Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, "Asgari ücretin işçi ve işverenlerin beklentilerine uygun, çalışma hayatına olumlu katkı sağlayacak seviyede belirleneceğine inanıyorum." dedi.
Yeni yılda geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında işçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, ilk toplantısını gerçekleştirdi.
Yeni tip koronavirüs tedbirleri kapsamında çevrim içi düzenlenen toplantının başkanlığını ve açılış konuşmasını, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk yaptı.
Tespit edilecek yeni asgari ücretin, çalışma hayatının tüm taraflarına ve vatandaşlara hayırlı olması temennisinde bulunan Selçuk, şunları söyledi:
"Asgari ücret, hangi kanuna tabi olarak çalıştığına bakılmaksızın tüm iş kollarını kapsamakta, toplumun tüm kesimleri için eşit olarak belirlenmekte. Çalışma hayatında, işçi kardeşlerimizin ekonomik ve sosyal haklarının korunmasında, ücret politikalarının alt sınırını ortaya koyuyor. Komisyonun nihai hedefi, tüm sosyal tarafların görüşleri, talepleri ve koşulları göz önünde bulundurarak bu düzeyi belirlemek. Bakanlık olarak bu süreçte bir hakem rolü üstlenerek işçi ve işverenlerimizin mutabakatıyla asgari ücreti tespit etmeyi hedefliyoruz."
"İstişare içerisinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz"
Selçuk, toplumun tüm kesimlerinin dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgınıyla mücadelede olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Bu salgın, çalışma hayatını, istihdamı, işçilerimizi ve işverenlerimizi de etkiledi. Bu amaçla, Bakanlık olarak, Sosyal Koruma Kalkanı altında birçok programı hayata geçirdik. Vatandaşlarımıza doğrudan aktardığımız kaynağın toplam tutarı 42 milyar lirayı aştı. Bu süreci işçi ve işveren konfederasyonlarımızla sosyal diyalog içerisinde yürüttük. Çalışanlarımızı korumak için başlattığımız uygulamalarımızı olabilecek en hızlı ve etkin bir şekilde hayata geçirmek için büyük gayret gösterdik. Son gelişmeler ışığında 1 Aralık itibarıyla kısa çalışma ödeneğine başvuruları almaya başladık. Süreci daha da hızlandırmak için başvuruları e-Devlet üzerinden alıyoruz. Ayrıca Normalleşme Desteği'nin uygulanma süresini de uzattık. Doğru ve etkin politikaları hayata geçirmek için bundan sonraki süreçlerde de ilgili tüm taraflarla istişare içerisinde çalışmalarımızı sürdüreceğiz."
"En uygun sosyal ve ekonomik koşulları oluşturacağız"
Bakan Selçuk, çalışma hayatının temel unsurlarından asgari ücretin tespiti konusunda tüm tarafların teklif ve görüşlerini komisyonda ifade edeceğini vurguladı.
Her daim emeğin kutsal olduğuna inanarak ailesi, ülkesi ve milleti için özveriyle çalışan her vatandaşın yanında olduklarını vurgulayan Selçuk, şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, sosyal ve ekonomik hakların iyileştirilmesi konusunda çalışanlarımıza her zaman sahip çıktık. 2002'den bu yana işçi ve işverenlerimizin haklarında iyileşme sağlayan birçok önemli düzenlemeyi hayata geçirdik. 2003'te İş Kanunu'muzu ILO sözleşmelerine ve AB normlarına uygun olarak yeniden düzenledik. 2009'da 1 Mayıs'ı işçilerimize 'Emek ve Dayanışma Günü' olarak ilan eden yine biz olduk. Askeri darbe sonucu oluşmuş sendikal mevzuatımızı, uluslararası standartlara uygun olarak, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu ile 2012'de yeniden düzenledik."
İşçi sendikasına üyelikte e-Devlet sistemine geçerek sivil örgütlenme ve sendikalaşmayı kolaylaştırıcı önemli bir adım daha attıklarını belirten Selçuk, "Bugün sendikalara üye olan yaklaşık 2 milyon işçi kardeşimiz var. Sendikalaşma oranlarındaki artışları, demokrasimiz ve sendikalarımızın gücü bakımından önemsiyoruz. 2013'te yüzde 9 olan işçilerin sendikalaşma oranı bugün yüzde 14'e yükseldi." bilgisini verdi.
Bakan Selçuk, çalışarak, üreterek, alın teri dökerek evlerine ekmek götüren işçilerin, ailelerin refahı için sosyal diyaloğu güçlendirerek en uygun sosyal ve ekonomik koşulları birlikte oluşturacaklarını dile getirdi.
"Asgari ücretin uzlaşıyla çıkmasını istiyoruz"
Bakan Selçuk, Asgari Ücret Tespit Komisyonunda 18 yıl boyunca tüm tarafların şartlarını gözetip her zaman çözüm odaklı bir yaklaşım sergilediklerini belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:
"2019 yılı enflasyonu yüzde 11,84 olmasına karşın, 2020 yılı için brüt asgari ücreti yüzde 15,03 artırarak 2 bin 943 liraya yükselttik. Net asgari ücret ise 2 bin 324 lira oldu. Böylece enflasyonun 3 puan üzerinde bir iyileştirme kaydetmiş olduk. 18 yıllık dönemde reel artış 1,5 kat oldu. Komisyon, çalışmalarını aralık ayı boyunca sürdürecek."
Asgari ücretin birçok kalemi etkilediği için ülkelerin ekonomisinde belirleyici role de sahip olduğuna dikkati çeken Selçuk, "Bu süreçte hedefimiz işi, istihdamı, işçilerimizi ve işverenleri korumak. Asgari ücretin bu sene uzlaşıyla çıkmasını istiyoruz. Asgari ücretin, işçilerimizin ve işverenlerimizin beklentilerine uygun ve çalışma hayatına olumlu katkı sağlayacak bir seviyede belirleneceğine inanıyorum. 1 Ocak 2021'de yürürlüğe girecek olan asgari ücretin, işçi ve işverenlerimize, ailelerine, bütün vatandaşlarımıza hayırlar getirmesini temenni ediyorum." diye konuştu.
Dün 3 Aralık Dünya Engelliler Günü olduğunu anımsatan Bakan Selçuk, bu yıl Türk-İş heyetinde komisyonda yer alan engelli işçinin şahsında tüm engellilerin gününü kutladı.
"Tüm çalışanlar için adil bir vergi düzenlemesi yapılmalı"
İşçi heyetine başkanlık yapan Türk-İş Genel Eğitim Sekreteri Nazmi Irgat Irgat, Kovid-19 salgını nedeniyle tüm dünyanın sancılı bir süreçte olduğunu söyledi.
Irgat, salgında başta sağlık çalışanları olmak üzere sağlığını ve hayatını kaybetme pahasına çalışan tüm emekçilere şükranlarını sunduğunu belirtti.
Salgının insanlara hayattaki önceliklerini sorgulama fırsatı verdiğini dile getiren Irgat, şöyle konuştu:
"Adil olmayan uygulamalardan biri olan asgari ücreti düzeltmek için bugün önümüzde bir fırsatımız var. Hayatlarını tehlikeye atarak çalışanlara, emeklerinin karşılığını ödemenin zamanı. Her kriz döneminde yaşandığı gibi düşük gelirliler, işçiler, emekçiler mağdur oluyor. Krizin faturası her zaman olduğu gibi işçilere kesiliyor. İşten çıkarma yasağı geldi ama sendikasız iş yerlerinde ücretsiz izne çıkarılan insanlar, asgari ücretin yarısını bile alamamakta. İşçilerin onayı alınmadan, işveren iradesiyle çıkarıldığı ücretsiz izinde günlük 39 lira nakdi ücret desteği sağlandı. Ele geçen aylık 1,168 liralık bu destek yetersiz kaldı."
Nazmi Irgat, çalışanların 7 milyonunun asgari ücret düzeyinde gelire sahip olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Milyonlarca insan borçlanarak yaşamını sürdürmeye çalışıyor. Milyonlarca işsiz var. Asgari ücret ve altında bir gelire mahkum edildikleri için daha da yoksullar, mutsuzlar, huzursuzlar, endişeliler. En önemlisi de geleceğe umutla bakmıyorlar. Sayın Bakanım, siz aynı zamanda aileden sorumlu bakansınız. Bu gelir düzeyiyle bir ailenin geçinmesi mümkün müdür? Asgari ücret tespit edilirken aile faktörü mutlaka dikkate alınmalıdır. Asgari ücretli ailenin geliri de yılın son aylarında gelir vergisindeki artış nedeniyle azalıyor. Asgari ücretlilerle birlikte tüm çalışanlar için adil bir vergi düzenlemesi yapılmalı."
"Hizmet sektöründeki tablo göz ardı edilmemeli"
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) Genel Sekreteri Akansel Koç da şunları kaydetti:
"Bu desteklere rağmen maalesef özellikle hizmet sektörünün salgından olumsuz etkilendiği gerçeği ortadadır. Asgari ücret, hizmet sektöründe yaşanan olumsuz tablo göz ardı edilmeden belirlenmelidir. Unutulmamalıdır ki niyet iyi olsa bile ani ve büyük ücret değişimlerinin uzun senelere yayılmış ciddi istihdam etkileri yaratabileceği geçmişte yaşanan deneyimlerle sabittir. Çalışanlara ödenebilecek 'en alt limiti' ifade eden asgari ücret belirlenirken, ülkemizin ekonomik durumu ve işletmelerimize olan etkisi göz önünde bulundurulmalıdır. Çünkü işletmelere yansıyacak olumsuz etkiler tüm çalışma arkadaşlarımıza da aynı yönde sirayet edecektir. Bildiğiniz gibi asgari ücret yeni istihdam yaratılmasında etkili olduğu gibi yatırımcıların yatırım kararlarını da etkileyen en temel kriterlerdendir."
Koç, tüm ülkelerde ilave istihdam yaratmanın hiç kolay olmadığına dikkati çekerek, "Yabancı yatırımcı çekmek hiç kolay değil. Bugün itibarıyla ülkemizde genel işsizlik oranı yüzde 13'lerde seyrederken, genç işsizliği ise yüzde 26,1. Güncel durumda 1,3 milyon genç işsizimiz var. Ne eğitimde ne istihdamda olan gençlerin sayısı bugün yüzde 30'luk oranla neredeyse 3,6 milyona ulaşmıştır. Üstelik bu gençlerin 655 bini yükseköğrenim ve 671 bini ise mesleki veya teknik lise mezunudur. Bir başka ifadeyle, her iki yükseköğrenim mezunu gençten biri işsizdir." dedi.
Enflasyonun üzerinde artış gösteren asgari ücretle kayıt dışılığın artıp yüzde 32,9 seviyesine ulaştığına dikkat çeken Koç, şöyle devam etti:
"Yaşanan salgının yarattığı süreçle birlikte daha da artış eğilimi gösterebilecek kayıt dışılığın önüne geçmemiz şarttır. Kayıt dışı istihdamın bir puan düşürülmesinin bile ülke ekonomisine, büyümeye ve dolayısıyla istihdama çok ciddi katkısı olduğuna dikkat çekmek isterim. 1 puanlık kayıt dışılığın devletimize maliyeti yıllık 3,5 milyar liranın üzerindedir. Üzülerek söylüyorum ki 2021 yılı için belirlenecek asgari ücretin işverene maliyeti kayıt dışına yönelimin şiddetini de belirleyecektir. TİSK olarak kayıt dışı ile mücadeleyi destekliyoruz. Çalışma barışının, güçlü ekonominin en önemli belirleyicisi olduğunu ve bizler için çalışma hayatındaki uyumun siyaset üstü olduğunu belirterek, salgın sürecinde birlikte aldığımız ortak kararların yine ortak çıkarlarımız için uygulanmasını temenni ediyoruz."
Güncelleme Tarihi: 05 Aralık 2020, 03:47