Ender Kelleci basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi;
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) elektrik, gaz ve yakıt fiyat değişimlerini dikkate alarak hazırladığı tüketici fiyatları bazlı enerji endeksinde Türkiye açık ara zam şampiyonu oldu. Son 16 yıllık dönemde endeks değeri en küçük OECD ülkesi olan Türkiye, bugün endeks değeri en büyük ülkeye dönüştü. OECD’nin 2015’i baz yıl (2015=100) alarak gerçekleştirdiği enerji endeksi çalışmasına göre; 2003 yılında 36,6 değerine sahip olan Türkiye’nin endeks değeri Mayıs 2019’da 148.8’e çıktı. 2003 yılından bu yana Mayıs 2019 itibariyle elektrik, gaz ve yakıt dahil olmak üzere ortalama enerji fiyatları 3 katı aşkın artış gösterdi. Aynı dönemde OECD ortalamasında artış yüzde 75 düzeyinde kalırken, Türkiye’de ise zam oranı yüzde 307 olarak gerçekleşti. Türkiye’nin açık ara zam şampiyonu olduğu sıralamada en yakın rakibi Letonya’da ise aynı dönemdeki fiyat artışları yüzde 168 düzeyinde gerçekleşti. Avrupa Birliği’ni oluşturan 28 ülkedeki fiyat artışları yüzde 77 ile OECD ortalamasının biraz üstünde şekillenirken, aynı dönemde ABD’de ise enerji fiyatları yüzde 65 oranında artış gösterdi. OECD ülkeleri içinde Güney Kore aynı dönemde yüzde 31 ile en az zam yapılan ülke oldu. Japonya ise yüzde 35 ile sondan ikinci sırada yer aldı. Endeksin yıllar içindeki gelişimine bakıldığında 2003 yılında en alt sırada olan Türkiye’nin, hızlı bir tırmanışla OECD ortalamasını yakalayarak, geçtiği görülüyor. Türkiye’nin enerji fiyatlarında aşağı yönlü bir seyir izlediği döneme rastlanmazken, OECD ortalamasının bazı yıllarda bir önceki yıla göre düşerek, dalgalı bir seyir izlemesi dikkat çekiyor.
Türkiye’nin hem endeks değeri hem de artış hızı bakımından OECD ülkeleri içinde zirveye yerleşmesi, tüm dünyada enerji maliyetlerini artıran unsurlar olmakla birlikteolmasına rağmen ülkemizde özel bir durumun da olduğunun göstergesidir. Yaşanan zamların ardında özelleştirme ve piyasalaştırmaya dayalı yanlış enerji politikaları yatmaktadır. “Elektrikte 12.7 milyar dolarlık özelleştirme yaptık” güzellemeleriyle kamuoyuna sunulan elektrik dağıtım bölgelerinin özel sektöre devir işlemlerinin başladığı 2009 yılından bu yana, enerji fiyatlarındaki artış ivmelenmiştir. Özelleşen dağıtım şirketlerine aktarılan dağıtım bedelinin de faturalar içindeki payı, düzenli zamlarla artırılmaktadır. 1 Temmuz 2019 tarihli elektrik tarifesine göre; 4 kişilik ailenin (230 Kwh) ortalama faturası 57.3 TL’dir. Aradan geçen zaman diliminde bu rakam yüzde 148 artışla 142.2 TL’ye çıkmıştır. Aynı dönemde sonradan dağıtım bedeli altında birleştirilen iletim ve dağıtım bedellerin toplamı ise 7.01 TL’de kalmaktadır. Son tarifeyle birlikte dağıtım bedelinin aile faturalarına 42.3 TL olarak yansıdığı düşünülürse, özelleştirme sonrası dağıtım bedelinin yüzde 503 düzeyinde arttığı görülecektir. 2009’de faturanın yüzde 12’sini oluşturan dağıtım bedelinin, son tarifede faturanın yüzde 29.7’sinden sorumlu olması, dağıtım özelleştirmelerinin etkisini direkt olarak gözler önüne sermektedir. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun “kolay fatura” adı altına geçeceğini duyurduğu yeni fatura uygulamasında “dağıtım bedelinin” ayrı bir kalem olarak yazılmayarak gizlenmeye çalışılmasının altında yatan gerçek budur.
Enerjiye erişim bugün temel bir insan hakkı olarak kabul ediliyoredilmektedir. Elektrik, fiyatlarının herkesin ulaşabileceği düzeyde olması gerektiği ilkesini göz ardı edilerek yapılan bu yüksek artışlar, yeni bir yoksullaşama dalgası başlatacak büyüklüğe ulaşmıştır.
EMO Eskişehir Şubesi olarak temennimiz; tTüm yurttaşlarımızaa, insanca yaşayabilmesi için enerji ihtiyacını ekonomik koşullarda karşılama imkanıimkânının sunulmalsıdır. Kâr esasıyla şekillen piyasa yapısı ve enerji politikalarının acilen terk edilerek enerji yönetiminin; kısıtlı kaynaklarımızı en iyi şekilde değerlendirecek, kamu yararını esas alan siyasi ve ticari müdahalelerden uzak bir yapıya bırakılmaslıdır.