Bartın Belediyesi önünde vatandaşlara hitap eden MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 31 Mart'taki yerel seçimlerde partisine oy vererek belediye başkan adaylarını destekleyenlere teşekkür etti.
Bahçeli, Bartın'da emanetin ehlinde olduğunu belirterek, "Tereddütsüz söylüyorum ki emniyettedir, emanete leke sürdürülmeyecektir. Bartın'ın huzur ve güvenliği, birlik ve kardeşliği muhafaza edilecektir." diye konuştu.
Devlet Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığını, geleceğini ve sınırlarını hayati derecede etkileyecek beka sorunları olduğunu dile getirerek şöyle devam etti:
"Beka sorununu ihmal edenler, inkar edenler, yok sayanlar, 'nereden çıktı bu beka' diye fitne yayanlar çarpık siyasetin çelimsiz ve çıkarcı mensuplarıdır. Bunlar, milletimizin bin yıllık kardeşliğini ve milli kimliğini aşındırıp yıkıma götürecek risk ve tehditleri perdeleyen gafillerdir. Bunlar, Türkiye'nin hükümranlık gücünü kaybettirecek, milli devleti ortadan kaldıracak stratejik çözülme ve siyasal dağılma tehlikesine gözlerini yuman, kulaklarını tıkayan köksüzlerdir. Türkiye ayrışmış, bölünmüş, umurlarında değildir. Milletimizi koruyacak güvenlik duvarları tahrip oldukça, tutarsızlık, teslimiyetçilik, tavizkarlık tahkim oldukça, şer ortaklıkları, hakaret ve hıyanet ittifakları, iş birlikçi cepheler takviye oldukça zillet çamurunda çırpınanların yüzüne kan gelmektedir."
"PKK, dirliğimize, birliğimize, beraberliğimize suikast düzenlemektedir"
Türkiye'nin zora girmesini isteyenlerin, zayıf ve yorgun düşmesini gözleyenlerin şu günlerde yoğun mesai içinde bulunduğuna işaret eden Bahçeli, ülkenin bir yanda özellikle FETÖ ve PKK'yı kapsamına alan terörle mücadele sürecinin içindeyken diğer yanda ekonomik saldırılara göğüs germe çabası verildiğini belirtti.
"Bir yanda CHP'nin, HDP'nin, İP'in aldatma kampanyaları ve yalan rüzgarlarıyla uğraşıyoruz, diğer yanda ABD ve AB'nin yaptırım tehditlerine cesaretle direniyoruz." diyen Bahçeli, şunları söyledi:
"Hemen hemen her gün şehit veriyoruz. Al bayrağa sarılı şehit naaşları omuzlarda taşınarak vatan topraklarına emanet ediliyor. Gelen kara haberler milletimizin yüreğini kavuruyor, hepimizi kedere boğuyor. Teröristler sınır içinde saldırıyor, sınır ötesinde saldırıyor. Geçen pazartesi günü Tunceli'nin Ovacık ilçesinde PKK'lı teröristlerin araziye yerleştirdikleri patlayıcıların infilakı sonucunda 8 yaşında Ayaz Güloğlu ile kardeşi 4 yaşındaki Nupelda Güloğlu hayata veda etmişlerdir. Bölücü terör örgütü çocuklara kast etmektedir. PKK, yöre insanımızın can düşmanıdır. Dirliğimize, birliğimize, beraberliğimize suikast düzenlemektedir.
Şu rezilliğe bakınız ki Tunceli'nin Komünist Belediye Başkanı'ndan PKK'ya tepki gelmemiştir. HDP'nin PKK'ya en küçük itirazı da duyulmamıştır. Terörle arasına mesafe koymayan çürümüşlerin niyetleri bellidir. Askerlerimiz şehit edilirken, yavrularımız hayattan kopartılırken sessiz kalanlar, saman altından su yürütenler, üç maymunu oynayanlar hem bu dünyada hem de ilahi adalet karşısında hesap verecek rezillerdir. Allah'ın izniyle teröristler döktükleri kanlarda boğulacaklardır. Türkiye buna muktedirdir, gücü yetecektir. Ülkemiz terör sorununun üstesinden mutlaka gelmelidir, hükümete konuyla ilgili desteğimiz tamdır. Terör örgütlerine hayat ve varlık hakkı tanınmamalıdır. Terörün kökünün kazınması için hangi fedakarlık gerekiyorsa seve seve yapılmalıdır."
"Partimizi Kürt karşıtı gibi sunmak ecdada hakarettir"
Devlet Bahçeli, Kürt kökenli vatandaşların terör örgütüyle en küçük bağ ve bağlantısının olmadığını, aksini ima etmenin bile büyük bir suç ve bühtan sayıldığını belirterek, "Kürt kökenli kardeşlerim bin yıllık vakarın ve aziz millet varlığının eşsiz ve yeri dolmaz mensuplarıdır. MHP ile Kürt kökenli vatandaşlar arasında sorun varmış gibi yaygara çıkaranlar maksatlı, marazi, müfsittir." ifadesini kullandı.
Partisinin, Kürt halkına karşı ihtilafı olduğu yönünde algı oluşturmaya çalışanların bulunduğunu ifade eden Bahçeli, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin bir dönemini karanlığa iten, doğuda başka batıda başka, güneyde başka kuzeyde başka konuşan Serok Ahmet'in partimize yönelik kendisi gibi düşük profilli ithamları aynen şahsına dönmüştür. Sabık Başbakan geçtiğimiz günlerde demiş ki 'MHP ile ittifakta Kürt oylarını kaybetme ihtimalimiz olduğu için Meclis'teki çoğunluğu kaybedeceğimizi Cumhurbaşkanına ilettim.' Bu dil bölücü bir dildir, bu ağız hayasızdır, hasmanedir, hezeyan içindedir. Bu üslup bozguncu ve buruşuk bir üsluptur. Türkiye'nin stratejik çukurda boğulması için varını yoğunu ortaya koyan bir şahsın Cumhur İttifakı'nı dinamitleme çabası ahlaksız bir tertip, akılsız bir teşebbüstür. Milliyetçi Hareket Partisi'nin Kürtlerle ihtilafı varmış gibi değerlendirmelerde bulunmak, partimizi Kürt karşıtı gibi sunmak tarihe, ecdada, vatana, millete çok ağır hakaret ve hıyanettir.
Serok seviyesizdir, kötürümdür, nifak aşılamakla meşguldür. Bir zamanlar Kobani'yi selamlayan, PKK'ya, PYD'ye zeytin dalı uzatan Serok hangi yüzle konuşmaktadır? Bu ne cüret, bu ne cesarettir? Türkiye'nin başına onca belayı saran, dış politikada felaketten felakete savrulan, ucuz ve temelsiz siyasetle ülkemizi uçurumun kenarına kadar sürükleyen bu şahıs kime ne anlatmaktadır? Serok ve iş birlikçi çevreler, Cumhur İttifakı'ndan rahatsız olan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne kulp takmak için ortam ve durum kollayan zavallılardır. Türk milleti bunları çok iyi tanımaktadır."
"Varsın alayı üstümüze gelsinler"
Devlet Bahçeli, Cumhur İttifakı'nın iradesini muhafaza edeceğini ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ülkeyi parlak bir geleceğe taşıyacağını vurgulayarak, "Türkiye tıpkı Serok'tan kurtulduğu gibi artık ağırlıklarından da kurtulacaktır. 2023 hedeflerine mutlaka ulaşılacaktır." dedi.
Bahçeli, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin önünü kesmeye, ömründen çalmaya heves edenler bunun bedelini ödeyeceklerdir. AB ülkemize yaptırım uygulayacakmış, ABD ülkemizi F-35 programından çıkaracakmış, ne gam ne tasa. Varsın alayı üstümüze gelsinler. Varsın hepsi birden yaptırım kozlarıyla avunsunlar ancak şunu bilsinler ki Türkiye'yi teslim alamazlar, bağımsızlığına gölge düşüremezler, tarihi yürüyüşüne set çekemezler. Türk milleti büyüktür. Türkiye güçlü bir devlettir. Her zorluğun üstesinden gelinecektir. Milli birlik ve beraberliğimiz yaşadığı müddetçe hiçbir engel bizi durduramayacaktır. Hiç kimseye eyvallahımız yoktur. Unutmayınız, yoksulluk giderilir, yolsuzluklar önlenir. Yağmacıdan hesap sorulur. Mesele yalnızca az kazandım, çok yedim meselesi değildir. Mesele yalnızca aç kaldım, tok gezdim meselesi de değildir. Bunlar inşallah çözülecektir. Sorunlar bitirilecektir.
İman varsa imkan her zaman olacaktır. Muzaffer bir mazinin, muhteşem bir istikbalin moral ve motivasyon kaynağı olduğu asla ihmal edilmemelidir ancak vatan elden giderse, bekamız imha edilirse, bunun dönüşü yoktur. Millet bölünürse bunun tamiri mümkün değildir. Türkiye, 2023'e kadar her alanda seferberlik ruhuyla reformları hayata geçirmelidir. Sosyal ve ekonomik rahatlama, demokratik normalleşme mutlaka sağlanmalıdır. Terörün beli kırılmalıdır. FETÖ'nün bütün uzantı ve kalıntıları tasfiye edilmelidir. Türkiye 2023'e yeni bir ruhla, yeni bir sevdayla, yeni bir heyecanla ulaşmalıdır. Başarmak zorundayız. Ülkemizi muasır medeniyetler seviyesine çıkarmakla görevli ve mükellefiz. Bu güç bizde vardır, bu kabiliyet bizde vardır, bu duruş bizde vardır, bu cesaret ve inanmışlık fazlasıyla mevcuttur."
Güncelleme Tarihi: 20 Temmuz 2019, 18:42