranlarının, Latin Amerika, Karayipler ve gelişmiş ülkelerde daha düşük olduğu ifade ediliyor.
Kadına eski veya mevcut eşi tarafından uygulanan şiddet, Kuzey Amerika'da yüzde 7 ile 32 arasında değişirken, Latin Amerika'da yüzde 14 ila 38, Afrika'da yüzde 6 ila 64, Avrupa'da yüzde 13 ila 46, Asya'da yüzde 6 ila 67, Okyanusya'da yüzde 17 ila 68 oranlarına çıkıyor.
ABD, Çin ve Rusya BM'nin ulusal istatistiklerinin mevcut olmadığını bildirdiği ülkeler arasında
UN Women'ın Kadına Yönelik Şiddet Global Veri Tabanı'nda hayat boyu ya da son bir yılda eski ya da mevcut eşin veya bir yabancının fiziksel veya cinsel şiddeti başlıklarında resmi ulusal istatistiklerin bulunmadığı ülkeler arasında üç büyükler olarak anılan ABD, Çin ve Rusya'nın yer alması dikkati çekiyor.
ABD Adalet Bürosu İstatistiklerinin Ulusal Suç Mağduriyet Araştırması ise 2008 yılında eski ya da mevcut eş/erkek veya kız arkadaşın ölümle sonuçlanmayan şiddetinin (tecavüz/cinsel saldırı, hırsızlık, ağır ya da hafif saldırı) mağduru olan 12 yaş ve üstündeki kız çocuk ve kadınların sayısının 552 bin olduğunu ortaya koyuyor.
ABD'de Federal Soruşturma Bürosu tarafından yayınlanan suç verilerinin derlendiği Tekdüzen Suç Raporlama (UCR) programına göre de 2018 yılında polise yansıyan tecavüz vaka sayısı 127 bin 258 oldu.
Avrupa'da kadına eşi tarafından uygulanan şiddet Danimarka, Fransa ve İsveç'te yükselişte
UNSD'nin verilerine göre son bir yıl içinde eski ya da mevcut eşinin şiddetine maruz kalan kadınların oranının, refah seviyesi yüksek Danimarka, Fransa ve İsveç'te arttığı görülüyor.
Bu oranın Danimarka'da 2003'te yüzde 1 iken 2014'te yüzde 4'e, Fransa'da 2007'de yüzde 1 iken 2014'te yüzde 5'e, İsveç'te de 2012'de yüzde 2,2 iken 2014'te yüzde 5'e yükseldiği dikkati çekiyor.
Türkiye'de ise 2008'de yüzde 13,7 olan son bir yıl içinde eski ya da mevcut eşinin şiddetine maruz kalan kadınların oranının 2014'de yüzde 11 olduğu gözleniyor.
Polisten yardım istemek yerine ailelerine dert yanıyorlar, yasa koyan ülke sayısı 119
Veri elde edilen ülkelerin büyük bölümünde şiddet gören kadınların yüzde 40'ından azının yardım arayışına girdiğine, yardım isteyenlerin büyük bölümünün ise polis ve sağlık görevlileri yerine ailelerine ve dostlarına başvurduğuna işaret ediliyor. Polisten yardım isteyen kadınların oranı ise neredeyse tüm ülkelerde yüzde 10'un altında kalıyor.
Zira çok sayıda ülke, kadına fiziksel veya cinsel şiddet olaylarıyla ilgili verileri kayıt altına almıyor ya da bunları resmen paylaşmıyor. Uzmanlar, cinsel şiddete maruz kalan kadın ve genç kızların birçoğu bu durumu dile getiremediğinden gerçek tecavüz ve cinsel şiddet rakamlarının çok daha yüksek olduğunu düşünüyor.
Aile içi şiddet konusunda yasa koyan ülke sayısı 119 iken, cinsel şiddet konusunda 125, evlilik birliği içinde tecavüz konusunda ise 52 ülkede yasalar bulunuyor. Genel olarak "yetersiz ve tutarsız" olduğu ifade edilen bu kanunlar sistematik şekilde uygulanmıyor veya kadınların yararına yürütülmüyor.
Öte yandan 1995 yılından bu yana kadına şiddet konusunda geçerli veride önemli ölçüde artış gözlendiği, 102 ülkenin konu hakkında az bir kez kamuoyu araştırması yaptırdığı belirtiliyor.
İnsan kaçakçılığı kadınları modern zaman kölesi haline getiriyor
UN Women'ın 2000'li yıllarda çeşitli araştırmalardan derlediği verilere göre, insan kaçakçılığı, kadın ve genç kızları modern zaman kölesi haline getiriyor. Dünya çapında zorla çalıştırılan 20,9 milyon kişinin yüzde 55'ini, cinsel istismara uğrayan 4,5 milyon kişinin de yüzde 98'ini kadınlar oluşturuyor.
Tecavüz, çağın savaşlarının yaygın taktiği haline gelirken, Bosna Savaşı'nda (1992-1995) en iyi ihtimalle 20 bin ila 50 bin, Ruanda soykırımında 250 bin ila 500 bin, 9 yıldır süren Suriye iç savaşında da en az 13 bin kadının tecavüze uğradığı belirtiliyor.
Kadın ve genç kızlar iş yerlerinde ve okullarda da cinsel şiddete kurban oluyor
Kadınlar ve genç kızlar, iş yerlerinde ve okullarda da cinsel şiddete kurban oluyor. Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde kadınların yüzde 40 ila 50'si, iş yerlerinde cinsel içerikli teklif, fiziksel temas ve diğer taciz türleriyle karşılaştığını dile getiriyor.
ABD'de de devlet okullarında cinsel tacize uğrayan 12 ila 16 yaşlarındaki genç kızların oranının yüzde 83 olduğu ifade ediliyor.
Güncelleme Tarihi: 21 Aralık 2019, 12:20