Fuar İzmir'de gerçekleştirilen etkinlik kapsamında "Su Yönetiminde Liderlik ve Politikalar" temasıyla Başkanlar Zirvesi yapıldı.
Zirveye moderatörlük yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Türkiye'de son 60 yılda Marmara Denizinden daha büyük sulak alanın kuruduğunu, sağlıklı nehir ekosisteminin neredeyse hiç kalmadığını, yer altı sularının yüzlerce metre derinlere çekildiğini anlattı.
Türkiye'nin bereketli topraklarının kuraklık ve susuzlukla tanıştığını söyleyen Soyer, "Her yıl 'bu sene suyumuz yetecek mi' kaygısı taşımaya başladık. Bunun nedeni suyumuzun yarım asrı aşkın süredir yanlış yönetilmesi. İklim krizi, susuzluk tehlikesini büyütürken bu eskimiş politikanın terk edilmesi gerekirdi. Yazık ki eski politikanın açtığı fay hatlarını derinleştiren kararlar çoğalıyor." ifadelerini kullandı.
"Ankara'da suyumuzun yüzde 70'ini yüzde 15'lik bir azınlık kullanıyor"
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da zirvenin farkındalık yaratılması açısından önemli olduğunu belirterek, Türkiye'nin kuraklığa doğru gittiğini söyledi.
Özellikle Orta Anadolu'nun 20-25 yıl içinde çölleşeceğini kaydeden Yavaş, şöyle konuştu:
"Bunu görüyoruz ama hiçbir tedbir alınmıyor. Herkes suyu hoyratça kullanıyor. Şu anda Ankara'da o kadar çok hobi bahçesi var ki suyumuzun yüzde 70'ini yüzde 15'lik bir azınlık kullanıyor, serbest sulama yoluyla suyumuzu yok ediyor, toprakları kireçlendiriyor ve kullanılamaz hale getiriyor. Bu konulara ilişkin görüşlerimizi zaman zaman bakanlığa bildiriyoruz. Ancak Türkiye'nin yarısına yakınını yöneten belediye başkanları yan yana olarak bir manifesto hazırladık. Dünyaya bir çağrıda bulunacağız. İnşallah kulak verilir. İlk defa kaybetmeden tedbir alan bir yönetim var. İnşallah bunu başaracağız." diye konuştu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise su manifestosunda buluşan 11 büyükşehir belediye ve 11 il belediyesinin Türkiye nüfusunun yüzde 65'ini temsil ettiğini kaydetti.
İmamoğlu, su meselesinin geçici olmadığını ifade etti. Bu meselenin istendiğinde bir anda çözüm bulanabilecek bir mesele olmadığını dile getiren İmamoğlu, iklim değişikliği ve kuraklığın dünyada göç dalgasına yol açtığını anlattı.
Doğayla inatlaşılmaması gerektiğini kaydeden İmamoğlu, "Doğaya karşı hamlelerde bulunmak ciddi hasarlar yaratıyor." dedi.
Toplantıda Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak da birer konuşma yaptı.
Mazereti nedeniyle zirveye katılamayan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek ise video mesaj yolladı.
Manifestoda 5 ilkesel değişiklik ve 10 somut adım önerisi
Konuşmaların ardından 11 büyükşehir belediyesinin yanı sıra Kırşehir, Ardahan, Burdur, Çanakkale, Edirne, Kırklareli, Sinop, Artvin, Bilecik, Bolu ve Yalova belediye başkanlarının imzaladığı "Su Manifestosu" duyuruldu.
Manifestoda iklim krizinin su kaynakları üzerindeki etkilerini azaltarak kuraklıkla mücadelede başarılı olabilmek için su yönetiminde "katılımcı bir su yönetim modeli oluşturmak", "tüm kullanım alanlarında arzın değil talebin yönetilmesi", "su yatırımlarının havza ölçeğinde planlanması", "doğanın su döngüsünün korunması" ve "suyun ekosistem ve sektörler arası döngüsel kullanımı" başlıklarında 5 ilkesel değişikliğin yapılması gerektiği ifade edildi.
Ayrıca bu ilkeler doğrultusunda hemen atılması gereken 10 somut adım da manifestoda açıklandı.
Bu somut adımlar arasında tüm paydaşların mutabakatı alınarak hazırlanan bir Su Kanununun yürürlüğe konması, su havzası planlama ve uygulamalarında yerel yönetimlerin güçlü ve yetkili yapılar haline getirilmesi, su yatırımlarının havza ölçekli bütüncül planlarla uyumlu olarak su ve atık su master planlarına göre yapılması, Paris İklim Anlaşmasının ivedilikle onaylanması, İklim Değişikliği Kanunu Tasarısı üzerinde çalışmaların yoğunlaştırılması, Salda Gölü, Burdur Gölü, Tuz Gölü, Seyfe Gölü ve diğer sulak alanların tahribatının sonlandırılarak restore edilmesi ve doğal su döngülerinin korunması gibi maddeler öne çıktı.