Eskişehirspor’un 21 yaşındaki futbolcusu Berkay Tanır samimi açıklamalarda bulundu. Avusturya’da Eskişehirspor maçlarını izleyerek büyüdüğünü söyleyen Berkay, “Eskişehirspor’da oynamayı çok istiyordum, Eskişehirspor formasını giyerek hayalimi gerçekleştirdim” dedi.

1999 yılında Avusturya’da doğduğunu ve Eskişehirli bir ailenin çocuğu olduğunu söyleyen Berkay Tanır, “Türklerin yoğun olduğu bir kentte futbol oynayarak büyüdüm. 7 yaşında babam beni bir amatör takıma götürdü. Avusturya’da akademi takımları U8’den itibaren başlıyor. Yetenekli oyuncular 12 yaşına kadar seçme maçlarında forma giyiyorlar. 12 yaşına geldiğimde seçme maçlarından birinde St. Pölten takımının yetkilileri beni beğendi. 18 yaşıma kadar St. Pölten’in rezerv takımında forma giydim. Eskişehirli bir ailenin çocuğu olduğum için Eskişehirspor’u yakından takip ediyordum. Eskişehirspor, Süper Lig’de fırtınalar estiriyordu. Dede, Kamara, Funes Mori gibi oyuncuları hayranlıkla takip ediyordum. Avusturya’da bütün arkadaşlarım benim Eskişehirspor’u tuttuğumu biliyordu” dedi. 

Eskişehir’e her yaz döneminde ailesi ile tatil yapmaya geldiğini belirten genç oyuncu, “Henüz 18 yaşına girmemiştim. Bir seferinde seçmelere katıldım. Beğendiler. Ancak 18 yaşından küçük olduğum için Avusturya’daki kulübümden lisansım alınamıyordu. 18 yaşına girdiğimde ise kulübe transfer yasağı gelmişti. Gençlerbirliği’nden teklif geldi ve ben de Ankara’ya gittim. 1,5 yıl Gençlerbirliği’nde forma giydim. Sonra Eskişehirspor alt yapısında transfer yasağının açıldığının haberi geldi. Gençlerbirliği’nden affımı istedim ve ayrıldım. Eskişehirspor’da oynamayı çok istiyordum. A takımda direkt oynayamayacağımı biliyordum. Altyapıda 6 ay forma giydim sonra A takıma çıktım. İlk olarak Mustafa Özer hocamız zamanında Eskişehirspor forması giydim. İlk maçım mağlup olduğumuz Adana Demirspor maçıydı. Maçta kendimi çok garip hissetmişim. Eskişehirspor formasıyla maça çıkmak benim için bir hayaldi. Hayalimi gerçekleştirdiğim için çok mutlu olmuştum” dedi.

Henüz Eskişehirspor taraftarının önünde maça çıkamadığı için üzgün olduğunu ifade eden 21 yaşındaki oyuncu, “İnşallah pandemi bir an evvel sona erer ve taraftarımızın önünde bir maça çıkarım. Eskişehirspor formasıyla Süper Lig’de oynamayı gerçekten çok istiyorum. Uzun yıllar bu formayı giymek istiyorum. Olacaksa da bir gün Eskişehirspor’a para kazandırarak Avrupa’ya transfer olmak isterim. Avrupa’da forma giymeyi her futbolcu ister. Ben de arzu ediyorum” dedi.

Cengiz hoca ile kısa bir süredir çalıştıklarını belirten Berkay, “Bizden istediği her şeyi sahaya yansıtmaya çalışıyoruz. Deneyimli bir hoca. Antrenmanlar yoğun tempoda ve zevkli geçiyor. Tecrübeli. Onunla birlikte ilk galibiyetimizi aldık. İnşallah yeni galibiyetleri de kendisi ile alırız” dedi.

Arkadaş ortamında sessiz ve sakin birisi olarak tanıdığı söyleyen Berkay, “Takım içerisinde bütün arkadaşlarımla aram çok iyidir. Ama Mevlüt Çelik benim için başkadır. En çok onunla vakit geçiriyorum. A takıma çıktığımda ilk Mevlüt gelmişti yanıma. O gün bugündür çok iyi arkadaşım” dedi.

Sosyal medyada hakkında yazılanlara ister istemez baktığını dile getiren Berkay, “Olumlu eleştiriler de var, olumsuzlar da. 34 maç üst üste kazanamamıştık. O zamanlar biraz sert yorumlar oluyordu. Biz profesyonel oyuncularız. Etkilenmeme çalışıyoruz. En çok şaşırdığım, bir tane taraftarımız, ‘Berkay Gençlerbirliği’nden neden gönderildi, oturup bir düşünmesi lazım’ yazmış. Benim Eskişehirspor sevdam ağır bastığı için ben kendi talebimle ayrıldım. Gençlerbirliği’ndeki hocalarıma da teşekkür ederim. Hepsinin üzerimde emeği var ama ben hep Eskişehirspor’u hayal ettim. Taraftarımız bunu bilmediği için o şekilde yazmış ama bu röportajı okuduktan sonra öğrenecektir. İyi dilek ve temenninin dışında da genellikle forma isteyen taraftarlar mesaj atıyor. Bu da beni mutlu ediyor, çünkü bir gün benden forma isteyecekleri günü çok bekledim” ifadelerini kullandı.

Ümraniyespor maçında gördüğü kırmızı kart nedeniyle üzgün olduğu dile getiren yetenekli oyuncu, “Kabul etmek gerekirse hırslı bir futbolcuyum. Takımımın kazanması için elimden geleni yapmaya çalışıyorum. Kazanma arzusu nedeniyle bazen istemediğimiz davranışlarda bulunabiliyoruz. Ümraniyespor maçında hakeme karşı art niyetli bir harekette bulunmadım. Avusturya’da büyüdüğüm için Türkçem maalesef kusursuz derecede değil. Bazı kelimelerin nasıl yorumlanabileceğini ön göremiyorum. O günde başıma böyle durum geldi. Takımım benim yüzümden uzun süre eksik mücadele etti. Yeni bir şey daha öğrenmiş oldum. Hakemlere karşı bundan sonra çok daha dikkatli davranacağım” dedi.