Siyasetten fırsat buldukça, doğup büyüdüğü Eskişehir'in Günyüzü ilçesinde eskiden köy statüsünde olan Gecek Mahallesi'nde çiftçilikle uğraşan Destici, çoğu zaman traktörün direksiyonuna geçerek ekim ve hasat işlerini yapıyor. Destici çiftçiliğin hayatının bir parçası olduğunu, tarla sürmeyi, bahçe çapalamayı ve budama işini çok sevdiğini ifade etti. Hayatı boyunca anne ve babasını tarlaya hizmet ederken gördüğünü kaydeden Destici, "Biz köyde büyüdük, toprakla büyüdük. Ekinle, yulafla, pancarla, arpayla, kimyonla ilgilendik. Hem bunların ekimi, biçimi hem de bağcılık, ceviz gibi ağaçlarla ilgilenmekle geçti ömrümüz. Hasat günlerinde de bizzat tarlada çalışarak rızkı topladık." ifadelerini kullandı.
Mahallelinin geçimini tarımdan sağladığını bildiren Destici, babasının da Gecek'te hem imamlık hem çiftçilik yaparak kendilerini büyüttüğünü anlattı. Çocukluğunda en çok zevk aldığı işlerden birinin, düvene binip atları yönlendirmek olduğunu aktaran Destici, şunları kaydetti: "Saman yapmak için düven kullanılırdı ve çocuklukta onun üzerinde dönmek en büyük keyifti. Geceleri uyumaz, harman beklerdik. Kazanç helal dairesinde elde edilince, başka bir bereket, huzur getiriyor. Rızkı kazanmak için yapılan tüm işler önemli fakat bunların içinde öne çıkardığım konu, alın teriyle topraktan kazanç sağlamak. Zamanı gelince tarlalarımızın hasadını almak ve buraların işlerine yetişme gayretinde olmaya çalışıyorum. Fırsat buldukça köye gelip, o havayı alıp, işlerimi yapıp tekrar siyasete dönüyorum."
"TARIM VE HAYVANCILIĞI SÜREKLİ CANLI TUTMAMIZ LAZIM"
Mustafa Destici, siyasi alanda gücü yettiğince çiftçinin sesi olmaya gayret gösterdiğini belirtti. Tarım ve çiftçilik alanında ülkenin eskiye göre iyi durumda olduğunu vurgulayan Destici, şöyle devam etti: "Çiftçinin maliyeti çok fazla. Doğrudan verilen destekler var, dolaylı destekler var fakat yine de bu alanda desteğin artırılmasından yanayım. Aslında çiftçinin kullandığı malzeme üzerinden desteğin verilmesi daha doğru; gübreyse gübre, tohum, ilaç, mazot... Bizzat çiftçiliği yapana ihtiyacının verilmesi taraftarıyım. Bu konuda devletimizin attığı adımlar var. Tüm çiftçilerimizi kapsayan bir çalışma yapılmalı. Devletimizin özellikle bu süreçte desteklediği kısım da üreticiler yani çiftçilerimiz. Doğru olan da bu. Çünkü tarım bittiğinde ithalata mecbur kalınıyor. Hem sağlıklı ürün elde edemiyoruz hem de istediğimiz kadar ürüne ulaşamıyoruz. Kovid-19 salgınında bunu gördük. Herkes önce kendi insanını düşündü. O sebeple, tarım ve hayvancılığı sürekli canlı tutmamız lazım. Geçmişe göre daha iyi durumdayız. Yeterli mi? Yeterli olmadığını belli dönemlerde görmüş oluyoruz."
Destici, köylerden göçün önlenmesi amacıyla projeler üretilmesinin önemine de değindi. Kırsalda çiftçiliği öne çıkarak çalışmalara ihtiyaç olduğuna değinen Destici, "Köylerde nüfus azalıyor. Yaşayanların yüzde 80'i yaşlı. Bizim köyümüzde şu anda ilköğretim çağında 3 ya da 5 öğrenci var. Halbuki bizim çocukluğumuzda sınıflarımız çok kalabalıktı. Köyde kalan bu yaşlı kesim de pek çiftçilik yapmıyor. Genellikle tarlalarını icara veriyorlar ya da ekmiyorlar. Köylerin tekrar canlandırılması, çiftçiliğin geleceğin en önemli işi olduğu anlatılmalıdır." diye konuştu.