Ekrem İmamoğlu’nun YSK başkanı Adem Güven ve üyelerine ‘ahmak’ demesi üzerine başlayan hukukî süreçte bugün sonuç açıklandı. Öncelikle Ekrem İmamoğlu’na verilen 2 yıl 7 ay 15 günlük cezayı doğru bulmuyorum. Bu cezanın hukuki sonuçları olacağı gibi, siyasi sonuçları da olacaktır. Bu kararla siyasi anlamda desteğini her geçen gün kaybeden İmamoğlu’na yeni bir kapı aralanmıştır. İmamoğlu ve çevresinin istediği sonuç aslında cezanın verilmesi yönündeydi. Çünkü Ekrem İmamoğlu göreve başladığı günden itibaren İstanbul’a hizmet etmekten çok polemikler üzerinden siyasi bir anlayış içerisinde bulundu. Sürekli bir kavganın içerisinde bulunup, göreve başladığı günden itibaren İstanbul dışında mitingler yaptı. Hiçbir zaman İstanbul’a hizmet etmek gibi bir gündemi olmadı.
Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda ara ara geri çekilmiş gibi gözükse de, ilk günden itibaren gündemi hep Cumhurbaşkanı adayı olmaktı. Bu kararla beraber Millet İttifakı’nın adayı olma noktasında mevcut rakiplerinin önüne geçmiştir. Alınan karar sonrası Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın sürecine benzer bir süreci oluşturmaya çalışanların var olduğu gözükmektedir. Ancak bilinmelidir ki; Ekrem İmamoğlu’ndan yeni bir Recep Tayyip Erdoğan çıkmaz. Ekrem İmamoğlu hakaret üzerine ceza alırken, Recep Tayyip Erdoğan okuduğu bir şiir yüzünden ceza almıştı. Recep Tayyip Erdoğan ötekileştirilmiş olan başörtülülerin, Kürtlerin, Alevilerin hak ve özgürlük mücadelelerindeki sesleri olmuştu, hala da olmaya devam ediyor. Başörtüsü sorununu ortadan kaldırıp, Kürtler ve Alevilerle ilgili devrim niteliğinde adımlar atmıştır. Bugün geldiğimiz noktada ötekileştirilen tüm kesimler haklarına kavuşma açısından çok ileri bir aşamaya gelmiş durumda. Bundan dolayı da Ekrem İmamoğlu’ndan Recep Tayyip Erdoğan oluşturma çabası beyhude bir çabadır. Kimsesizlerin kimsesi olan Recep Tayyip Erdoğan ‘gönülden gönüle giden bir yol vardır’ diyerek gönüllere dokunmaya devam etmektedir. Karar doğru değildir. Kararın Yargıtay’dan dönmesini umut ediyorum.
Köşe Yazısı; Delil Ateş