Tepebaşı Belediyesi’nin Belde Evlerine gelen kadınlara yönelik Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) tarafından 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında ‘Kadın hakları’ konusunda bilgilendirme seminerleri düzenleniyor.
Şuana kadar Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Çakmak, Tunalı, Sütlüce, Şarhöyük, Zincirlikuyu, Sazova ve Ertuğrulgazi Belde Evlerinde yoğun bir katılımla gerçekleştirilen seminerlere konuşmacı olarak Av. Heval Yıldız Karasu ve Av. Neriman Ersin katıldı. Karasu ve Ersin, şiddet ve türlerinden, kaldırılmak istenen İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun Maddesi ile şiddete uğrayan kadınların ne yapması gerektiğine kadar birçok konu hakkında katılımcılara bilgiler verdi.
Katılımcılara, “Şiddete karşı kadınları, çocukları, aile bireylerini korumak ve şiddeti önlemek için 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine dair bir kanun olduğunu duymuş muydunuz daha önce?” diye soran avukatlar, “Bu kanun kapsamında şiddete uğramanız halinde kendiniz ve çocuklarınız için sığınma evine yerleştirme talep edebilirsiniz. Hayati tehlikeniz olduğunu düşünüyorsanız geçici koruma talep edebilirsiniz, şiddet uygulayanın evinize, iş yerinize gelişi, size telefon, mail veya sosyal medya aracılığıyla ulaşması engellenebilir. Şiddet uygulayan kişi bir bağımlıysa tedavi edilmesi ve bu maddelerin etkisindeyken sizden uzak durması sağlanabilir. İş yerinizin değiştirilmesi, adresinizin saklanması, kimlik bilgilerinizin değiştirilmesi, geçici tedbir ve velayet nafakası ödenmesinin sağlanması, sigortanız yoksa prim borcunuz varsa dahi koruma kararınız oldukça sağlık hizmetlerinden sigorta kapsamında yararlanabilirsiniz” ifadelerini kullandı.
“Gücümüzü birliğimizden alarak, yan yana gelerek, şiddete karşı sessiz kalmıyoruz”
İstanbul Sözleşmesi’ne de değinen avukatlar, “İstanbul Sözleşmesi olarak kısaltılan ve devletlere kadınları her türlü şiddete karşı korumak, ayrımcılığın önüne geçmek ve kadınların güçlendirilmesi yoluyla eşitliğin sağlanması bakımından yükümlülükler yükleyen uluslararası bir sözleşmenin ilk imzacı ülkelerinden biriyiz. Sözleşme devlete diyor ki; şiddet eşitsizlikten doğar, eşitsizliği beslersen şiddeti de beslersin. Şiddet toplumsal bir sorundur, toplumsal dönüşümle çözülür. Şiddetle mücadele için bütünlüklü bir sitem kur. Gelenek, töre, din, ya da ‘namus’ gibi şeyleri şiddetin gerekçesi olarak görme. Herhangi bir şiddet karşısında müracaatta bulunan kadının işlemler sırasında karşısına çıkan polisinden savcısına, hakimine kadar uzanan tüm aşamalardaki kadrolarının şiddetin önlenmesi ve tespit edilmesi, kadın erkek eşitliği gibi konularda eğitilmesini sağla. Peki bu yasa ve sözleşmeler kadınları korumada yeterli mi? Her gün kaybettiğimiz kız kardeşlerimizden biliyoruz ki, tek başına yeterli değil. İlmek ilmek örmedikçe kadın dayanışmasını, şiddetsiz daha güzel bir dünyada yaşama talebimiz hayat bulamıyor maalesef. Gücümüzü birliğimizden alarak, yan yana gelerek, şiddete karşı sessiz kalmıyoruz” ifadelerini kullandı.
Kadınlara haklarının anlatıldığı seminerler, 26 Kasım’da Çamlıca Belde Evi’nde son bulacak.