“Ne yapmalıydık?” diye soran Süleyman Soylu, “Suriyelileri orada bıraksaydık da varil bombaları altında çocuklar ölse miydi?” tepkisini gösterdi.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk ile Kızılcahamam Eliz Otel'de "Yurt Dışı Bursiyerler Vizyon ve Farkındalık Eğitimleri" toplantısına katılan Soylu, gündeme ilişkin dikkat çeken açıklamalar yaptı.

"Türkiye'nin ayağının tökezlemesini bekliyorlar"

Soylu, bazı ülkelerin Türkiye'nin ayağının tökezlemesini beklediğini, bu ülkelerin böyle bir durumda Türkiye'nin üzerine kapaklanmak isteyeceğini belirtti. ‘Akıncı’lara benzettiği öğrencilere gittikleri ülkelerde Türkiye'nin hassasiyetlerini unutmamalarını söyleyen Soylu, kendilerinin de Türkiye'nin önündeki taşları temizlemeye ve bölgeye huzuru getirmeye çalıştıklarını savundu.

10-11 bin dolara çıktık, şımarmadık"

Soylu, Türkiye'nin huzurlu ve istikrarlı olması durumunda, bölgenin de huzurlu, istikrarlı ve büyük olacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:  Gittiğiniz ülkelerdeki tüm yöneticiler dünyadaki yoksulluklara sırtını dönen insanlardır. Biz 2 bin dolardan 10-11 bin dolara çıktık, şımarmadık. 400 yıllık komşularımızı bırakmadık. Suriyeli kardeşlerimize sırtımızı dönmedik, hala dönmüyoruz. İdlib'den son bir ayda 300 bini aşkın insan bomba ve varil bombalarıyla yerinden edildi. Şu anda AFAD'ımızdan ve Kızılayımıza, tüm yardım derneklerimizden devletimizin tüm anlayışlarına ve belediyelerimize kadar herkes orada o insanların ve çocukların çıplak ayaklarının ayakkabıyla, çorapla buluşması ve rahat bir yerde kafalarını yastığa koyabilmeleri için çaba sarf ediyor.

“Kendi medeniyetimizi parayla değiştirmeyiz” 

Soylu, konuşmasının devamında şunları kaydetti: Biz Avrupa ve Batı değiliz. Kendi medeniyetimizi parayla değiştirmeyiz, zenginlikle şımarmayız. Onun için dünyaya söyleyecek sözümüz var. Ne yapmalıydık, Suriyelileri orada bıraksaydık da varil bombaları altında çocuklar ölse miydi? Daha geçen gün 8 kişi, 7'sini de bulamadık, Ege Denizi'nde Fethiye açıklarında battılar ve öldüler. Siz evlat değil misiniz, biz evlat değil miyiz? Hangi anne ve baba çocuğunu meçhule götürür? Bana biri bunu söylesin. Bir anne, binlerce kilometreden Van ve Ağrı sınırına gelsin de 8 metre karın altında çocuğuyla beraber can versin, bunu bilen anlatsın. Bizim Batı'dan farkımız bu. Biz vicdanını parayla satmış bir millet değiliz.