Eskişehir'in Kıravdan Mahallesi'nde oğlu Durmuş Usu ile birlikte ufak bir çiftlikte yaşayan Hesna nine, evlerinde yaklaşık 50 yıldır elektrik olmamasının duyulması üzerine 2017 yılında elektriğe kavuşmuştu. Korona virüs (Covid-19) salgını ile uğraşılan bu günlerde ise Hesna nine hayat hikayesini anlattı. Zor bir hayat geçirdiğini ve elektriksiz yaşamanın zorluklarından bahseden Hesna nine, ışığının gelmesine yardımcı olan herkese bol bol dua ediyor. Evinden çıkmayarak kendini koruyan Hesna nine, gelen ışık sayesinde bugünleri daha kolay aşıyor.
“Allah’ım bana da verse böyle yalancı ışıkları, bu dünyada bir görsem deyip ağlardım”
Yıllarca gaz lambası yaktığını ve elektrik almak için yaşadıklarını anlatan Hesna Usu, “42 yaşında kaldım burada. Kimse yoktu. Bu çatı vardı. Çatının içinde 15 sene yalnız durdum. Üç göz ev yaptırdım. Gelinim vardı, torunlarım vardı. Onlar gitti yalınız başıma kaldım. Sürekli bir şeylerle köyle uğraştım. Uğraşa uğraşa günüm geldi. Günüm gelince de buraya ışıklar geldi. Çok şükür namusum ve şerefim ile günlerimi geçirdim. Gaz lambası yaktım, gaz lambasından sonra mazot lambası yaktım. Baya ışıladı her yer. Tüp yaktım daha sonra da. Tüp yakarken çocuklarım geldi. Tüpü yakınca her yer ışıladı. 'Bu daha iyi' dedim. Ne zahmetler çektim. Oturur evin karşısında yanan ışıklara bakardım. 'Bak herkesin ışığı var da, benim ışığım yok' derdim. Şuradan şuraya gidemezdim. 'Allah' derdim. 'Bana da verse böyle yalancı ışıkları, bu dünyada bir görsem' derdim, ağlardım. Oğlum Durmuşa ‘yavrum şurada teller geçiyor, biz bu tellerden ışık alamaz mıyız’ dedim. ‘Anam alamazsın sen, bize oradan vermezler’ dedi. ‘Başkaları nerelerden geçirip alıyor, bana şuradan geçen ışıktan neden verilmiyorlar’ derdim. ‘Yalancı dünyada Allah’ım gösterir mi göstermez mi’ derdim. 'Bıktım iyice karanlıktan' derdim oğluma. O da ‘sabredeceksin annem’ derdi. Ben yalancı dünyanın ışığını istiyorum, Allah öbür tarafımızı ışık yapsın dedim” dedi.
“İlk sokak lambası yandığında iki gün altında yattım”
Evinde elektrik olmamasının duyulması üzerine gazetecilerin geldiğini söyleyen Usu, “İyi insan çıkmaz gazeteye yavrum ben kötü müyüm’ dedim. ‘sana biz ışık alacağız’ dediler. ‘O kadar uğraştılar alamadılar, siz nasıl alacaksınız’ dedim. ‘Yavrum üstüm temiz değil değiştireyim’ desem de ‘hayır değiştirme, kendini bozma’ dediler. Bir sürü gazetecim geldi. Çok şenlikliydi. Hepsinin kulakları çınlasın. Hepsi de burayı, bana ışık almayı istedi. Işık gelince iki gün altında yattım lambanın Kimseyi dinlemedim. Onun ışığında yattım. ‘Şükür Allah’ım’ dedim. ‘Teyze memnun musun ışığında’ diye sordular. ‘Çok şükür, bana da verdiniz ışık’ dedim” şeklinde konuştu.
“Yemeklerimi temiz yiyorum”
Elektriğin gelmesi ile buzdolabına kavuştuğunu ve her kapağını açtığında dua ettiğini söyleyen Hesna nine, konuşmasını şu şekilde sonlandırdı:
“Elektrik geldikten sonra buzdolabı kullanmaya başlayan Hesna nine, “Yemeklerimi temiz yiyorum. Allah razı olsun. Her kapağını açtığımda dua ediyorum. Yemeğimi pişiriyorum, soğuyunca oraya koyuyorum. Rahat erdim çok şükür. Gazeteci yavrularım da rahata ersin. Ne pişirirsem, ne alırsam koyuyorum. Orası tertemiz.”