MHP Genel Başkan Yardımcısı Kamil Aydın, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi'nin (AKPM) Kültür Komisyonunda Türkiye'nin Ayasofya kararını eleştiren Ermeni milletvekiline "Siz kimsiniz, hangi yetki ile Türkiye'deki iç hukuka dayalı kararının hesabı soruyorsunuz." dedi.
Aydın pandemi nedeniyle video konferans yöntemi katıldığı AKPM alt komisyon ve AGİT toplantılarına ilişkin bilgi verdi.
Uluslararası toplantılarda Türkiye söz konusu olunca "siyaha beyaz, beyaza siyah" denildiğine işaret eden Aydın, "Biz İslamofobik tavırlara da muhatap oluyoruz, Türkofobik tavırlara da muhatap oluyoruz. Ne yapıyorlar? Doğu Akdeniz'de hiçbir hukuki gerekçe gözetmeksizin ve Yunanistan'ın hatalarını dikkate almaksızın Sevilla haritası çıkışlarını kabul etmemelerine rağmen sanki geçerli mazeretmiş gibi hiç eleştiri getirmeden hareket ediyorlar." ifadelerini kullandı.
Yunanistan'ın adaları silahlandırmasının hem Lozan hem de Paris anlaşmalarına aykırı olduğuna dikkati çeken Aydın, şunları söyledi:
"İkili görüşmelerimizde önyargılarından arındıkları zaman 'resim çok gerçekçi' ve 'evet haklısınız' diyorlar. Ama resmi toplantılarda sanki metamorfoza uğruyorlar. 'Yunanistan ile GKRY bizim üyemiz, hiçbir şeyi dikkate almaksızın biz doğrudan herhangi bir meselede onların yanındayız' oluyor. Şımarıklıklarının nedeni de bu. Büyük bir koruma şemsiyesi altında 'ne yaparsam ben kabul görüyorum' 'arkamda büyük bir kitle var' olunca da hakla batıl karışıyor."
AKPM toplantısında Ermeni milletvekilinden "Ayasofya" girişimi
AKPM kültür alt komisyonu toplantısında Ermeni bir milletvekilinin Ayasofya'nın camiye dönüştürülmesine tepki için bir karar metni çıkarılması girişiminde bulunduğunu aktaran Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir uyarıda bulunalım çabaları var. Yunanistan ve GKRY'den birçok mektup gönderilmiş. Cenevre Sözleşmesine aykırı bir durum. Komisyonların öyle bir hakkı yok. Bunun mücadelesini verirken o kadar üzüldüm ki. Sinirlendim, kabul edilemez buldum ki, 'Türkiye'de yeterince cami yok mu? Hani Türkiye seküler bir devletti. Bu kadar camisi varken UNESCO'nun koruması altındaki Ayasofya neden cami oluyor?' diyen Ermeni vekile 'Erivan'da kaç tane cami var da sen bana hesap soruyorsun? Siz kimsiniz, hangi yetki ile Türkiye'deki iç hukuka dayalı kararın hesabı soruyorsunuz.' tepkisini verdim."
Bu girişime Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Ermenistan, Avusturya ve Fransa'nın destek verdiğini belirten Aydın, "Başkan, 'böyle bir hukuki gerekçemiz yok' demesine rağmen 'hiç değilse bir uyarı mektubu yazalım, göreve çağıralım' diyorlar." ifadesini kullandı.
Aydın, Karabağ'da işgali sürdüren, sivilleri katleden okulları ve mezarlığı füzelerle vuran bir zihniyetin Türkiye'ye hesap sormaya çalıştığına dikkati çekti.
Türkiye, "Dağlık Karabağ işgal altında ve ateşkes ihlal ediliyor. Bunu gündeme getirelim, bu konuda bir mektup yazalım" dediği zaman da suya sabuna dokunmayan bir metin getirildiğine işaret eden Aydın, ABD, Rusya ve Fransa'nın dönüşümlü dönem başkanlığını yaptığı Minsk Grubunun tavrını da "Görmüyorlar, duymuyorlar, bilmiyorlar." şeklinde özetledi.
Muhalefete ulusal konularda ayrışma tepkisi
Aydın, yurt dışından Türkiye'ye karşı yöneltilen suçlamalara referansın, muhalefet partisi yetkililerinin yaptığı açıklamalar olduğunu söyledi.
Bu kişinin aynı zamanda Bakü Büyükelçiliği yapmış bir isim olduğunu vurgulayan Aydın, şöyle devam etti:
"Orada büyükelçilik yapmış bir insan, o şehitler için çelenk koydun, 1918 Nuri Paşa ve ordusunun şehitleri orada. Hocalı, Gence katliamının şehitleri var. İnsan utanır onların manevi hatırasından biraz. Bunu söyleyince Paşinyan'ın da Macron'un da Miçotakis'in de işine geliyor. Bak diyor biz demiyoruz 'sizden söylüyorlar' diyorlar. Garo Paylan'ın attığı bir twiti senin önüne koyabiliyor. Syriza Partisi Miçotakis'in rakibi ama Türkiye'ye karşı arkasında duruyor. Marine Le Pen Macron'un rakibi ama Türkiye'ye karşı Macron'un yanında duruyor. Dünyanın her yerinde Türkiye'ye karşı iktidar, muhalefet anlayışı söz konusu değil. Konu Türkiye olunca saflar sıklaştırılıyor. Söz konusu bizim iç siyaset olunca bölük pörçüğüz, muhalefetten milli bir duruş göremiyoruz."
Kıbrıs Barış Harekatının yapıldığı 1974 yılında tüm siyasi isimlerin ülkenin ali menfaatleri için alınan kararların arkasında durduğunu hatırlatan Kamil Aydın, "(Ayşe tatile çıksın) dendiğinde kimse çıkmasın demedi. Ayşe tatile çıktı ama bugün bu duruşu CHP gerçi HDP'den zaten beklemiyoruz ama CHP, HDP ile yakınlığını çok net bir şekilde tutumuna da yansıtıyor. Bu da Türkiye'nin dışarıdaki kozlarını güçlü argümanlarını zayıflatıyor." diye konuştu.
