İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, AFAD Başkanlığı Kongre Salonu'nda Türkiye Afet Risklerinin Azaltılması Platformu'nun "Afet Risklerini Anlamak" konulu açılış toplantısında konuştu.
İçinde bulunulan haftayı afetlere hazırlık haftası olarak ilan ettiklerini hatırlatan Soylu, "Biz hem depremin hem de diğer afetlerin etkisi altında kalan bir coğrafyada yaşıyoruz. Bu coğrafyayı değiştirmemiz mümkün değil, yapmamız gereken buna karşı tedbir almaktır." diye konuştu.
Soylu, tüm kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşlarının elini taşın altına nasıl sokabileceklerinin değerlendirilmesi, yükü ortak paylaşıp ortak adım atılması gerektiğini belirterek, bunun tek başına AFAD tarafından yapılabilecek bir iş olmadığını söyledi.
17 Ağustos depreminin bir milat olduğunu belirten Soylu, ondan sonra atılan adımların, meseleye bakış açısının çok farklı olduğunu, bunun da uluslararası alanda fark ve takip edildiğini söyledi.
İl Afet Risk Azaltma Planlarının ilkini, Kahramanmaraş'ta bitirdikleri bilgisini paylaşan Soylu, "2021'in Aralık ayına kadar Allah nasip ederse 81 ilimizdeki İl Afet Risk Azaltma Planlarını tamamlayacağız." dedi.
"AFAD'ın tüm imkanlarını açıyoruz"
Türkiye'de meydana gelen büyük, küçük tüm afetlerde olay yerine gittiğini ifade eden Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Hem vatandaşımızın yanında olduğumuzu ifade edebilmek, zor gününde onunla birlikte olduğumuzu belirtebilmek, bir de öğrenmek için. Olayların yönetimini, ne yapılması lazım geldiğini, önceden ne yapılması lazım geldiğini, afet anında ne yapılması lazım geldiğini, afet sonrası hangi adımların atılmasının lazım geldiğini bir kez daha orada anlayabilmek, deneyimleyebilmek için bunların her birine gidiyoruz. Bunların her biri büyük bir tecrübe."
17 Ağustos kadar Van depreminin de bir milat olduğunu vurgulayan Soylu, Van depreminin ardından devletin topyekün bir seferberlik içerisine girdiğini ve kentin kısa sürede imar ve inşa edildiğini dile getirdi.
AFAD bünyesi altında yapılan akreditasyon çalışmaları hakkında da bilgi veren Bakan Soylu, AKUT, Jandarma Arama ve Kurtarma ile İHH'ya akreditasyon belgeleri verdiklerini belirterek, "Onlara AFAD'ın tüm imkanlarını açıyoruz, (akreditasyon) vereceğimiz tüm kurumlara da AFAD'ın tüm imkanlarını açıyoruz." ifadesini kullandı.
"Bizim yaşadıklarımızı onlar yaşamasınlar"
Bu coğrafyada her şeyi gördüklerini bildiren Soylu, şöyle devam etti:
"Bana hep söylerler, kamunun genel aklıdır. 'Olay olsun biraz suhulete ersin, suhulete erdikten sonra oraya gitmek lazım. Reaksiyon görmeyin, kameralar karşısında vatandaş ile ters bir duruma düşmeyin'. Varsın düşelim. Devlet ilk saniye itibarıyla orda olmazsa o devlet ne işe yarar. Vatandaş söz söyleyecekmiş, söylesin. O kadar sıkıntıyı çekmişse, orada eğer içini boşaltması gerekiyorsa, eğer tedbiri gerektiren önemli bir şey söyleyecekse elbette ki söyleyebilir. Ama devletin yetkilileri olay anında oraya gitmez ise kritik müdahaleyi ve olayın yönetimini elinden kaçırmış demektir."
Afetlerle ilgili atılacak her adımın gelecek nesilleri rahatlatacağını ifade eden Soylu, "Bizim yaşadıklarımızı onlar yaşamasınlar." dedi.
Afet tecrübelerini yaşamayanların adımları teorik olarak atabileceğini anlatan Süleyman Soylu, afet tecrübeleri yaşayan bu neslin ise daha iyi sistemler kurabileceğini söyledi.
Afetlerle mücadele konusunda yapılan bazı açıklamalara dikkati çeken Soylu, olumsuz değerlendirmelerden kaçmalarının mümkün olmadığını belirtti. Soylu, "Tamamen popüler bir kültürün parçası olmak, televizyonda biraz daha reyting alabilmek gayesiyle bunu gerçekleştirebilmeyi ben doğru bulmuyorum, yanlış buluyorum." diye konuştu.
"AYDES'te 1 Ocak 2020'den itibaren 2 bin 118 olay kayıtlı"
Afet yönetiminin tüm aşamalarını elektronik ortamda takip edip, yönetebilmesine imkan sağlayan ve coğrafi bilgi sistemi tabanlı bir karar destek sistemi olan Afet Yönetim ve Karar Destek Sistemi (AYDES) hakkında da bilgi veren Bakan Soylu, şunları söyledi:
"AFAD Başkanlığımızın AYDES sisteminde, 1 Ocak 2020'den itibaren 2 bin 118 olay kayıtlıdır. Bu olaylara 8 bin 412 toplam personelle müdahale edilmiştir. Kayıtlarımıza göre yılbaşından beri yaşadığımız ve müdahale ettiğimiz bu olaylarda, 228 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 2 bin 190 vatandaşımız ise afet alanından, kah enkazdan kah çığ altından kah başka bir göçük altından sağ olarak kurtarılmıştır.
Hafta içi bir konuşmamda da ifade etmeye çalıştım, bir yerin afet tehlikesi barındırması başka bir şeydir, içerdiği afet risk durumu başka bir şeydir. Yani bir yerden fay hatları geçiyor olabilir, bu durum afet tehlikesinin yüksekliği demektir, ama eğer siz orada sağlam yapılar kurarsanız, yerleşiminizi, bina stokunuzu afete hazır hale getirirseniz, o zaman afet risk durumunuz yüksek olmayacaktır."
"Platformun temel fonksiyonu, neyi nasıl yapılacağının yolunu göstermenizdir"
2019 yılını ve devamını afetlere hazırlık yılı olarak ilan etmelerinin, bu kapsamda değişik düzeylerde 450 toplantı yapmalarının temel mantığının afet riskini azaltmak olduğunu vurgulayan İçişleri Bakanı Soylu, şu değerlendirmede bulundu:
"Şehit kanlarıyla sulayarak kendimize vatan edindiğimiz bu ülkeyi, deprem oluyor, heyelan geliyor diye terk edemeyeceğimize göre, bu toprağın kurallarına göre yaşamak durumundayız.
Ev yapacaksak çimentosunu, kumunu, temelini ona göre, yol yapacaksak ona göre, fay hattı mı geçer, sel mi olur, heyelan mı olur, gereği her neyse, binayı ona göre yapmayı, neredeyse bir doğal refleks haline getirmemiz lazım.
Elbette ki sadece 'şunu, şunu yapmamız lazım' demek yeterli değil. Topluma neyi yapmasını söylerken, hep birlikte nasıl yapabileceğini de söyleyebilmek lazım. İşte burada bir araya gelen insanların, sizlerin, Türkiye Afet Risklerini Azaltma Platformu'nun temel fonksiyonu, tecrübelerinizle, bilgi birikiminizle neyi nasıl yapılacağının yolunu göstermenizdir."