ABD'de son ayların en önemli gündem maddesi olan azil süreci Başkan Donald Trump'ın Senatoda aklanmasıyla sona ererken, bu süreçten yine Trump'ın kazançlı çıktığı görüşü kamuoyunda öne çıktı.
ABD'de Trump'a yönelik yürütülen, başkanın "görevin kötüye kullanılması" ve "Kongrenin işleyişini engelleme" maddelerinden yargılandığı azil süreci, Senato Genel Kurulunda dün yapılan oylama ile sona erdi.
"Görevini kötüye kullanmak" suçlaması için yapılan ilk oylamada 48 senatör Trump'ın "suçlu olduğu", 52 senatör ise "suçlu olmadığı" yönünde oy verdi.
"Kongrenin işleyişini engellemek" başlıklı azil maddesi için yapılan ikinci oylamada ise 47 senatör Trump'ın "suçlu olduğu", 53 senatör ise "suçlu olmadığı" yönünde oy kullandı.
Böylece Trump, ABD tarihinde Andrew Johnson ve Bill Clinton'dan sonra Senatoda aklanan 3. başkan oldu.
Trump'ın azli nasıl gündeme geldi?
Eylül ayında basına sızan ve 25 Temmuz'da yaptıkları telefon görüşmesinde Trump'ın Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy'e, rakibi Joe Biden ve ailesini soruşturması durumunda ABD'nin ülkesine yardım edeceğini söylediğini iddia eden muhbir raporu azil soruşturmasının fitilini ateşledi.
Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, 24 Eylül'de, "ABD'nin ulusal güvenliğine zarar verdiği" ve "Başkanlık yeminine ihanet ettiği" gerekçesiyle Trump'a yönelik azil soruşturması başlatıldığını açıkladı.
Beyaz Saray ise 25 Eylül'de Trump-Zelenskiy görüşmesinin dökümünü yayımlayarak Ukrayna'ya yardımlar ile görüşme arasında bir ilişki olmadığını savundu. Buna rağmen Trump'ın ağustos ayında Ukrayna'ya yardımları askıya almış olması tartışmaları körükledi.
Trump, ilk günden bu yana azil soruşturmasını, "Rusya soruşturmasında umduklarını bulamayan Demokratların bir cadı avı" olarak nitelendirdi ve suçsuz olduğunu savundu.
Temsilciler Meclisi, 31 Ekim'de yapılan oylama ile azil soruşturmasının usullerini belirledi ve kamuya açık oturumlar yapılmasını kararlaştırdı.
Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesinde kamuya açık ilk oturum 13 Kasım'da, son oturum ise 21 Kasım'da yapıldı. Bu süreçte Dışişleri, Ulusal Güvenlik Konseyi ve Pentagon'dan toplam 12 yetkili ifade verdi.
Ardından İstihbarat Komitesi hazırladığı 300 sayfalık raporu 3 Aralık'ta Adalet Komitesine sundu. Adalet Komitesindeki ilk oturum ise 4 Aralık'ta yapıldı.
Komite, 13 Aralık'ta azil maddelerini onaylayarak konunun Temsilciler Meclisi Genel Kuruluna gelmesine kapı açtı.
Temsilciler Meclisi Genel Kurulunda 18 Aralık'ta yapılan oylamada, "görevini kötüye kullanmak" suçlaması 197 vekilin "hayır" oyuna karşılık 230 oy ile "Kongrenin işleyişini engellemek" suçlaması ise 198'e karşı 229 oy ile kabul edildi.
Azil maddelerinin Senatoya hemen sunulmaması tartışmalara yol açtı
Öte yandan Temsilciler Meclisi Genel Kurulundaki oylamanın ardından azil maddelerinin hemen Senatoya gönderilmemesi ABD'de tartışma konusu oldu.
Demokratlar, Senatoda "adil bir yargılama" olacağından emin olana kadar maddeleri göndermeyeceklerini belirtirken, Başkan Trump ve Cumhuriyetçi isimler, "Demokratların eli zayıf" olduğu için maddeleri Senatoya göndermekten çekindiğini belirtti.
Tartışmaların ardından dosya Senatoya gitti ve buradaki ilk oturum Yüksek Mahkeme Başkanı John Roberts önderliğinde 21 Ocak'ta yapıldı.
Senatoda Trump'ın avukatlarının savunmaları 28 Ocak'ta tamamlandı. Ardından 29-30 Ocak'ta toplamda 16 saat süren soru cevap kısmı yapıldı.
Süreç büyük oranda parti ekseninde ilerledi
Yaklaşık 4 buçuk aylık süreçte, tartışmalarda ve oylamalarda azil sürecinin büyük oranda parti ekseninde ilerlediği gözlendi.
Cumhuriyetçiler Trump'ın arkasında bir tutum sergilerken, Demokratlar hem Senato hem Temsilciler Meclisinde parti ekseninde ilerledi.
Azil maddelerine ilişkin Temsilciler Meclisi Genel Kurulunda yapılan oylamada tüm Cumhuriyetçiler "hayır" verirken, ilk oylamada 2, ikincisinde ise 3 Demokrat vekilin "hayır" vermesi dikkatlerden kaçmadı.
Bu durum Senatodaki oylamada da değişmedi. Tüm Demokrat Senatörler Trump'ın "suçlu bulunması" yönünde oy kullanırken, Cumhuriyetçi Senatör Mitt Romney "görevin kötüye kullanılması" suçlaması için yapılan oylamada "suçlu olduğu", "Kongrenin işleyişini engelleme" suçlaması için ise "suçlu olmadığı" yönünde oy kullandı.
Azil sürecinde kamuoyunun fikri değişmedi
3 Kasım 2020'deki başkanlık seçimlerine giden yolda bazı anketlerde Trump'ın muhtemel rakipleri Joe Biden ve Bernie Sanders önde görünse de kamuoyunun fikrinin büyük oranda değişmediği görülüyor.
Cumhuriyetçi Partide ise seçmenin ve parti delegasyonunun Trump'ın arkasında daha da kenetlendiği görülüyor.
Iowa'da yapılan ilk ön seçimde Trump, Cumhuriyetçi Parti üyelerinden yüzde 97,1 oy alarak bu durumu kanıtlamış oldu.
Güncelleme Tarihi: 06 Şubat 2020, 12:13